13 ŞUBAT 2025 PERŞEMBE

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Asmalı Konak dizisinin sırrı ne?
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 20 Haziran 2003 Cuma 

Bugün Türkiye gündeminin tek maddesi var. O’da artık sona eren ASMALI KONAK. Amerika'da eğitim görmüş Seymen Ağa ile Ressam eşi Bahar Hanımın hikayesi etrafında dönen olaylar Türkiye’yi ekranlara kilitledi. Haftalardır canlı olarak evimize gelen ve bizden biri olarak gördüğümüz bu geniş ailenin sevinci ile sevindik, üzüntüsü ile duygulandık. Karadağ Ailesi’ni içten benimsemiş ve onlara alışmıştık. Şimdi onlar yoklar.

Aslında Sosyolog ve Sosyal Psikologlardan oluşan bilim adamlarının her yönü ile incelemesi gereken toplumsal bir olay ile karşı karşıya bulunuyoruz. Bu toplumsal olayı yaratan sadece ‘ASMALI KONAK’ değil. Bütün televizyonlarımızda yer alan birbirinden güzel yerli dizilere halkımızın ilgisi muhteşem.

Ben bu ilgiyi; Türk Toplumunun yeniden şahlanışı, silkinişi, ve yıllardır toplumumuz üzerinde sürdürülen kültür emperyalizmine karşı baş kaldırışı olarak görüyorum. Milletimizi yozlaştırma ve yabancılaştırma çalışmalarına ‘DUR’ denilmesi olarak değerlendiriyorum.

Son otuz yıldır Türkiye’yi kontrol ve denetim altına alabilmek uğruna, Türk İnsanının beynini yıkamaya yeltenen ŞER GÜÇLER sanırım, gördükleri muhteşem manzara karşısında büyük hayâl kırıklığına uğramışlardır. Acımasız bir şekilde sürdürdükleri ve büyük paralar harcadıkları yozlaştırma stratejilerinin iflasını yaşayarak kahrolmuşlardır.

1970’lerde Siyah-Beyaz TRT Televizyonu devrinde başlayan “Türkiye’yi Küçük Amerika Haline Getirme” hedefine yönelik çalışmalarda Sinema ve Televizyon silahı çok iyi kullanılmıştır. Sinema uzun yıllar Türk halkının tek eğlencesi olmuştur. Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası olarak önemli işlevler görmüştür. Türk Sineması; Ayhan IŞIK, Türkan ŞORAY, Fatma GİRİK, Hülya Koçyiğit, Sadri ALIŞIK, Cüneyt ARKIN, Filiz AKIN gibi devlerle en üst düzeyde izlenme imkanı bulmuştur. Neredeyse her mahallede bir sinema (Yazlık Sinemalar dahil) açılmıştır. Halkımız günlük hayatımızı yansıtan toplumsal olayların büyük bir ustalıkla işlendiği bu filmlerle hem eğlenmiş ve hem de kültürünü geliştirmiştir. Her türlü kültürel etkinliğin yapıldığı sinema salonları ise toplumun beraberlik duygularının geliştirildiği mekanlar olmuştur.

Bir yerlerden yapılan kurgular gereği birdenbire Türk Sinemalarına bulaşan SEKS Filmleri mikrobu ile mahallemizdeki kültür ocakları durumundaki Sinema salonları teker teker kapanmıştır. Halkımızın gözbebeği sanatçılarımız hayatlarını idame için ya şarkıcı olmuşlar, ya da başka işlere yönelmişlerdir.

Bu hareket bilinçli bir saldırı idi. Çünkü artık yeni bir oyun sahneye konuluyordu. Batıda Televizyon sanayileşmişti. Renkli hale gelmişti. Bu sektöre büyük paralar harcanmıştı. Bu mallara müşteri bulunmalıydı. Ayrıca Televizyon, çok iyi bir Psikolojik Harp silahı ve en etkili Propaganda silahıydı. Bu silahla ülkeler içeriden zapt olunabilirdi. Hedef seçilen ülke halkının beyinleri yıkanabilirdi. Enjekte edilecek yeni kültür unsurları ile insanların milli benlikleri yok edilebilirdi. Kendi kültürlerine hayranlık kazandırılarak uydu bir millet ve uydu bir devlet haline yaratılabilirdi.

Hazırlanan kapsamlı ve uzun soluklu plân ülkemizde çok güzel uygulandı. Bugün her biri klasik olan Türk Filmleri piyasadan kalkmıştı. Sinema’lar kapanmıştı. Sanatçılarımız dağılmıştı. İşte bu boşluk ABD tarafından doldurulacaktı. Nitekim çok geçmeden hayatımızın her noktasına işleyen ABD dizilerinin esiri haline getirildik. DALLAS, ZENGİN ve YOKSUL, ÇARLİNİN MELEKLERİ, FLAMİNGO YOLU, PETROCELLİ, YALAN RÜZGARI gibi dizilere tutku ile sarıldık. Bu dizilerdeki tipleri günlük yaşantımıza taşıdık. Yakınlarımıza bu tiplerden isimler verdik. Yaşlılar için hazırlanan PEMBE DİZİLER’in büyüklerimizin vazgeçilmezleri arasına girmesini gülerek karşıladık..

Büyükler böyle aldatılırken çocuklar ve gençler unutulmamıştı. Tom Miks, Teksas, Red Kit, Zagor, Batman, Supermen, gibi kahramanlar kitap ve çizgi film olarak genç kuşağımızı yukarıda saydığım diziler için yetiştiriyordu. Bunlarla birlikte gelen Fast- Food Kültürü ve İngilizce Eğitim aldatmacası ile toplumumuz adeta afyonlaştırılmıştı. Binlerce yıldır taşıdığımız Türklük Şuuru ile beslenen beyinler artık yerini Amerikan Kültürü ile yozlaşmış şuursuz tiplere terk ediyordu.

Bu oyunu kuranlar ve senaryolaştırarak sahneye koyanlar, bugün gelinen noktayı herhalde akıllarından bile geçirmemişlerdir. Türk Milleti, yıllar önce TRT’de başlayan ve hiç bıkmadan takip ederek günümüze taşıdığı BİZİMKİLER dizisi ile uykudan uyandı. Orada kendini buldu. Milli hislerini yeniden kazandı. O tiplerde kendinden ve yakınlarından bir parça gördü. Sonunda gerçekten titredi ve kendine geldi.

Amerikan dizileri ekranları yavaş yavaş terk etti. Yerlerini Asmalı Konak, Berivan, Kınalı Kar, Kurtlar Vadisi, Zerda, Hayat Bağları, Baba Evi , İkinci Bahar gibi diziler aldı. Unutulmuş ve kenarda kalmış birbirinden kıymetli sanatçılarımız yeniden sanatlarının bütün inceliklerini Türk Milletinin emrine verdiler. Kapanan sinema salonları birbiri peşi sıra açılmaya başladı. Birbirinden güzel Türk Filmleri yeniden çevrilmeye başlandı. Öldürülen Türk Sinema Kültürü yeniden doğdu. Bilgisayar, Televizyon, DVD, CD gibi teknoloji harikalarına rağmen sinema salonları dolmaya başladı.

Bunlar yıllardır Kültür erozyonuna tabi tutulmaya çalışılan milletimiz için çok önemli ve sevindirici gelişmelerdir. Türk Milleti yeniden doğmaktadır. Silkinmekte ve uyanmaktadır.
Türk Milleti; Asmalı Konak’ta ve diğer dizilerde kendi benliğini, kaybettiği değerlerini buldu. İşte bu Türkün büyük gücünün ve yıkılmazlığının göstergesidir.

Ülkemizi kısa sürede Amerikanlaştırmak için büyük gayretler gösteren ve ciddi harcamalar yapan Tapınak Şövalyeleri hazırladıkları plânın iflasını görmüşler ve şimdi yeni plânlar yapma hazırlığı içine girmişlerdir. Bakalım şer beyinler bu milleti yozlaştırmak için daha neler düşünecekler. Bunu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.

Asmalı Konak sadece bir semboldür. Ama diğer dizilerimizde en az O'nun kadar değerlidir ve her biri görevlerini başarı ile yapmışlardır. Türkleri yeniden Türkleştirme görevini başarı ile tamamlamışlardır.

Her biri birbirinden değerli sanatçı kardeşlerimi, yapımcıları, yönetici ve bu alanda emeği geçen herkesi kutluyorum. Türk Milletini yeniden kendi öz benliğine kavuşturdukları için kendilerini tebrik ve takdir ediyorum.

Burada Sayın Başbakanımıza ve Kültür Bakanımıza da bir çift sözüm var. Lütfen elde edilen bu kazanımın devamlılığının sağlanması için Görsel Sanatlar sektörüne sahip çıkın. Bugüne kadar sektörü başarı ile taşıyan değerli sanatçılarımız, yapımcılarımız ve bütün sektör çalışanlarının sizin desteğinize ihtiyaçları olduğunu unutmayın.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
20 Haziran 2003 Cuma

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale