Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Psikolojik Harekat hakkında neler biliyoruz? 21. asrın en yaygın savaş metodu (27) |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
|
İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzünülecek bir sistemdir. İnsanları mesut edecek yegane vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1931) |
KURTLAR VADİSİ-IRAK FİLMİ:
Amerikalı komutanlar filmin gösterildiği sinemaların yakınlarına askerlerinin gitmesini yasaklamışlar ve de doğrusunu yapmışlar. Çünkü bu filmde Rambo kılıklı ABD askerlerinin yaptığı askerliğe ve insanlığa yakışmayan davranışlar karşısında seyredenlerin galeyana gelmemesi mümkün değildir. Milletimiz duygusaldır ve iyi motive edildiği takdirde duygularını hemen gösterir. Gerçekten ABD askerlerinin film oynanan yerlerin yakınında bulundurulmaması güvenlikleri için iyi düşünülmüş bir tedbirdir. Burada önemli olan Amerikan askerlerinin değil, Türk askerlerinin durumudur. Keşke mümkün olabilse de Türk Askerlerinin bu filmi izlemesi önlenebilse. Bu filmi gören askerlerimizin komutanları hakkında iyi şeyler düşünmeyecekleri açıkça belli olmaktadır. Bir cümle ile özetlemek gerekirse Kurtlar Vadisi-Irak; devletin resmi teşekküllerinin dışında planlanan ve hiç destek almadan tamamen ticari amaçlarla gerçekleştirilen ve maddi çıkar amacı güden bir çalışmadır. Güncel ve halkın ilgisini çeken konusu yüzünden ilgi odağı olmaktadır. Televizyon tabiri ile RAYTİNG almaktadır.. Kısa sürede büyük ilgi odağı haline gelen filimde; Irak ile ilgili aktif bir politika üretemeyen, yetkili ağızlardan tekrarlanarak savaş sebebi saydığımız Kırmızı Çizgilerimizin elimizden alınmasını seyretmekle yetinen, Kuzey Irakta müstakil bir Kürt Devleti kurulması yönündeki çabalara açıkça destek veren, Misak-ı Milli hudutları içindeki Osmanlının Musul vilayetindeki 4 Milyona yakın Türkü kederleri ile baş başa bırakan AKP yönetimi ile gelişmelerde aktif tedbirler üretemeyerek halkın gözündeki güvenirliği sorgulanır hale gelen Silahlı Kuvvetlerimize açıkça hakaret edilmektedir. Burada olayların gerçekleri yansıttığı, bir belgesel gibi halkı bilgilendirici bir işlev yapıldığı, demokratik düşünceyi yansıttığı gibi bir gerekçenin arkasına saklanarak filmi mazur gösterebilmek bana göre mümkün değildir. Bu yüzden ben sadece filmi değil, filmin gösterime başlamasından sonra medyanın konuyu saptırmasını ve bu olayı Çuvalın intikamı alındı şeklinde abartmasının doğru olmadığını görüyorum ve bu filmi İkinci çuval olayı olarak değerlendiriyorum. Ordunun onurunu, derin devletin kurtarmasının ne düşüncesini ve ne de fiilen gerçekleşmiş olmasını hazmetmek kolay değildir. Türk halkı, gurur duyduğu özel kuvvetlere mensup on bir kişinin tek kurşun atmadan teslim olmasını hala kabullenebilmiş değildir. İşte bu yüzden bu film; Çuvalın İntikamının alınması olarak görülmemeli, aksine halkın çuval olayını hafızalarından çıkmayacak şekilde beyinlerinin derinliklerinde yer etmesini sağlama işlevi yaptığı dikkate alınmalıdır. Şimdi hınç ve öç alma duygusu daha da artmıştır. Halkın bilinçaltındaki ABD aleyhtarı duygular yükselmiş ve çevresini de etkiler hale gelmiştir. Bundan sonra Türk milleti çuvalın rövanşının geçmişimize yakışır bir şekilde alınması beklentisine itilmiştir. Olayın üzerinden geçen iki buçuk yıla rağmen bu film ile, Silahlı Kuvvetlerin pasif