Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
21 Nisan 1920, TBMM açılış beyannamesi |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
Bir toplulukta kıymet ve kuvvet, onu kuran fertlerin kendilerini kıymet ve kuvvet saymalarındadır. Ancak bu gibi fertlerden kurulmuş olan toplumlardır ki, yekpare kıymet ve kuvvet manzarası gösterebilirler. (Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1937)
23 Nisan 2010’da TBMM’nin açılışının doksanıncı yılını gururla idrak ediyoruz. Bu mutlu günde Türkiye Cumhuriyeti Devleti güç günler geçirmektedir. 23 Nisan 1920’de kurulan TBMM; işgal altındaki Osmanlı topraklarında psikolojik açıdan çökmüş Türk milletini tam bağımsızlık fikri etrafında bütünleştirerek kurduğu ordularla düşmanı denize dökmüştür. Lozan Barış Antlaşmasını müteakip 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet yönetimini kabul ederek Osmanlı Devletini tarihe mal etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti 1923’de resmen kurulmasına rağmen fiili kuruluşu 23 Nisan 1920’dir. Çünkü bu tarihte ilk defa “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ibaresi TBMM duvarına asılarak padişahın 600 yıllık iradesine fiilen son verilmiştir. Geçen doksan yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti her alanda hızla gelişerek çağdaş dünyanın saygın ve sözü geçen önemli bir üyesi olmuştur. Ülkemiz, dünyanın en sorunlu bölgesinde yer almaktadır. Geçen süre zarfında çevremizde ceryan eden sıcak savaşlara rağmen bağımsızlığımızı, üniter ve laik devlet yapımızın muhafazasını doğrudan halkın iradesini temsil eden TBMM’ne borçlu olduğumuzu unutmamalıyız.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir avuç kahraman Türk tarafından kurulan TBMM çok sağlam ve sarsılmaz temeller üzerine inşa edilmiştir. Bu temellerden en önemlisi Gazi’nin bizzat kaleme aldığı ve aynen uygulattırdığı 21 Nisan 1920 TBMM Açılış Beyannamesi’dir.
Bu beyannane NUTUK' ta TBMM Toplanıyor kenar başlığı altında yer almıştır. 21 Nisan 1920 tarihinde bütün memlekete yayınladığım tebliğ metnini, o günün duygu ve düşüncelerine ne derece uymak zorunda kalındığını gösterir bir vesika olmak bakımından aynen bilgilerinize arz etmeyi yerinde buluyorum ibareleri ile başlayan bölümde yer alan Mustafa Kemal imzalı TBMM Açılış Beyannamesi TBMM’nin manevi gücünü göstermesi açısından çok önemlidir. Ayrıca bu belge Atatürk'ü ısrarla dinsiz ve din düşmanı olarak gösteren beyni satın alınmış gafillerin suratına çarpılan ciddi bir tokat niteliği de taşımaktadır.
Bu belgede söylenenler aynen uygulanmıştır. 1920'nin TBMM ile günümüz TBMM arasında mukayese yapabilmek için belgenin tamamını aşağıda veriyorum..
Kolordu ve Tümen Komutanlıklarına, Refet Beyefendiye, bütün Valiliklere, müstakil Sancaklara, Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetlerine, Belediye Başkanlıklarına; 21 Nisan 1920; 1. Cenâb-ı Hak'kın lütfuyla Nisanın 23 üncü Cuma günü, Cuma namazından sonra Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılacaktır. 2. Vatanın istiklâlinin, yüce hilâfet ve saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayatî vazifeleri yapacak olan bu Büyük Millet Meclisi'nin açılış gününü cumaya rastlatmakla, Cuma gününün mübarek oluşundan istifade ve bütün muhterem mebus hazretleri ile Hacı Bayram Veli Câmi-i Şerifinde Cuma namazı kılınarak Kur'anın ve namazın nurlarından da feyiz alınacaktır. Namazdan sonra Sakal-ı Şerif ve Sancak-ı Şerifi alıp meclisin toplanacağı yere gidilecektir. Oraya girmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde Cami-i Şerif'ten itibaren toplantı binasına kadar, kolordu komutanlığınca askeri birliklere özel merasim düzeni aldırılacaktır. 3. Açılış gününün kutsallığını belirtmek için, bugünden itibaren vilayet merkezinde, Vali Beyefendi Hazretlerinin düzenleyeceği şekilde hatim indirilmesine ve Buhar-i Şerif okunmasına başlanacak ve Hatim-i Şerif'in son kısımları uğur getirmesi için Cuma günü namazdan sonra toplantı binası önünde tamamlanacaktır. 4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde ayni şekilde bugünden itibaren Hatim-i Şerifler indirilmesine ve Buhar-i Şerif okunmasına başlanarak, Cuma günü ezandan önce minarelerde salâ verilecek, hutbe arasında halifemiz padişahımız efendimiz hazretlerinin mübarek namları zikredilirken padişah efendimizin yüce varlıklarının ve şanlı memleketleriyle bütün kullarının biran önce selâmet ve saadete kavuşmaları duası ayrıca okunacak ve Cuma namazının kılınmasından sonra da hatim tamamlanarak yüce hilâfet ve saltanat makamının ve bütün vatan topraklarının kurtuluşu için girişilen Milli Mücadelenin büyüklüğü ve kutsallığı ve milletin her ferdinin kendi temsilcilerinden kurulmuş olan bu Büyük Millet Meclisi'nin göstereceği vatan vazifelerini yapmaya mecbur olduğu hakkında vaazlar verilecektir.
