10 Kasım 2023 CUMA

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM......

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






2002 bütçemiz ne halde?
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 25 Ekim 2001 Perşembe 

11 EYLÜL 2001 günü ABD 'NEWYORK ve WASHİNGTON kentlerine yapılan insanlık dışı saldırı sonrasında artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirtmiştim. Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konum ve dünya üzerinde oynadığı önemli roller dolayısıyla bu savaş sonunda oluşacak yeni durumlardan zaten batmış durumda bulunan Türk ekonomisinin çok daha kötüye gideceğini vurgulamıştım.

Bu görüşlerim için fazlaca bilgili olmaya gerek yoktu. Çünkü yöneticilerimiz dışında sokaktaki sade vatandaşın dahi rahatlıkla görebildiği hususları dile getirdiğimin bilinci içindeydim.

Amerika'nın Afganistan saldırısı artık bir uluslararası terörizmi önleme görüntüsünü çoktan aşmıştır. Burada ihtiyacı olan ülkelere silah ve silah destek teknolojilerinin reklam ve pazarlamasının yapıldığı apaçık ortadadır.Her çeşit silah sistemi ve yardımcı savaş araçları bizzat canlı hedefler üzerinde denenmekte ve güçlü tesirleri birebir olarak televizyonlardan alıcı ülkelere gösterilmektedir.

Hatırlanacağı gibi Afganistan bombardımanının başlaması ile birlikte medyaya görüş ve düşüncelerini aktaran pek çok bilim adamının üzerinde birleştikleri en önemli nokta "bu savaşın bir nevi silah fuarı şeklinde gerçekleşeceği" idi.

Her çeşit silah ve bunlara karşı korunma teçhizatları canlı bir pazarda,ve hem de canlı hedefler üzerinde denenecekti. Sonunda uluslararası terörü önlemek mümkün olmayacaktı. Fakat silah sistemi üretici ve satıcıları bundan büyük kârlar elde edeceklerdi.

Yukarıdaki görüş ne yazık ki doğru çıktı. Bir yıla yakın bir süredir çok şiddetli ekonomik kriz karşısında her alanda büyük bir tasarrufa giren ülkemizde Türk Silahlı Kuıvvetleri kendisinden beklenen en büyük fedakarlığı yapmıştı.Eğitim ve öğretim seviyesi emsalleri arasında en üst düzeyde bulunan Silahlı Kuvvetlerimiz etrafındaki ateş çemberine rağmen güçlü eğitim seviyesinin verdiği moral güç ile takriben 6 Katrilyonluk silah alımını ertelediğini Nisan ayında kamuoyuna açıklamıştı. Silahlı Kuvvetlerimiz bu davranışı ile tüm devlet kuruluşlarına krizi aşma konusunda nasıl tasarruf edilebileceğinin güzel bir örneğini vermişti.

Sonunda olan odu. Geçen haftaki gazetelerde" Genelkurmay'ın talimatı doğrultusunda Savunma Müşteşarlığınca Ekonomik Kriz dolayısıyla rafa kaldırılan silah alım projeleri terör saldırıları nedeniyle yeniden canlandırıldı" haberleri yeraldı. Savunma Sanayii Müsteşarı Dursun Ali Ercan'ın verdiği bilgilere göre "MSB'lığı önümüzdeki iki ay içinde yaklaşık 6 Katrilyonluk sialh alım antlaşması imzalayacak."

Bu şekilde Türkiye; ABD'ye yapılan terör saldırısı sonunda uzmanların söydikleri görüşeri adeta teyid etmiş oldu. Geçen hafta Maliye Bakanı Sümer ORAL Taslak 2001 bütçesini açıkladı. Buna göre bütçenin gelirleri giderlerinin sadece üçte ikisini karşılıyor. Yani bütçenin üçte biri açık. Açık bütçe demek; yeni borçlar ve bu borçları ödemek için yeniden faizle borç alma sürecine devam demektir. Üçte biri açık olan bütçenin % 45'i faiz ödemelerine gidiyor. Yatırım ve üretime maalesef yine hiç bir pay ayrılmamış. Vergi alınamayan kayıt dışı ekonominin ekonomiye kazandırılması için yine hiç bir ciddi tedbir yok. Dar gelirli memur, işçi, esnaf ve çiftçiye de görünürde hiç bir tedbir yok.

Toplumun tamamına yakınının insanca yaşama sınırı altına inen yaşam seviyelerini daha da kötüleştirecek bir bütçe önerilirken, düşünülen yegane kesim sayılarının 25000 civarında bulunduğu tahmin edilen rantiye kesimi.

Bu millet Atatürk'ün komutasında Kurtuluş Savaşı'nı yaparken elindeki çorabı, kap kaçağı devletine vermekten çekinmedi. Bütün olumsuzluklara ve yokluklara rağmen Atatürk'ün İSTİKLÂL HARBİ BÜTÇESİ DENK idi. Yani geliri giderine eşitti. Bu eşitliğe ve yapılan ölüm-kalım savaşına rağmen bütçemiz açık değil, fazla vermişti.

Bunu başaran bu milletin bugün neyi eksik. Bu milletin, ve 78 nci yılını kutlamaya hazırlandığınmız Cumhuriyetimizin bir tek eksiği var. O'da iyi yönetilememesi. Yönetim bozukluğunun yarattığı güvensizlik ortamının doğurduğu büyük istikrarsızlık ülkemizi her geçen gün biraz daha batağa sokmakta ve önümüz giderek kararmaktadır.

Böyle karanlık bir ortamda devletin Bek'âsını üstlenen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin silahlanma isteklerini çok doğal olarak görmek lazımdır.Taviz vere vere artık verecek birşeyleri kalmayan bugünkü yönetimin yarın bu ülke topraklarında daha nelerini vereceğini şimdiden kestirmek çok zor. Bu açıdan silahlanalım. Silahlanalım ve harbe hazır olalım.

İnşallah bu silahları kullanmak zorunda kalmayız. Ama biz herşeye rağmen hazır olalım. Bütçe açıklamalarından başlayarak geldiğimiz nokta çok düşündürücü, ama ne yapalım ki gerçek.Bakalım gitmemekte direnen bu yönetim bu millete daha neler yaşatacak. Bekleyip göreceğiz.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
25 Ekim 2001 Perşembe

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale