Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Fesat yuvası Rum Ortodoks Patrikliğinin oyunları bitmiyor |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
Patrikhane bir fesat ve hıyanet ocağıdır! Bir fesat ve hıyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken, uyuşmazlıklar yaratan, Hıristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa ve felakete sebep olan İstanbul Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. (Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1923)
AB yolunda her türlü tavizi vermeye hazır görünen Ak Parti hükümetinin teslimiyetçi tutumu Rum Ortodoks Patrikliğinin şer faaliyetlerine pervasızca devamına yardımcı olmaktadır. Bıkmadan yazıyoruz. Bu kuruluşun bağlı olduğu hukuk kurallarını hiçe sayarak adeta devlet içinde devlet gibi davranmasına göz yumulmasının sakıncalarını anlatmaya çalışıyoruz. Fakat bunlara dur diyen olmuyor.
Arkasına AB desteğini alarak Kıbrıs Rum kesimini de AB’ye sokma başarısını gösteren Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı cüretkar tavırları Patrik Beyi heveslendiriyor ve o da arkasına dünya devlerinin desteğini alarak bildiğini okumaya devam ediyor.
Patrikhane ile ilgili son haberler eskilerini aratmıyor. İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos, Kilise Meclisi'ne Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez Türk vatandaşı olmayan din adamlarını atıyor. Ve tam 55 yıl sonra gerçekleşen 'ithal' atamanın yasalara aykırı olmadığını öne sürebiliyor. Olay her şeyi ile 55 yıl öncesini hatırlatıyor.
Bilindiği gibi; 25 Şubat 1946'da ölen Patrik 11. Bünyamin'in yerine getirilen V. Maksimus'un 'Rus ajanı' olduğunu iddia eden Amerikalılar Maksimos'un yerine Athenegoras'in getirilmesi için yoğun bir faaliyet içine girmişler ve Maksimos'un 18 Ekim 1948'de istifa etmesini sağlamışlardır. Bunun üzerine Amerika'da yaşayan Athenegoras Fener Rum Patriği seçildi. Athenegoras 26 Ocak 1949 günü Başkan Truman'ın özel uçağıyla İstanbul'a geldi ertesi gün merasimle taç giydi. Arnavutluk doğumlu ABD vatandaşı olan Athenegoras daha sonra Türk vatandaşlığına kabul edilmişti.
İşte şimdide benzeri bir olay yaşandı. Patrikliğin Basın Danışmanı Dositeos Anağnostopulos Patrik Bartholomeos adına yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi. “Kilise Meclisi'nin 12 üyesinden 2'si geçtiğimiz 2 ay içinde öldü. 2'si ağır hasta. Geriye kalan 4 kişi ise oldukça yaşlı. Üye olarak kabul edilirler. Ancak toplantılara gelemezler. Meclisi çalışır bir hale getirmek için meclisin kararıyla, 6 ayda bir rotasyon edilmek üzere bu kişiler üye yapılmıştır. Bu karar kendilerine tebliğ edilmiştir.' Bu atama için özel bir izne ihtiyaç yoktur. Patriğin Türk vatandaşı olması şarttır ve bu durum değişmemiştir. Rotasyon sistemine dayanarak hariçten gelen Ortodoks baş rahipler, en fazla 6 ay İstanbul'da kalıp, mecliste çalışacaklardır.”
Anagnostopulos bu konuşması ile konunun tamamen teknik bir çalışma olduğunu vurgulamıştır. Fener Rum Patrikhanesi San Sinod Meclisi'nin yeni üyeleriyle ilk toplantısının 10 Mart'ta gerçekleştireceği bildirilmiştir.
Konunun uzmanları bu atamaların arkasındaki oyunlara dikkat çekerek yönetimi uyarıyorlar. Araştırmacı Aytunç Altındal; ABD ve AB'nin uzun zamandır Fener Rum Patrikhanesi'nin başına Türk vatandaşı olmayan bir patrik getirmek için uğraştığını iddia etti. Altındal; “Hükümet gizli bir genelgeyle azınlıkları izleme komisyonunu kaldırdı. Bu sırf Fener Rum Patrikhanesi'ne yabancı din adamlarının gelebilmesi için kaldırıldı. Buna dayanarak '6 aylık rotasyon' adı altında geliyorlar. Böylece kılıfına uydurulmuş oldu. Böylece Fener Patrikhanesi'yle ilgili Lozan Anlaşması'nın 38-44'üncü maddeleri çöpe atıldı” dedi.
Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol ise; “Bu atamalar yasalara aykırıdır. Atamalar doğru ise patriğin görevinden alınması gerekir.” dedi. Görüldüğü gibi kurallar uygulanmayınca beyler meydanı başıboş bulup Vatikan misali İstanbul merkezli din devletlerini kurmak için adım adım ilerliyorlar. Daha önceki yazılarımızda “İstanbul’un Müslüman Türklere bırakılmayacak kadar önemli” olduğunu vurgulayan Hıristiyan dünyasının çalışmalarını konu etmiştim. Adamlar gözümüzün içine baka baka planlarını tatbik ediyorlar.
Bildiğimiz gibi Atatürk’ün büyük çabasına rağmen Fener Rum Patrikhanesinin Lozan’da kapı dışarı edilmesi mümkün olmadı. Fakat sadece İstanbul’daki Rumların dini işleriyle ilgilenmesi kaydıyla izin verilmesi konusunda taraflar mutabık kalındı.
Kanunlarımıza göre Fatih Kaymakamı’na bağlı olan Rum Patrikhanesi’nin başının “EKÜMENİKLİĞİ ”iddiasını içimize sindirmek mümkün değildir. Patrik Bartholomeos TC. vatandaşıdır. Yasalarımız Patriğe EKÜMENİK (Evrensel) unvanı vermemiştir. Mevcut yasaların vermediği bir unvanı kullanması ve bu şekilde davranması suçtur ve devleti tanımamak anlamına gelir. Buna rağmen Patrik Bartholomeos kendini EKÜMENİK ilan edebilmekte ve her fırsatta Ekümenik Patrik olarak dünya Ortodokslarının başı olduğunu açıklamaktadır. Yani T.C. Devletini ve yasalarını tanımadığını ilan etmektedir. Ayrıca T.C Anayasasının değiştirilemez maddeleri arasında bulunan, 2nci Maddedeki Cumhuriyetin Nitelikleri bölümünde vurgulanan LAİK DEVLET ilkesini de ihlal ederek suçunu arttırmaktadır. Devletimizin yetkili makamlarının bu konudaki hassasiyeti her seviyede açıkça belirtilmesine rağmen, Patriğin inanılmaz cesaretini kendisini desteklediklerini sandığı A B Ülkeleri ile ABD’den aldığı değerlendirilmektedir. Ak Parti Yönetiminin “Avrupa Birliği sürecindeki büyük gayretlerine engel olabilir” düşüncesi ile Patrik Beyin sorumsuz davranışlarını şimdilik görmezlikten geldikleri anlaşılmaktadır.
Konu son derece hassastır. Her şeyi ile bir Türk Kurumu olan Patrikliğin yüzyılın başından beri Yunanistan’ın Megal-i Ideası doğrultusundaki hedefleri destekler şekilde hareket etmesini Türk kamuoyu yakından bilmekte ve tasvip etmemektedir.
Ülke başıboş değildir. Yetkililerin bu müesseseye çeki düzen vermesi zamanı gelmiş ve geçmektedir. Patrikliğin tutum ve davranışları yasalardaki yerine oturana kadar biz konunun üzerinde durmaya devam edeceğiz.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 6 Mart 2004 Cumartesi |
|
|