Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Kuzey Irak'taki ABD-Güney Kore işbirliğinin anlamı ne? |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
Felâket başa gelmeden evvel, onu önleyecek ve ona karşı savunulacak gerekleri düşünmek lazımdır. Geldikten sonra dövünmenin faydası yoktur. (Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1920)
ABD'nin Irak'ı işgâli üzerinden geçen süre zarfında işgâl güçlerine bütün ülke sathında saldırılar olurken ABD ile büyük bir işbirliği içinde bulunan Kuzey Irak Kürt aşiret liderleri Talabani ve Barzani'nin hakim olduğu yörelerde bugüne kadar önemli bir saldırı olayına rastlanmadı. Bir bakıma ABD askerlerinden çok peşmerge güçlerinin kontrolündeki bölge işgal güçleri açısından en güvenli bölge olma vasfını sürdürüyor.
Bizim için ve bölgede yaşayan Türkmen nüfusu için çok önemli olduğu bilinen Kuzey Irak'ta bugünlerde dikkati çekici yapısal değişiklikler yaşanıyor. Irak işgâl güçleri içinde üçüncü büyük gücü oluşturan ve şimdiye kadar sadece Erbil'de konuşlanan Güney Kore bütün Kuzey Irak bölgesinin denetimini almaya hazırlanıyor.
Bu son derece doğal bir süreç olarak görülmesine rağmen ABD'nin gerek terörizmi önleme ve gerekse Büyük Ortadoğu Projesi dahilindeki bilinen hedefleri dikkate alınınca insanın aklına neden başka bir ülke değil de Güney Kore sorusu takılıyor.
Güney Kore, elli yılı aşkın bir süredir ülkesinde Amerikan askeri güçlerini barındıran ve ABD yardımı ile ekonomisini geliştiren bir ülke . Güney Kore, ayni zamanda tam elli yıldır komşusu Kuzey Kore ile savaş halinde olan bir ülke. İki ayrı rejimi benimseyen Kore Halkı yıllardır birbirine karşı düşmanca tavırlar içinde bulunmaktadır. Ülkedeki ABD Kuvvetleri Kuzeyden gelecek bir tehdide karşı Güney Kore Ordusu ile birlikte hazır beklemektedir.
İşte şimdi bilinen bu durum ışığında ABD'nin Irak'tan sonra hedef olarak aldığı ülkelerin İran ve Kuzey Kore olduğunu tekrar hatırlayalım. Kuzey Kore'ye yapılacak ABD askeri harekatının ancakGüney Kore üzerinden yapılabileceği göz önünde alındığında ABD' nin Iraktaki tek güvenli bölge olarak gördüğü Kuzey Irak'ı Güney Koreli dostlarına emanet etmesinin beklenen bir gelişme olduğu ortaya çıkar.
Bilindiği gibi yıllarca süren Kore Harbinde Türk Askeri de önemli görevler üstlenmişti. Bugüne kadar Güney Kore ile olan ilişkilerimiz son derece dostane bir havada ve sorunsuz süregelmiştir.Kore Harbinde Birleşmiş Milletler gücü içinde müşterek emir komuta altında Kuzey Kore güçlerine karşı savaşan Güney Kore askeri birliklerinin bugüne kadar bağımsız harekat yapabilme tecrübesi olmamıştır. Kore askerleri ülkelerinde bulunan ABD askerlerinin şemsiyesi altında bugüne ulaşmışlardır.
Şimdi ise Güney Kore askeri yönetiminin aldığı kararlarla "ordularının bağımsız operasyon yapabilme yeteneklerini geliştirmek" istediklerini ve bu maksatla "Kuzey Irak bölgesinde bağımsız hareket yapabilecek şekilde komutayı devralmak istediklerini" ABD yönetimine ulaştırmışlar ve bu talepleri olumlu karşılanmıştır. Bugünlerde bunun uygulama safhası başlatılmıştır. Bu maksatla ABD'nin Irak Askeri Komutanlığı 1 Ekimden itibaren tam bütün Kuzey Irak bölgesinin (yani Kürtlerin kontrolündeki bölgelerin) emir ve komutasını Güney Kore birliklerine devredeceğini açıklamıştır. Daha önce Erbil ilinde konuşlanan Kore Birlikleri gelecek takviyelerle birlikte bütün Kuzey Irak'ta konuşlanmaya başlayacaklardır.
Bu yeni görevlendirmeyi Güney Kore Devlet Başkanı Roh Moo-Hyun ordunun kuruluşunun 56 ncı yılı dolayısıyla 1 Ekimde yapılan törenlerde şöyle açıklamıştır. "ABD'nin güçlü desteği ile ulusal savunma konusunda Güney Kore Ordusu artık lider rol üslenecektir. Amacımız ulusal savunmamızı yeniden inşa etmektir. Bu da bağımsız bir şekilde askeri operasyon gerçekleştirebilmeyi, istihbarat imkanını geliştirmeyi, seçkin bir askeri gücü sürdürebilmeyi ve teknik araçlara sahip olmayı içermekle sağlanabilecektir. Iraktaki görevimizi bu konudaki eksikliğimiz tamamlayacak tarzda yönlendirmeliyiz."
Güney Kore ABD'nin Irak'taki koalisyonunda İngiltere'nin arkasından 2800 kişi ile en fazla asker gönderen üçüncü ülkedir. Kasım ayında 800 kişiyi daha gönderecektir. Güney Kore, geçen yıl sonunda Irak'a üç bin asker göndermeye karar vermiş, ancak Irak'ta istikrarın sağlanamayışı, Güney Kore halkının asker göndermeye karşı çıkması ve genel seçimler, Irak'a asker gönderilmesinin gecikmesine sebep olmuştur.
Güney Kore'nin Kuzey Irakla ilgisi yeni değildir. Bilindiği gibi Kürt lider Nechirvan Barzani, 11-14 Ağustos 2004'de Kuzey Irak Bölge Yönetiminin ABD ve Cenevre temsilcilerini de alarak sekiz kişilik bir heyetle Güney Kore'yi "Irak Kürdistan Bölgesi Başbakanı" sıfatıyla ziyaret etmiştir.
Barzani'nin bu ziyaretinde Güney Kore'nin, Kürtlerin denetiminde olan Erbil bölgesine göndereceği askerlerin durumu görüşülürken, ziyaretinin asıl amacının, Kürt yetkililer arasında Güney Kore yanlısı duyguları artırmak olduğunu açıklamıştır. Barzani, Incheon Havaalanında yaptığı basın toplantısında, Orta Doğu'ya gönderilen Güney Koreli yetkililer ve askerlerin güvenliğini sağlayabilmek için büyük çaba harcayacaklarını da ilave etmiştir. Ziyaretinin asıl amacının; Kürdistan ile Güney Kore ilişkilerini güçlendirmek olduğunu söyleyen Barzani, Güney Kore'nin Irak'ın yeniden yapılandırılması için ek olarak 3 bin asker göndermesini de memnuniyetle karşıladıklarını kaydetmiştir. Dört günlük ziyareti boyunca, Barzani Başbakan Lee Hai-chan, Dışişleri Bakanı Ban Ki-moon ve Savunma Bakanı Yoon Kwang-ung ve bir dizi üst düzey yöneticiyle görüşmüş ve Kore basınında Barzani "Irak Kürdistan Bölge Hükümeti Başbakanı" olarak yer almıştır.
Sonuç olarak; ABD, Güney Kore'yi bir şekilde yönlendirerek Kuzey Irak'a angaje etmiştir. Güney Kore'nin Kuzey Irak ile olan ilgisinin, Türkiye'nin bölge üzerindeki milli menfaatlerine ve uyguladığı politikalara ters olduğu açıkça görülmektedir. ABD, bölgede İsrail ile yaptığı stratejik ortaklığa bu defa Türkiye'nin yakın dostu Güney Kore'yi de dahil etmiştir. Kürtlerin arkasındaki fiili askeri destek giderek çoğalmaktadır.
Türkiye'nin bölge üzerinde oynanan oyunları daha dikkatli izlemesi gerektiği apaçık görülmektedir.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 7 Ekim 2004 Perşembe |
|
|