davranışı, hükümetin nota-müzik notası gibi yersiz ve ciddiyetsiz açıklamaları yeniden hatırlanmıştır. Şimdi olaya Psikolojik Harekatçı gözü ile baktığımızda KURTLAR VADİSİ filminin kafaları karmakarış ettiği ve halkın intikam hislerini kamçıladığını söyleyebiliriz. Burada dikkat edeceğimiz nokta şudur. Halkın antipatisi sadece Amerikalılara karşı değildir. Tam tersine burnumuzun dibinde Müslüman kardeşlerimize ve Türkmen kardeşlerimize yapılanlara seyirci kalan AKP iktidarına karşı olumsuz duygular artmıştır. Bu film ile birlikte iğneyi ABDye batırırken çuvaldız kendimize batırılmıştır.. Türk halkının Türk askerine büyük bir saygısı ve güveni vardır ve Amerika çuvalın bedelini er veya geç ödeyecektir. Ödemenin şekli ve zamanını birlikte göreceğiz. Burada kesin olan şey bu bedelin film yoluyla ödetilemeyeceğidir. Kurtlar Vadisi-Irak filminin yapımcıları Türk Silahlı Kuvvetleri'nin duygularıyla oynayarak bunu ticarete dönüştürmek gibi bir tutum içine girmişlerdir. Bu çok yanlıştır. Filmin yurtdışında da gösterime girmesi, filmin insanlar üzerindeki etkilerinin artık geri dönülemez ve kontrol edilemez bir çıkmaza girildiğinin işaretidir. ABDni yererken kendi güçlerimizi ve yönetimimizi de yaraladığımızı göz önünde bulundurmamız lazımdır. İşte Filmle ilgili birkaç çarpıcı ve unutulmayacak birkaç sahne;
** 4 Temmuz günü atalarımıza layık olamadık" deyip, Polat Alemdara gidecek bir mektup bıraktıktan sonra, silahı alnına dayayıp, intihar eden onurlu Türk subayının görüntüleri..
** Polat Alemdarın Amerikalı muhatabının suratına "Ben siyasi parti lideri değilim. Diplomat ya da asker de değilim. Aynen senin dediğin gibi ben Türküm. Ve bir Türkün kafasına çuval geçirecek adamın dünyasını başına yıkarım! Şimdi kes sesini ve tak şunu" diye çuvalı yüzüne fırlattığı sahne..
** Düğünün basılması ve damat dahil pek çok kişinin vahşice öldürülmesi,
** Hapishanelerde yapılan insanlık dışı vahşet görüntüleri,
** Pazaryerinde canlı bombanın patlaması,
** Türk, Kürt, Arap liderlerin Amerikalı yetkiliyle lokantadaki toplantısında söylediği,Dağı Kürtlere, Ovayı Araplara verdiniz ve Petrolu kendinize aldınız, Türklere bir şey bırakmadınız sözlerinin geçtiği sahne,
** Dergâhta zikir görüntüleri, Şeyh Kerkükinin söylemleri ve toplum üzerindeki etkileri,
** Minarenin ve dergâhın bombalanması ve sivil halka yapılan saldırılar,
** Polat Alemdarın ABDli yetkilinin kalbine hançerini saplaması, sahneleri çok iyi kurgulanmış ve izleyenlerde duygu patlamalarına yol açmıştır. Sonuç olarak; Başta ABD olmak üzere Türkiye üzerinde menfaati olan küresel güçler bu filim nedeni ile ortaya çıkan enerjiyi ve dinamizmi dikkatle izlemek zorundadır. Şu Çılgın Türkler kitabının gördüğü ilginin anlamını henüz çözemeyen dış güçler, Kurtlar Vadisi-Irak filmi ile ortaya çıkan olumsuz rüzgarların fırtına veya kasırgaya dönüşüp dönüşmeyeceğini incelemek zorundadırlar. İnceleyecekleri ve cevap bulmak zorunda oldukları diğer sorular şunlardır; - Türkiyede Polat Alemdar gibi kişileri bünyesinde barındıran örgütler gerçekten var mıdır? - Varsa neredeler ve şimdi ne yapıyorlar? - Neler yapabilirler ve küresel hedeflerinin gerçekleşmesine engel olabilirler mi? İşte bu soruların cevapları kapalı kapılar ardında sıkça konuşulmakta ve muhtemel tedbirler üzerinde çalışılmaktadır.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 16 Şubat 2006 Perşembe |
|
|