16 OCAK 2025 PERŞEMBE

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






KKTC Türk toplumundaki Türkiye kökenliler ne için EVET diyeceklerini biliyorlar mı?
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 22 Nisan 2004 Perşembe 

Geleceğin yüksek ufuklarından doğmaya başlayan güneş, asırlardan beri ıstırap çeken milletlerin talihidir. Bu talihin artık bir daha siyah bulutlara bürünmemesi, milletlerin ve onların önderlerinin dikkat ve fedakarlığına bağlıdır.
(Gazi Mustafa Kemal Atatürk - 1928)

Her Hayır’da bir hayır vardır...

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 24 NİSAN referandumu yaklaştıkça sular ısınıyor. ABD, AB CTP ve AK Parti tüm hatlarıyla "EVET"için propaganda yaparken, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş etrafında toplanan gruplarda HAYIR oyları için çalışmaktalar.

Annan Planı yürürlüğe girdiği takdirde bu işten en zararlı çıkacak olan kesim öncelikle tamamen Rumlara terkedilen 65 köy halkı ile, 1974 sonrası adaya gelen Türkiye kökenliler olacak. Bu şimdiden açıkça görülüyor. Bunlara bir de hemen işten çıkartılacak Güvenlik Kuvvetleri mensuplarnı ilave edebiliriz.

Türkiye kökenli olanlardan sır gibi saklanan kırkbin küsur kişinin isimleri Birleşmiş Milletlere gönderilmiş. Bu ne biçim devlet anlayışıdır ki bu isimleri Cumhurbaşkanı dahil, bakanlar, milletvekilleri ve de isimleri gönderilenler bilmiyorlar. Başbakan Talat Ganalı Annan ve Perulu De soto efendilere güveniyor. Kendi mesai arkadaşlarına ve vatandaşlarına güvenmiyor.

Şu ana kadar kim sordu ise ismini yazdık deniliyor. Bu da bir taktik herhalde. Bizim şimdiye kadar bildiğimiz yüzbine yakın Türkiye kökenlinin adada yaşadığıdır. Kırkbin ismin dışında kalanların ne olacağı meçhuldür. Aslında isimleri bildirilenlerin de adada kalacağı meçhuldür. Yani Türkiye kökenlilerin tamamının akibeti şu anda 9000 sayfanın bilinmeyenleri içindedir.

İş bu kadar karmaşık ve çetrefil bir durumda iken adada bulunan Türkiye kökenlilerin hayatlarını altüst edecek Annan Planına EVET demelerini anlamaya benim zekam ve kültür seviyem yetmiyor. Benzetmek gibi olmasın ama; adamı idam sehpasına çıkartmışlar, sehpayı kendisine tekmeletiyorlar. Bu saf ve temiz insanlar uzatılan mikrofonlara;" Çözüm olsunda ne olursa olsun, geleceğimiz belli olacak" diyebiliyorlar.

Pes doğrusu. İnsanın bindiği dalı kesmesi uygulamasının sadece Nasrettin Hoca fıkralarına mahsus olmadığını böylece görmüş olduk. Kıbrıs'ta yaşayan Türk kökenlilerin sayısının yüzbin civarında olduğu Türkiye yöneticileri tarafından bilinmesine rağmen, çok önemli bir şey elde edilmiş gibi; "Tam kırkbeş bin kişiyi Avrupa vatandaşı yapıyoruz" şeklindeki açıklamalar çok anlamsız ve havada kalıyor.

Eğer adada bu Cumartesi HAYIR değilde EVET çıkarsa... İşte o zaman çıkacak gürültü ve patırtıyı şimdiden hatırlatıyorum. Siz kimi, neye göre adada bırakıyorsunuz. Burada otuz yıldır yaşayan ve ev kurup kendilerine yurt edinen insanların arasında nasıl adil bir seçim yapabilirsiniz.? Hadi şimdi bu isimleri sakladınız. Fakat yarın mutlaka açıklayacaksınız. İşte listeler yarın açıklandığında bu listeyi hazırlayanların ne diyeceklerini ve nereye kaçacaklarını şimdiden merak ediyorum.

Evet ne yazık ki geçen otuz yılda KKTC ve Türkiye kökenli Türkler arasında bilerek ve isteyerek nifak tohumları sokulmuş, büyük ayrıcalıklar yaratılmıştır. Türkiye'ye rağmen Türkiye kökenliler daima ikinci sınıf insan muamelesine tabi olmuşlardır. Nitekim 50 milletvekilinden sadece üç-dört kişi Türkiye kökenli olurken, onbeş bin devlet memurundan sadece dörtyüz tanesi Türkiye kökenlilerden seçilme şansını elde etmiştir. Bunun kabahati aslında KKTC yönetiminin değil, Türkiye Cumhuriyeti yönetimlerinindir. Ufacık bir toprak parçasında, İstanbulun bir semti kadar insanın yaşadığı bir yerde ne yazık ki bu ayrımlar yapılmıştır. İşte bu safhada hiç üzerinde durulmayan, ama planın en çetrefilli, çözüm gerektiren ve en çok baş ağrıtacak bölümü Türkiye kökenlilerin durumudur.
 
Volkan Gazetesi Yazarı Erhan Arıklı'nın internet kanalı ile yaydığı bir şiir konuya açıklık getiriyor. Ve Türkiye kökenlilere bakış açısını yansıtıyor. Bu şiir Annan Planı çıktıktan sonra 13 Aralık 2002 tarihinde Türkiye kökenli vatandaşlara hitaben KKTC'de neşredilen AFRİKA gazetesinde “Devrim” rumuzu ile yayın­lanmış.

Ben bu şiiri Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarına bir kere daha hatırlatmayı uygun görüyorum. Belki bazı şeyleri anlar ve "EVET" ile neleri kaybedeceğini görürler. "Anlayana sivrisinek saz, Anlamayana davul zurna az." Bizden hatırlatması.

“BAVULLARINIZI TOPLADINIZ MI?”
Sevinç çığlıkları ile geldiler,
Sizi kurtardık dediler.
Göz göre göre yurdumu İşgal ettiler,
Hiç gitmeyecekmiş gibi yerleştiler, kök­leştiler.
Evet Baylar!
Ne konuştuğunuzu anlamıyorum,
Hemen çekip gidin istiyorum.
Bizi rahat bırakın istiyorum.
Yıllarca cehennemi yaşattınız,
Konuşma özgürlüğümüzü elimizden aldınız.
Dört duvar arasına tıktınız.
Mide bulandırdınız.
Tank sesleri ile uyandırdınız.
Yıllarca çaldınız, çırptınız.
Anavatanımda ikinci sınıf vatandaş yap­tınız.
İş yerlerimizi hep aldınız,Göç ettirdiniz.
Kökümüzü kurutmuş hayvanlar gibiydiniz,
Bizi kendi yurdumuzda esir ettiniz.
Yaseminler bile tütmez oldu artık.
Ne varsa kültürümüze ait,
Kayboldu kalabalığınızda.
Haritamdan pay istiyorsunuz,
Ama önemli bir şeyi atlıyorsunuz,
Onlar geldiği zaman siz zaten gitmiş olacaksınız.
Barış çığlıklarını uzaktan duyacaksınız.
Ve söz veriyorum,
Kayıp yıllarımızın bedelini cehenne­mimize düşerek ödeyeceksiniz.
Biz burada mutlu yaşarken,
Siz bizi izlemekle yetineceksiniz.
Hepinize iyi yolculuklar dileriz..
Geldi artık gitme vaktiniz.”


Dr. Tahir Tamer Kumkale
22 Nisan 2004 Perşembe

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale