Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
DETAV: Deneysel Tıbbi Araştırmalar Vakfı |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
Her millet çocuklarının sıhhatli ve gürbüz olmaları için yaşadıkları bölgenin sıhhi şartlarını temin etmek, devlet halinde bulunan siyasi teşekküllerin en birinci görevidir. (Gazi Mustafa Kemal Atatürk - 1937)
24 Nisan 2004 referandum sonrasını pembe tablolar çizerek anlatan Başbakan Talat ve ekibinin geçen iki buçuk ay içinde meydana gelen gelişmelerden sonra halâ Kıbrıs Türk Toplumunun karşısına çıkabilmelerini anlamak mümkün değil.
Adamlar alacağını almışlar. Malı götürmüşler. Kıbrıs Türk Toplumunun lideri olarak görülen Başbakan’ın yakın çevresi Annan Planında Rumlara verilmesi kararlaştırılan Güzelyurt’ ta yapılan Rum papazlarının gövde gösterisine sahne olan binlerce Rum’un katıldığı dini toplantıda tam kadro hazır bulundular. Bu şekilde halâ Rumlarla bir arada yaşamadan vazgeçmediklerini vurguladılar. Ekibi bunları yaparken Başbakan Talat verdiği beyanatlarda bakın nerelerde dolaşıyor; “Bizim esas hedefimiz, çözümdür. Biz, çözüm hedefini kaybetmedik. Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini istiyoruz. Bunun için oy verdik, destek olduk. Kıbrıs Türkü’nün izolasyondan kurtulması, Genel Sekreter’in de işaret ettiği gibi, Ada’nın bölünmüşlüğü ve ayrı bir devletin kabul edilmesini değil, çözümü zorlayacaktır. Yani izolasyonların kaldırılmasıyla Kıbrıslı Türklerin seviyesinin yükselmesi, Rum tarafındaki çözüm karşıtlığını ortadan kaldıracaktır. Onları bir çözüme zorlayacaktır. Bizim ayrılıkçılık, Ada’yı bölmek gibi bir niyetimiz yok.”
Böyle kafaların yönettiği ve kendi eliyle esarete hazır olduğunu belirten bir çoğunluğun bulunduğu KKTC’de halkın gerçeklerle aydınlatılması büyük önem taşımaktadır. Bugünkü yönetim kadrosunun bu aydınlatmayı yapması ve halkı bilinçlendirmesi mümkün değildir.
Kıbrıs Türk Toplumunu 30 yıldır yöneten kafaların artık bu toplumu yönetemedikleri görülmüştür. Demek ki yeni siyasi yüzlere, yeni beyinlere ve yeni liderlere ihtiyaç vardır. Böyle liderler bugün Kıbrıs’ta mevcuttur. Bunlar KKTC halkını layık oldukları yere taşıyacaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde kötü giden hususların yanında çok güzel ve örnek alınacak işlerde yapılmaktadır. Bunlardan bir tanesi de başlıkta ismini verdiğim DETAV’ ın faaliyetleridir. Bu vakfın Lefkoşe’de mütevazı ve gösterişsiz bir apartmanda sessiz sedasız yürüttüğü dünya çapındaki bilimsel çalışmaları gördüğümde Türk olarak büyük bir gurur ve mutluluk duymuştum. Bugün ayni gururu muhafaza ediyorum.
Kendisi küçük fakat yaptığı faaliyetler bakımından olağanüstü önemi haiz bu vakfın laboratuarları bir avuç mümtaz vatan evladının emsalsiz fedakarlıklarıyla meydana getirilmiş. Halen Türkiye’de bu seviyede bir merkezin olmamasını da dikkate alarak bu büyük eserle milletimizin geleceği açısından ümitlendim. Fakat milletçe sahip çımamızı gerekirken tam tersi bir davranış içinde çalışmalarının engelleme çabalarını görerek isyan ettim.
Halkımızın bu kuruluşu tanıması ve desteklemesinin gerekli olduğuna inanıyorum. Bu kuruluşun; bugün çeşitli oyunlarla beyni yıkanarak Türklük karakterinden uzaklaştırılmaya çalışılan Kıbrıs Türk Toplumunun ‘GEN HARİTASINI’ çıkartıp depolayarak, ‘İŞTE BİZ TÜRKÜZ’ diyerek, fikren kaybedilme aşamasına gelen Türklük şuuruna yeniden dönüşün bilimsel kanıtlarını ortaya koyacağına inanıyorum.
Vakfın bir avuç kahraman yöneticileri şunlar; Sayın Prof.Dr. Eyyup Gemicioğlu (FIBMS), Sayın Süleyman Selçuk (BMSC), Sayın Haluk Ruhi (İş Adamı), Sayın Ali Sarıoğlu (İş Adamı) ve Eczacı Sayın Halil İbrahim Şevket.
Deneysel Tıbbi Araştırmalar Vakfı Yönetimi neden kurulduklarını şöyle açıklıyorlar; Özellikle gen üzerinde araştırma yapmak isteyen gençlerimize araştırma merkezi oluşturmak ve Kuzey Kıbrıs’ta eksikliği hissedilen “ÖNCÜ SAĞLIK” hizmetlerinin makul fiyatlarla kamuya hizmet etmesini sağlamaktır.
DETAV'IN AMACI; Hastalıklı genlerin kuşaktan kuşağa geçmesi araştırmalarını yaparak istenmeyen rahatsızlıkların nesilden nesile taşınmasını önlemek, yani sağlıksız bebeklerin daha anne rahmindeyken tespitini yapmaktır. Bunun dışında tıbbi araştırmalar için tüm alt yapı teçhizatını hazır bulundurmak, teknik bilgi ve becerinin yükselmesine katkı koyarak araştırma yapmak isteyen gençlerimizi teşvik etmek ve çalışma imkanları sunmaktır.
DETAV'IN HEDEFİ; Bir doku türleme laboratuarının yanında Kıbrıs Türk Toplumu arasında İlik Bankası olarak bilinen olguyu başlatmaktır. Bu işlem yeni doğan çocuğun göbek kordonundan toplanacak olan kanın işlenmesi, Doku Türemesinin belirlenmesi ve seksen sene depolanmasıdır. Bu şekilde depolanan hücreler ileride çocuğun kendisine veya ailesi tarafından izin verilirse ayni doku türünden bir başka birinin tedavisinde kullanılmasını sağlamaktır..
DETAV NELER YAPIYOR;
- Erken Tanı- Alfa ve Beta Thalasemia Genetik araştırması, - Kısırlık ve Doku Analizi, - DNA Teknolojisi, DNA Kimlik belirlemesi, Adli Tıp ve Aile-Soy araştırması, - Bilinen Kanser Genlerinin saptanması ve araştırılmaları, - Kan Bankası ve Serolojik araştırmaları, - İlik Bankası, HLA Doku Türlemesi ve karşılaştırmaları, - Kromozom analizleriyle genetik bozuklukların saptanması ve araştırılması - Lösemi Fenotiplemeleri, - Göbek bağı kordon kanı toplanarak uzun vadeli depolanması - Farmasotik araştırmaları,
Sonuç olarak; Yavruvatan KKTC’de bir avuç idealistin oluşturduğu dev bir eser meydana getirilmiştir. Bu eserin yaşatılması ve idamesi ise hayırsever milletimizin büyük küçük demeden yapacakları maddi destek ile mümkündür. Yardım edecek hayırseverlerin Vakıf yönetiminin aşağıya belirttiğim adreslerine müracaat etmeleri yeterli olacaktır.
İçerden ve dışarıdan bütün engelleme çabalarına rağmen bu dev eserin yaşayacağına ve yaşatılacağına inanıyorum. Milletim eserine sahip çıkacaktır...
MÜRACAAT ADRESİ: Deneysel Tıbbi Araştırmalar Vakfı, 50/6 A Blok, M. Hacı Ali Apt. II Selim Cad. Lefkoşa-KIBRIS TELEFON: 0392 227 8814
Dr. Tahir Tamer Kumkale 19 Temmuz 2004 Pazartesi |
|
|