Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım



|
DONANMANIN TURİSTİK AFRİKA SEFERİNE HAYIR DİYORUM |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
 |
Hudutlarının mühim ve büyük kısımları deniz olan Türk devletinin donanması da mühim ve büyük olması gerekir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha gönlü rahat ve emin olacaktır. –Gazi Mustafa Kemal Atatürk- (1924) |
Dünya yeni bir krizin eşiğindedir.. Eski SSCB’nden koparak 1991’de bağımsızlığını kazanan Ukrayna, doğu ve batı dünyası arasında tampon bölge olmanın sıkıntılarını üzerinden atamamıştır.. Geçen 23 seneye rağmen bu ülke tam bağımsız olamamıştır. ABD ve AB yanlısı politika izleyip, bu ülkenin batının bir parçası olmasını isteyen gruplar ile ülkenin yeniden Rusya’nın tam kontroluna girmesini isteyen kesimler arasındaki kavga hiç bitmemiştir. Bu zengin ve gelişmiş ülke bir türlü istediği huzur ve istikrara kavuşamamıştır.
Dağılan SSCB’nin en gelişmiş ve zengin toprakları Ukrayna’da kalmıştır. Ayrıca eski SSCB Kızıl Ordusunun özellikle donanması ve hava kuvvetlerinin önemli lojistik unsurları bugün hâlâ Ukrayna sınırları içinde bulunmaktadır. Yine Ukrayna topraklarının doğu bölgelerinde çok önemli bir Rus nüfus yoğunluğu vardır.
Diğer 14 cumhuriyetin ayrılmasından fazla etkilenmeyen Rusya’nın bu toprakları terk etmesi kolay olmadı. Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında yapılan ikili antlaşmalarla özellikle askeri konularda Ukrayna yönetimi Rus Ordusu için önemli ayrıcalıkları kabul etti. Sonunda Rusya, Ukrayna topraklarında bulunan hava ve deniz üslerinden bazılarını bulundurmaya devam etti.
Geçen ay çıkan olayların Kırım Yarımadasına sıçramasını müteakip Rusya, buradaki askeri birliklerini takviye etti. Zaten % 60’sı Rus kökenli yurttaşlardan oluşan Kırım Yarımadası yapılan referandum ile doğal olarak kendisini Rusya’ya bağladı. Bu kaçınılmaz bir gerçekti . 23 sene sonra gerçek uygulandı.
Burada önemli olan husus, Ukrayna’yı kontrolu altına almak isteyen ABD’nin, AB’nin ve NATO’nun bu oldu-bittiyi kabul edip etmeyeceğidir. Kırım, iki blok arasında çok ciddi gerginliklere gebedir. Süreç iyi yönetilemediği takdirde bölge heran bir sıcak çatışmanın içine sürüklenebilir. Ve Türkiye’nin bu sıcak çatışmadan kaçınması mümkün değildir. Bugün, Karadeniz’deki iki blok arasındaki deniz gücü dengesi, 1936 Montrö Boğazlar Antlaşması ile Türkiye’nin kontrolunda bulunmaktadır. 98 yaşındaki Montrö Antlaşması Türkiye’nin güçlü bir donanmayı devamlı hazır bulundurmasını gerekli kılmaktadır.
Oysa günümüzde yapılan bir seri operasyonla Türk Donanmasının komuta kademesi ve yetişmiş subay gücü Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Amirallere Suikast, Fuhuş ve casusluk gibi sanal davalarla çok zayıflatılmıştır.
Bunun yanında donanmanın moral gücü de son derece hassas hale getirilmiştir..
İşte bu gerçekler ortada dururken Türk donanmasından bir filonun 17 Mart 2014 günü merasimle turistik Afrika seferine uğurlandığına şahit olunmuştur. Bu konudaki basın haberleri özetle şöyledir.
" Türk Deniz Kuvvetleri'nin, 148 yıl sonra 4 gemiyle gerçekleştireceği Ümit Burnu geçişi için toplam 781 kişilik personel, bugün Gölcük İlçesinden uğurlanmıştır. Yarın da Çanakkale Boğazından tören geçişi yapacak olan Barbaros Türk Deniz Görev Grubu'na bağlı gemilerimizin bu seyri 102 gün sürecek ve su süre içinde de birçok liman ziyareti ile tatbikat gerçekleştirecektir. Dünya denizlerinde sancak göstererek Türk dış politikasını desteklemek, Afrika ülkeleri ile tesis edilen ilişkilerin geliştirilmesine ve yeni ilişkilerin tesis edilmesine katkı sağlamak maksadıyla planlanan seyire, Tuğamiral Ali Murat Dede komuta edecektir. Deniz Kurmay Albay İhsan Bakar'ın komodorluğundaki Barbaros Türk Deniz Görev Grubu'nda, Milgem Projesi ürünü Milli Gemi 'TCG Heybeliada' Korveti (F-511), 'TCG Gediz' (F-495) ve 'TCG Oruçreis' (F-245) fırkateynleri ile 'TCG Yb. Kudret Güngör' (A-595) lojistik gemisi görev alıyor.
Barbaros Türk Deniz Görev Grubu, bu 102 günlük seyri sırasında Afrika kıt'asının batısından başlayarak, tüm Kıta'yı içine alacak şekilde toplam 29 Afrika ülkesine yönelik eğitim ve liman ziyaretleri icra edecek. Seyir sırasında ABD Afrika Komutanlığınca plânlanan ve Batı Afrika ülkelerinin de katılım sağlayacağı 'Obangame-Expres' tatbikatına katılacak, Güney Afrika'da bulunan Overberg Atış Alanı'nda güdümlü mermi ve top atışları yapacak, Hint Okyanusu'nda deniz haydutluğu ile mücadele faaliyetlerine ve deniz güvenliğine destek faaliyetlerine katılacak.
Barbaros Türk Deniz Görev Grubu Komutanı Tuğamiral Ali Murat Dede'nin verdiği bilgilere göre; Deniz Kuvvetleri tarihinde 1866’dan sonra ilk kez Ümit Burnu geçilecektir. Bu aktivasyon kapsamında icra edilecek deniz harekatı ile tanıtım, insani yardım ve deniz haydutluğu ile mücadele faaliyetlerinde de bulunulacaktır”
Kanaatime göre, ülkemizin bugün içine bulunduğu koşullarda böyle bir ziyaret en son düşünülecek bir husustur. Şu anda bahriyemizin her askerine ve her gemisine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.
Siyasiler, Afrika ile ilişkilerimizin geliştirilmesini ve o topraklarda Türk bayrağının gösterilmesini yararlı bulabilirler ve böyle bir gezi yapılmasını isteyebilirler. Ama Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ve Genelkurmay Başkanlığının bu zamanda böyle bir sefer için “olur” demesini anlamak mümkün değildir.
Böyle uzun bir sefer için donanmamızı Anavatan topraklarından uzaklaştırmak değil, aksine eğer varsa NATO görevleri için veya Hint Okyanusunda korsan avlamak için karasularımızın dışında bulunan gemilerimizi de derhal geri çağırmak ve donanma gücümüzü bütünleştirmemiz gerekmektedir..
Ben eski bir asker olarak Kırım çevresinde oluşan sıcak tehlikeyi görüyorum ve görmeyen gözleri ve anlamayan beyinleri uyarıyorum.
Çok geç olmadan bu hatanızdan dönün ve asıl savunulması gereken Anavatan topraklarımızın yakınında sıcak tehlike bulunurken, Afrikaya turistik hizmet için donanma göndererek tarihte hain olarak yer almayın...
Dr. Tahir Tamer Kumkale http://www.kumkale.net
Dr. Tahir Tamer Kumkale 17 Mart 2014 Pazartesi |
|
|