Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
|
Memleket işlerinde, millet işlerinde, gerçek işlerde, duyguya, hatıra, kardeşliğe ve dostluğa bakılmaz. - Gazi Mustafa Kemal Atatürk(1921) |
30 Mart 2014 yerel yönetimler seçimlerine 1.5 ay kala Ana Muhalefet ve AKP’nin iktidar alternatifi CHP’de sular durulmuyor. CHP henüz seçimlere odaklanamadı. Çünkü kendi içişlerindeki “ben daha iyi yaparım”şeklindeki koltuk kavgasını bitiremedi.
Şu anda belediye başkanı adaylığı bekleyipte listeye giremeyenler genel merkeze baş kaldırmış durumdalar. Yolsuzluk batağına saplanmış AK Partiyi bıraktılar. Şimdi ağza alınmayacak derecede seviyesiz suçlamalarla birbirlerinin ipliğini pazara çıkarmakla meşgüller. Dışarıdan bakan gözlere bunlar mı bizi yönetecek dedirtiyorlar ve adeta neden AK Partiye ciddi bir alternatif olamadıklarını ispat ediyorlar.
Kesinlikle CHP’li değilim. Bugüne kadar da CHP’ye hiç oy vermedim. Önce Baykal’ın bilahare Kılıçdaroğu yönetimindeki yeni CHP’ni Atatürk’ün CHP’si ile mukayese etmenin yanlış olduğunu defalarca yazdım, anlattım. Devletimizi kuran Atatürk ve arkadaşlarının CHP’si ile yeni CHP arasındaki tek olumlu benzerliğin kullanılan altı ok simgeli parti logosu ile Gazi’nin altı ok ile ifade edilen Atatürk İlkeleri olduğunu vurguladım.
Bunları asla yeni CHP’yi kötülemek ve tenkid için söylemedim. Her ikisinin ayrı yerlerde ve ayrı değerlerde olduğunu belirtmek için söyledim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğini beğenir veya beğenmezsiniz. Ama Sayın Kılıçdaroğlu tamamen demokratik yöntemlerle partinin yetkili kurulları tarafından genel başkan atanarak CHP’nin liderliğini üslenmiştir. Doğruluk ve dürüstlüğünden kimsenin zerre kadar şüphesi olmayan Kılıçdaroğlu, kimseye benzemek zorunda değildir. Madem kendisini lider seçtiniz. Onu, partisini kiminle ve nasıl yöneteciği konusunda serbest bırakmak zorundasınız. Aksi halde partiyi kaosa sokar ve yönetilemez hale getirirsiniz. Bu şekilde bir siyasi partiyi yönetemeyen ve tepede hep kavga görüntüsünün hakim olduğu bir yapının ülke yönetimine nasıl soyunacağı konusunda halkın kafasında soru işaretleri bırakırsınız.
2014 Türkiyesinde AK Parti, ülkeyi yönetememektedir. Türkiye her alanda çökmekte, dünyada ve çevresinde yalnızlaşmakta, giderek faşistleşen bir rejim altında hızla bir kardeş kavgasının içine doğru sürüklenmektedir. Bu kötü gidişat içinde halkımız bir ümit ışığı beklemekte ve güvenebileceği bir yapı aramaktadır. İşte halkın aradığı ışık ve güvenebileceği yapı şu anda CHP’dir. 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra ilk defa CHP’nin tek başına iktidar olma şansı doğmuştur. 12 yıldır ülkeyi adeta ortaçağ karanlığına sürükleyen, ülkeyi yönetilemez ve sorunlarının üstesinden gelinemez hale getiren AK Partinin tek alternatifi CHP’dir.
CHP tepesinde yürütülen kavgaya bakarak diyorum ki; bugün ülkenin sorunu, bilmem hangi belediyenin Ahmet veya Mehmet tarafından yönetilmesi değildir. Sorun devletimizin iyi ellerde ve doğru yönetilmesidir. Ülke iyi yönetildiği takdirde belediyelerin tek tek başarılarının veya başarısızlıklarının fazla önemi yoktur.
