12 EYLÜL 2024 PERŞEMBE

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Kıbrıs gitti. Sıradakileri kurtarmaya çalışalım
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 14 Şubat 2004 Cumartesi 

Efendiler! Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin (Akdeniz Bölgesi’nin) ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir.
(Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

Türk dünyası nefesini tutmuş KKTC’nin ne olacağını belirleyecek BM’deki Annan görüşmelerinden çıkacak neticeyi bekliyor. Aslında beklenecek fazla bir şeyde kalmadı. Birilerinin dayatması ile illaki ÇÖZÜM olacak diyen bu iktidarın elinde Kıbrıs’ı Haç’a ve Haçlı zihniyetine teslim etmekten başka bir seçenek olmadığı görülüyor. Bu bakımdan Sayın Denktaş’ın tek başına yatabileceği fazla bir şey yok. Çünkü Denktaş’ın arkasında bütün Kıbrıs Türk Toplumu saf tutsa dahi karşılarındaki kahir ekseriyete karşı bir şey yapmaları şu anda mümkün değil.

Bu savaşın birinci bölümü idi ve yazık ki haklı ve güçlü olmamıza rağmen bu savaşın gerçek galibi Yunanistan’dır. 175 yıllık Yunan Megal-i İdeası’nın önemli bir hedefi daha basiretsiz yöneticilerimiz tarafından kendilerine hediye edilmek üzeredir. Bugün milletçe,“Türkler savaşta kazanırlar. Ama kazandıklarını masa başında daima kaybederler” sözünün boşuna söylenmediğini bir kere daha yaşayarak görüyoruz.

Evet. Okyanus ötesindeki ABD için, İngiltere, Yunanistan ve AB ülkeleri için ve de Rusya için Stratejik önemi olan bu dünyanın geometrik merkezinde yer alan yeşil adayı ne yazık ki bizim Aydın geçinen kalemşörlerimiz, bir kısım bürokratımız ve nihayet seçilmiş siyasetçilerimiz STRATEJİK değerde bulmuyor. 250 milyonluk Türk Dünyasının bu Uç Beyliğinin artık bizim için stratejik değeri olmadığını Türk Medyasında utanmadan açıklıyorlar. Küresel beyinlerce Türklerden geri alınmasına karar verilen bu önemli toprak parçası sonunda bin bir entrika ile elimizden alınarak Anadolu Türklüğü haçlılar tarafından çepeçevre kuşatılıyor.

Bu ne biçim vizyon? Bu ne biçim ileriyi görüş.? Bu ne biçim devlet adamlığı? Efendiler hadi sizler tarih bilmiyorsunuz. Strateji bilmiyorsunuz. İnsanız her şeyi bilemeyiz. Bilmemek ayıp değildir. Suç değildir. Ama sorun bir bilene. Öğrenin Kıbrıs’ın Türkiye ve Türk Dünyası için önemini. Atalarımız boşuna mı 80000 şehit verip o toprakları vatan yaptı.

Dünyada hangi güç orada Türkün milli menfaatini koruyan ve yok edilmek raddesine geldiğinde kurtardığı Kıbrıs Türklerine 30 yıllık huzur dolu bir hayat sağlayan Türk askerini oradan çıkartabilir. Bu mümkün mü ? Hayır değil. Buna gücü yetecek bir ordu şu anda dünyada mevcut değil. Gücü yetmediği gibi buna cesaretleri de yoktur. Olamaz. O orduyu oradan ancak sizler, yani orduyu oraya gönderen asil milletin temsilcileri oradan çıkartma yetkisine sahipsiniz. Millet istemediği halde şimdi bunu yapıyorsunuz. Kıbrıs Türkleri ile birlikte 70 milyonun güvenliğini de tehlikeye atıyorsunuz.

Şunu bilin ki YAVRUVATAN’ını koruyamayan bir zihniyetin ANAVATANI’nı da koruması mümkün olamaz... Bugüne kadar ki tutum ve davranışına bakıldığında bende uyanan kanaat AK PARTİ İktidarı AB’ sevdası uğruna KKTC’den vazgeçmiştir. Bu açıkça görülmektedir. Bizdeki bazı beyinleri satın alınmış gazeteci tayfası, 30 yıldır barışı sağlayan Yeşil Hattı Berlin Duvarı gibi görüyor ve bunu manşetten duyurmaktan da çekinmiyor. Çok da cesurlar. Ne Allah’tan ve nede Türk Milletinin gazabından korkmuyorlar. Ve“Gidin duvarları yıkın. Rum kardeşlerinizle kucaklaşın”diyerek, kendi gibi benliğini kaybetmiş bazı gafillere akıl veriyorlar. Bu kadar sığ ve bu kadar mili duygularından yoksun hale gelebilmiş olmamızı anlamakta zorlanıyorum.

500 yıllık Türk yurdunu, Hala Sultanların kutsal bedenlerinin süslediği 1400 yıllık Müslüman topraklarını kendi elimizle Yunanistan’a teslim ediyoruz. Yani Türk dünyasının güney sınırındaki UÇ BEYLİĞİ’ni kendi elimizle Haça teslim ediyoruz. Bunu yapmakla, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Dünyasının geleceğini tehlikeye sokuyoruz. Bunu yapanların ve sebep olanların yaptıklarının vebalini mutlaka göreceğine inanıyorum. Şehit kanı dökülerek vatanlaşmış toprakların hangi sebeple olursa olsun Türk düşmanlarına teslimini bu millet kolay unutmayacaktır.
30 yıl sonra başladığımız noktaya döndük. Şimdi gerçekleri sorgulamamız gerekiyor.

Bana göre gerçekler şunlardır...
- Kıbrıs’ta 30 yıldır ÇÖZÜM vardır. Gerçek çözümü 1974 Barış Harekatı ile adaya Türk askeri getirmiştir. Barış Harekatı tamamen yasaldır. Uluslar arası hukuka uygun yapılmıştır. Türkiye davasında haklıdır.

- Türkiye ve KKTC elbirliği ile bu davada haksız çıkarılmak istenmektedir. Tam otuz yıldır getirilen barış ve huzur havasını bozmak, kendi milli menfaatleri açısından tehlikeli gördükleri Türk askerini buradan çıkarmak için BM, ABD ve AB ülkeleri tarafından bin bir dolap çevrilmiş fakat bugüne kadar muvaffak olunamamıştır.

- Geçen 30 yıl içinde Türkiye ‘nin tek fakat çok büyük bir hatası vardır. 200 000 kişinin yaşadığı adayı iyi yönetememiştir. Eğer biz adaya en az bir milyon yetenekli insanımızı gönderse idik, yani aynen Rum kesiminin yaptığı gibi adaya Türk doldursa idik, bugün yaşadığımız sorunların hiçbirini yaşamayacaktık.

- Bugün adada Türk değil, Yunan ve İngiliz işgali vardır. Şimdi buna ABD işgali eklenmek istenmektedir. Çünkü dünyanın yeniden yapılandırılmasında ABD’nin Kıbrıs’a ihtiyacı vardır. Türk askerinin çıktığı yerlere ABD askeri getirilmesi planlanmaktadır.

- Yönetim bu kafa ile giderse ve meseleye bugünkü gözle bakamaya devam ederse adadaki Haçlı işgali tamamlanacak ve adada Türk nüfusu kalmayacaktır. Girit, Rodos ve diğer Ege adalarındaki Türk nüfusun durumu unutulmamalıdır.

- Eğer ÇÖZÜM adı altında ANNAN Planına göre adanın teslimi tamamlanırsa Ak Parti Yönetiminin bundan sonraki konuşacakları konu artık Kıbrıs olmayacaktır. Şimdi bundan sonra gündemde; Ege’deki hak ve menfaatlerimizin verilmesi, bilahare İstanbul’un AB şemsiyesi altında Nasıl Kostantinapolis yapılacağı olacaktır.

Türk milleti olarak zaten POPSTAR ve BİZ EVLENİYORUZ programlarını takiple yükümlü bulunulduğundan bu yeni gelişmeleri izlemesi ve karşı tavır koyması kesinlikle beklenmemelidir. Çünkü beyinler medya vasıtasıyla tamamen uyuşturulmuştur.

Ne yapacağımızı bilemiyorum. Fakat bundan sonra kaybettiklerimizi kazanmak için savaşmaktan başka çare kalmadığını değerlendiriyorum.

Yaşımız geçti, ama ruhumuz genç duruyor. İnşallah sandıkta sakladığım üniformamı bir daha giymek nasip olmaz. Ama görev düşerse herkesten önde gideceğimi de vurgulamak istiyorum.

Her yeni gün yeni bir başlangıçtır. Yeni bir umuttur. Umutlarımı tüketmek istemiyorum.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
14 Şubat 2004 Cumartesi

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale