Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım



|
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
3 Kasımda seçim yolunu açan T.B.M.M. bu tarihi kararı ile Türkiye'yi seçim atmosferine soktu. Ecevit Başkanlığındaki 57 nci Cumhuriyet Hükümeti'nin beceriksizlikleri halkı siyaset ve siyasetçilerden tamamen soğuttu.
Bakan ve araştıran bir göz eski siyasetçilerin hiç birini halkın bir daha görmek istemediğini çok kolay teşhis edebilir. Yıllardır, gerek siyaseti yönlendirenlerin ve gerekse kamuoyunu yönlendiren Sivil Toplum Kuruluşlarının yöneticilerinin ayni kalması, adeta babadan oğula geçen bir miras gibi yönetimin ayni isimler tarafından deruhte edilmesi halk kitlelerini çileden çıkartacak boyutlara ulaşmıştır.
İnsanımız mevcut yöneticilerinden çok daha iyilerini ve beceriklilerini kendi aralarında bulunduğunu biliyor, görüyor ve artık bu kişilerin kendilerini yönetmesini istiyor. Çünkü yeniden geleceği varsayılan mevcut siyasilerin kendilerine layık gördüğü bugünkü hayat seviyesini bizzat yaşayarak görebiliyor ve kavrayabiliyor.
Sözün kısası yüce milletimiz; meydanda artık alıştığımız ve beceriksizleri defalarca kanıtlanmış eskileri görmek istemiyor. Halkımız yeni, genç, dinamik ve ümit veren yüzler istiyor. Buna ihtiyacı ve hakkı var. Bunu biliyor. Fakat mevcut kanun ve sistemler içinde bunu değiştirmeye gücü olmadığını da biliyor.
Halkın bizzat kendi kendini yönetmesi demek olan demokratik yönetim ülkemizde Mustafa Kemal Atatürk tarafından 23 Nisan 1920'DE TBMM duvarlarına çakılan "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR." ibaresiyle başlamıştır.
Oysa günümüz Türkiye'sinde ülkesini seven, bilgi ve becerisi her alanda tescil edilmiş, mesleğinde temayüz etmiş, dürüst, çalışkan ve namuslu sade vatandaşların parti üst yönetimlerinde görev alması ve milletvekili seçilmelerine kesinlikle imkan yoktur. Çünkü bugün bu imtiyaz sadece parası olanlara tanınmıştır.
Siyaset bugünkü görünümü ile millete hizmet vermekten çıkıp, ülkemizde sadece parası olanların( ve ama çok çok parası olanların) yapabileceği bir meslek haline dönüşmüştür. Yani bir bakıma parası olan yönetiyor. Parası olmayan ehil kişiler ise bütün meziyetlerine rağmen ancak yönetiliyor. Bunun aksi örneğine ne yazık ki son yıllarda rastlamak mümkün olmamıştır...
Bugünkü sistemde siyasette halkın özlemini çektiği ehliyetli ve dirayetli halk yığınlarının hiç bir şekilde temsil edilme hakkı bulunmamaktadır. Önümüzdeki üç ay içinde otuz yıldır aşina olduğumuz kişileri bilinen ve ezberlenen sloganları ile yine karşımızda göreceğiz. Bu şartlar içinde ülkenin içine düşürüldüğü durumdan çıkarma görevini yine ister istemez ülkeyi bu hale düşürenlere vereceğiz. Bu kaçınılmaz ve bilinen bir gerçektir.
Sözün kısası milletimiz artık alıştığımız ve beceriksizleri defalarca kanıtlanmış eskileri değil yeni, genç, dinamik ve ümit veren yüzler istiyor. Buna hakkı var. Bunu biliyor ve fakat mevcut kanun ve sistemler içinde bunu değiştirmeye gücü olmadığını da biliyor.
Şimdi gelelim Genç Parti ve bu Parti'nin Genel Başkanı Cem Uzan'ın durumuna... Cem Uzan'ı ve mensup olduğu UZAN Ailesi'ni ülkemizde her alanda varlığını hissettiren ticari kuruluşları içindeki faaliyetleri ile tanıyoruz. Şahsen kendisini tanımam. Herhangi bir işadamının kamuoyuna yansıyan görüntüleri kadar bilgi sahibiyim. Uzan Grubunun 46 ncı yıl kutlamaları adı ile başlatılan Anadolu Konserleri ile birdenbire karşımızda yeni bir tip ve geniş halk kitlelerinin beklentilerine cevap veren bir kişilik olarak çıkmıştır.
Son bir aydır Basın ve Yayın organlarından takibedebildiğim kadarı ile siyasette yıpranmamış yüzler aranırken hiç kimsenin beklemediği bir anda ve şekilde CEM UZAN ve GENÇ PARTİ halkın beklentilerine cevap verecek çok önemli bir isim olarak Türkiye'nin gündemine oturmuştur.
Bu genç ve başarılı işadamı sahip olduğu maddi varlığı çok iyi kullanarak, tam zamanında ve adeta geniş halk kitlelerinin bir umut kaynağı olarak varlığını ortaya koydu. İşini tam bir profesyonelce yapıyor. İnsan psiklolojisini ve propaganda taktiklerini en etkili yer ve zamanda kullanmasını biliyor. Tanıtım için gerekli olan parayı hiç çekinmeden harcayabiliyor. Kısacası şu anda bütün maddi varlığını kullanarak halkın söylemek isteyipte söyleyemediklerini büyük bir açıklıkla ve cesaretle kitle iletişim araçlarında dile getiriyor. Bu şekilde kamuoyunun takdirini kazanıyor.
Geçmişte başarılı ve çok paralı Cem BOYNER ile Ali Haydar VEZİROĞLU gibi işdamlarımızın siyasi arenadaki işlevlerine bu millet şahit oldu. Sanırım Sayın Uzan harekete geçmeden önce bu faaliyetleri detaylı olarak inceleme fırsatını bulmuştur. Yine ayni şekilde BERLUSCONI'nin siyasi serüveni de yakından takip etmesinde yarar vardır.
Cem Uzan'ın backroundunu bilmiyorum. Geçmişte yaptıklarını takibedemedim. Vizyonuna ve Türk devlet yönetimindeki inceliklere ne derece vakıf olduğuna dair hiç bir bilgiye de sahip değilim. Hangi kadrolarla devlet yönetimine soyundu. Nasıl bir proğramı var? Bence meçhul. Bunların bilinmesi için ise zamana ihtiyaç var.
2002 Türkiyesinde ekonomik krizin bunalttığı geniş halk yığınlarının içinden gelen sade bir vatandaş olarak kendimi gördüğümde yaptığım değerlendirme mantıki, değil duygusal oluyor. Yani bir yeniden gelecekleri kesin olan eskilere bakıyorum, ve birde Cem Uzan'a bakıyorum. Parası olmadığı için siyasi alana çıkamayan pek çok yetenek ve değerler olmasına rağmen mevcutların içinden "İşte ülkeyi içinde bulunduğu dar boğazdan kurtaracak gerçek lider" diyorum.
Çünkü bügün ülkemizdeki siyasi beklentiler artık sadece lider arayışında kilitlenmiş durumdadır. Recep Tayyip Erdoğan'ın bilgi ve becerileri ve devlet adamlığı vizyonu ile değil, kabadayı ve mert görünümlü kişiliği ile AK PARTİ'yi kucakladığını görmemek mümkün değildir.
İşte Cem Uzan'da böyle bir lider adayı. Peki başarılı olabilir mi? Bana göre olabilir. Nitekim bu muhtemel başarı görülmüş olacak ki bugünkü boyalı basınımızda "CEM UZAN VATANDAŞLIKTAN ÇIKARTILIYOR" manşetli olarak İçişleri Bakanlığınca başlatılan çalışmalar tefrika ediliyordu. Oysa bu basit olay bile Cem Uzan'ın ve GENÇ PARTİ'nin gücünü göstermektedir. O'nun başarılı olacağından korkulmasının yansımasıdır. Oysa siyasette böyle basit oyunlarla insanları karalamanın hiç bir işe yaramadığı bilinmektedir. Çünkü bu tavırların siyayetçiyi halk nazarında daima güçlendirip ve oyunu arttırmasına neden olduğu istatistiki olarak sabittir.
Lideri halk seçer ve isterse onu yine halk yüceltir. Siyasetçi için halkın vereceği değerden daha büyük bir rütbe ve makam olamaz. İdamla yargılanan ve hapsedilen pek çok siyasetçiyi halk yeniden yönetimin başına taşımasını bilmiştir.
Ben Sayın Cem Uzan'nada halkın bu değeri vereceğine inanıyorum. Bugünkü performansına bakarak ben Sayın Cem Uzan'da istikbal görüyorum. Daha yolun başında iken yılmadan mücadele etmesi gerekliliğine inanıyorum.
Kitle iletişim araçlarını ustalıkla kullanmasında gösterdiği başarıyı ve halkın ihtiyaçlarını dile getiren söylemlerini fiiliyata geçirecek güçlü ve dirayetli kadroları kısa sürede oluşturmasını bekliyorum.
Siyasetin başarıya ulaşmasında lider kadar, teşkilât, yetenekli kadro ve iyi yönetilmiş finans önemlidir. Bunların elde edilmesi ise zamana bağlıdır. Oysa Cem Uzan'ın önündeki en büyük engel zamandır. Bu zamanı iyi değerlendirdiği takdirde ancak halkın umudu olma durumunu koruyacaktır. GENÇ PARTİ'ye siyasi hayatının başında sürdüreceği zorlu mücadelede başarılar diliyorum.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 3 Ağustos 2002 Cumartesi |
|
|