Daha sonra halife ve padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî merasimin yapılmasından ve camilerden çıktıktan sonra, Osmanlı vilayetlerinin her tarafından hükümet binasına gelinerek meclisin açılmasından dolayı resmî tebriklerde bulunulacaktır. Her tarafta Cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-î Şerif okunacaktır. 5. Bu tebliğin hemen yayınlanarak her tarafa gönderilmesi için her vasıtaya başvurulacak ve süratle en ücra köylere, en küçük askeri birliklere, memleketin bütün teşkilât ve müesseselerine ulaştırılması sağlanacaktır. Ayrıca bütün levhalar halinde her tarafa asılacak ve mümkün olan yerlerde basılıp çoğaltılarak parasız dağıtılacaktır. 6. Cenâb-ı Hak'tan başarılar niyaz olunur.. Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal
Bu beyanname içeriğinde bulunduğu şekliyle aynen halka iletilmiştir.. Yerinde ve o zamanki Türk halkının taşıdığı ruh hali dikkate alınarak titizlikle kaleme alınan bu direktif bütün yurtta aynen uygulanmıştır. Milli gururumuz ve Cumhuriyetin en büyük eseri olan TBMM dualarla açılmıştır. Milli Mücadeleyi yapan, Cumhuriyeti kuran, inkilapları yapan bu meclis açılışındaki kutsallığı aynen muhafaza ederek çok başarılı işlere imza atmıştır. Çok yerinde ve zamanında yayınlanan bu beyanname halk tarafından coşku ile karşılanırken Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün en yakın silah arkadaşları tarafından dahi ciddi olarak tenkit edilmiştir. Bunlardan biri de Milli mücadelenin efsane isimlerinden Kazım Karabekir Paşadır. Karabekir Paşa İstiklâl Harbimiz isimli kitabında;
Tarihimizde bu kadar koyu taassupla Merasim-i Diniye ile hiçbir meclis açılmamıştır. Ne olursa olsun Salâbet ile Taassubu Meclis-i Millî'nin başlangıcı gününden ayırmak daha ihtiyatlı olurdu şeklindeki ifadeleri ile fikrini ortaya koymuştur. Burada Gazi, Türk milletini çok iyi tanıdığını ortaya koymuştur. Türk kamuoyunun arzularını görmüş ve psikolojik beklentilerinin gereğini tam anlamıyla dile getirmiştir. Çünkü dağılmış ve kafaları karmakarış edilmiş Türk milleti ancak bu şekilde bir araya toplanabilirdi. Halkın hâlâ kutsal lider olarak gördüğü padişahın sahip olduğu Halifelik makamının ve İslam dininin birleştirici yapısından ancak bu şekilde istifade edilebilirdi.
Sonunda TBMM aynen beyannamede belirtildiği şekilde milletin dualarıyla ve milli coşku ile oluşturulmuştur. Bugün de TBMM ayni manevi güçle ülkemizin yönetiminde en önemli organ olarak görevini sürdürmektedir. Türk milleti var oldukça TBMM’de ilelebet payidar olacaktır..
Dr. Tahir Tamer Kumkale 22 Nisan 2010 Perşembe |
|
|