CHP tepesindeki kavga zamansız, anlamsız ve gereksizdir. İnsanlar, rütbe, makam ve kabiliyetleri ne olursa olsun asla vazgeçilemez değildir. “Ben yoksam partimde yoktur” diyemezsiniz. Parti sizden öncede vardı. Sizden sonra da olacaktır. Siz kendinizin çok iyi işler yaptığınıza inanıyorsanız ve 10-20 senedir ayni görevde kalıp yine aday olduysanız yanlış yapıyorsunuz demektir. Siz zaten geçen sürede halka verebileceğinizin azamisini vermiş ve kabiliyetinizin azamisini göstermişsiniz demektir. Bırakın da kaldığınız yerden gelen yeni beyinler yeni projeleri yürütsünler. Doğru olan budur.. Yıllardır CHP’den Belediye Başkanı seçilip, “bu defa neden tercih edilmedik” diyerek küsmek yanlıştır. Küsüp kendinizi emekliye ayırabilir ve köşenize çekilebilirsiniz. Ama yıllardır içine bulunduğunuz ve mensubu olmaktan gurur duyduğunuz partinin kamuoyundaki görüntüsünü menfi etkileyecek, vatandaşın kafasını karıştıracak beyanatlarda bulunmaya hakkınız yoktur. Birkaç fanatik taraftarınızla genel merkezi basıp bağırıp çağırmakla hem kendi geçmiş hizmetlerinizi sıfırlarsınız hem de partinizin geleceğine zarar verirsiniz. Bunun dışında, eğer bir başka partinin adayı olarak yeniden seçimlere ve oylara ortak olursanız, hem kendinize, hem CHP’ye hem yeni partinize ve özetle ülkemizin aydınlık geleceğine zarar verirsiniz.
Bu milletin siyasi aklı, hafızası ve sağduyusu çok güçlüdür. Sizi silkeleyip bir daha dönemeyecek şekilde siyasetin ve toplumun dışına atar. Ayrıca bu yaptıklarınızla AK Partinin gücünü arttırırsınız. İktidar alternatifi olan CHP’ni zayıflatırsınız. İşte buna hiç hakkınız yoktur.
Aslında buradaki olumsuz tablonun oluşumunda CHP üst yönetiminin aday belirleme sürecini iyi yönetememesi sorunu vardır. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve seçim ile ilgili karargahı birlikte çalışmak istemedikleri eski başkanlara bunu önceden duyurmalı, kendilerine hizmetlerinden dolayı teşekkür etmeli, tecrübeleri ile yeni adayları yönlendirmesini isteyerek onları onore etmeli, veya parti yetkili organlarında birtakım görevler vererek partinin dışına çıkmalarını önlemeleri gerekirdi.
Bunların yapılamaması Kılıçdaroğlunun siyasi tecrübesizliğinden kaynaklanmıştır. Yapılabilirdi. Olmadı. Ama zaman geçmiş değildir. En kısa sürede bu gidenler dışlanmadan onore edilmeli ve gönülleri alınmalıdır. Buna rağmen gitmek ve karşı tarafa geçmek isteyenler olursa bu defa onları şiddetle kınayarak başarılı olmalarını engelleyecek bir politika izlenmelidir.
Sonuç olarak.
CHP iktidar alternatifidir. Hedefi iktidar olmaktır. Ve ülkemizin bugün içinde bulunduğu durum dikkate alındığında CHP’nin hâlâ muhalefette kalma lüksü yoktur. Mutlaka iktidar olmak mecburiyetindedir. Çünkü kısa vadede ülkede başka seçenek görülmemektedir..
Şimdi belediye başkan adayları ismen belirlenmiştir. Eski şahsi kırgınlıklar derhal bırakılıp, yeni adaylar etrafında kenetlenilmeli ve güç birliği yapılarak bu adaylar her halükârda başkanlığa taşınmalıdır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; CHP Genel Başkanı olarak kendisini ve partisini iktidara taşıyacak kadrosunu belirlemiştir. Bu en doğal hakkıdır ve bu saatten sonra parti içinden hiç kimsenin bu tercihleri tenkide hakkı yoktur. Çünkü zaman CHP’nin demokrasi oyunu oynaması zamanı değildir. Zaman, partiyi iktidara taşımak, batmakta olan AKP’nin alternatifi olduğunu ve tertemiz kadrolarıyla ülkeyi hızla bu bataktan çıkarmaya hazır olduğunu halkımıza ispat etmek zamanıdır.
Peki CHP bunu başarabilir mi?
Sayın Kılıçdaroğlu’nu çok eleştirmeme rağmen, ülkenin bu zor durumunda dürüst geçmişi ve yeterli devlet tecrübesi ile devlet gemisinin kaptanlığını başarıyla yapabileceğine, batmakta olan geminin kaptan köşküne çıkabildiği takdirde gemiyi sakin sulara ve limana ulaştıracağına inanıyorum.
Ve DAYAN KILIÇDAROĞLU diyorum..
Dr. Tahir Tamer Kumkale http://ww.kumkale.net http://kumkale.wordpress.com
Dr. Tahir Tamer Kumkale 14 Şubat 2014 Cuma |
|
|