Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım



|
ŞAHLANIŞ HAREKETİ ŞAHLANIYOR |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
 |
Usul ve kaide şudur ki, genel vaziyeti idare ve sevk mesuliyetini üzerine alanlar, en mühim hedefe ve en yakın tehlikeye, mümkün olduğu kadar yakın bulunur. Yeterki bu yaklaşma genel vaziyeti görüşten uzak bırakacak derecede olmasın. Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1919) |
Geçtiğimiz hafta Şahlanış Hareketi lideri Murat Altun ve hareketin başkanlık divanını oluşturan üyeleri ile biraraya geldik. 23 yıllık bir geçmişi olan bu siyasi hareketin başkan ve üst düzey yöneticilerini 2000-2007 yıllarında Sirkeci Sepetçiler Kasrında düzenlediğimiz Güven Hareketi panellerinde tanımıştım. Yıllar sonra yeniden birlikte olmaktan mutluluk duydum.
Yıllardır kurucu liderleri Murat Altun koordinatörlüğünde siyasi bir parti olarak ülke yönetimine talip olmanın hazırlıklarını yapan Şahlanış Hareketi nihayet “ Türkiye’nin yönetimine bizde talibiz” diyerek kısabir süre önce ortaya çıktı. Hareket, önce internet medyasında açtıkları tanıtım sitesi ile (http://www.sahlanishareketi.com) siber alemde sesini duyururken yaptıkları toplantı ve ziyaretlerle hızla kamuoyunun gündemine girdiler.
Şahlanış Hareketi; bir yandan tanıtım ataklarıyla fikir ve düşüncelerini Anadoluya yaymaya çalışırken, diğer taraftan siyasi parti olarak önümüzdeki seçimlerde iddialı olarak katılabilmek için teşkilatlanma gayretlerini sürdürüyor.
Kendilerini memlekete hizmet yolunda büyük bir şevk ve heyecan içinde bıulduğum Şahlanış Hareketinin birbirine kenetlenmiş inançlı ve disiplinli yönetim kadrolarıyla yaptığımız uzun sohbette hasret giderdik. Ayrıca hareketin ilkelerini, hedeflerini, çalışma metotlarını, beklentilerini ve tanıtım alanında kısa sürede aldıkları başarılı sonuçları tartışarak hareketin yol haritasını birlikte değerlendirme fırsatı bulduk.
Devamlı okuyucularım “Siyaset ve Siyasi Ahlak” ile ilgili düşüncelere çok sık yer verdiğimi bilirler. Siyasetin geldiği düzeysizlik dolayısıyla ülkemizin içine düştüğü çıkmazlardan nasıl kurtulabileceğimiz konusunda fikirlerim son derece açık ve berraktır. Siyasetin, kariyerinde en üst düzeye erişmiş bilgili, tecrübeli, cesur, vatansever ve aydın insanların işi olduğunu herzaman ve her platformda bıkmadan dile getirdim. Bugün iyi düşünen ve lider karakterli beyinlerimizi siyaset sahnesinden uzak tutmak için müthiş bir çaba harcandığı da biliyoruz ve üzülüyoruz.
Şahlanış Hareketi kurucusu ve lideri Murat Altun’u ilk tanıdığım andan itibaren kendisini bu ülkede siyasete gönül vermiş nadir bulunan iyi insanlardan biri olarak değerlendirmiş ve bu fikrimi kendisi ile paylaşmıştım. Sayın Altun’un genç yaşına rağmen Türkiye’in temel sorunlarına bakışı ve çözüm yolları ile ilgili görüşlerinin düşünce yapımla tamamen uyuştuğunu görüyor ve bundan mutluluk duyuyordum.
Bugün Murat Altun’un vizyon sahibi, uzağı görebilen, kendinden emin, kararlı, en önemlisi kendine son derece güvenen ve devlet adamlığı vasıflarına sahip bir siyasetçi olduğunu tekrar müşahade ederek ülkem adına sevinç duydum.
Lider bilgi derinliği olan kişidir. Bu derin bilgi ile sadece bugünü değil, yarınları da görerek tedbir alır. Bu bilgi derinliği öncelikle ülkesinin milli kültür değerlerine sahip olması ve kendi tarihi ile ilgili gerçeklere vakıf olması ile mümkündür. Ben Murat Altun’da bu bilgi derinliğine de şahit oldum..
Liderin bir diğer önemli vasfı da kendine güvendir. Kendine güven; bilgi ve beceri yanında önemli bir karakter şekillenmesidir ve kendine güveni olmayanın ülke için önemli kararları alması mümkün değildir. Ben Murat Altun’da bu özgüveni de gördüm. Bu güven duygusunu çevresine yayma özelliğine de sahip olmasının O’nun liderlik vasıflarını güçlendirdiğine inanıyorum.
Olaylar karşısında sakin davranabilme vasfı bir lider için çok önemlidir. Çünkü sakinlik liderde, olayların vehameti karşısında herkesin kaçıştığı bir ortamda lazım olan bir karakterdir. Sakinlik, bilginin ve kendine güvenin bir tezahürüdür. Sinirlenmeden, paniğe kapılmadan ve sesini yükseltmeden sağduyu ile hareket edebilme yeteneğini de Murat Altun’da gördüm. Ve ben Türkiye’nin bugün içine düştüğü siyasi kaos ortamında böyle insanlara şiddetle ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum..
Bilindiği gibi milli güç unsurlarının en önemlisi ve yönlendiricisi olan Siyaset; Devlet işlerini düzenleme ve yönetme sanatıdır.
Bunun açık anlamı şudur; siyaseti herkes yapamaz ve herkes canı istediği için siyasetçi olamaz. Siyaset yapabilmek için ancak kendi kariyerinde bir sanatkâr seviyesine erişmek, yani yaptığı işi en üst düzeyde yapma zorunluluğu vardır. Bu düşünceden hareket edersek, dünyadaki en zor ve en kompleks faaliyet olduğu bilinen devlet yönetimi işlerinin, sıradan ve niteliksiz kişiler vasıtası ile yerine getirilemeyeceği gerçeğine ulaşırız.
Hele Türkiye gibi bir coğrafyada yer alan ve küresel mimarların sürekli çalışma alanı olan bir ülkeyi sıradan kişilerin yönetmesi asla mümkün değildir. Bilgisiz, kültürsüz, yeteneksiz, devlet ve millet geleneğini anlamamış, milli hasletlerimiz ve milli gücümüzü yeterince tanıma bilincine erişememiş bir takım insanların (yenilenmesine şiddetle ihtiyaç olan) mevcut seçim kanunlarına dayanarak yüce meclisimize girmeleri ile bugünkü olumsuz "siyasi ahlak ve imaj" hep birlikte yaratılmıştır.
Siyasetçiler; ülkemizin milli gücünü teşkil eden Ekonomik, Askeri, Demografik, Coğrafi, Bilimsel ve Teknolojik, ve Psiko-Sosyal Güç unsurlarını kullanır, bunları seçilen milli hedefler doğrultunda yönetir ve yönlendirir. Bütün milli güç unsurlarının birbirleri ile uyum içinde çalışmalarını sağlar. Bu unsurların bir bütün halinde milli hedeflerimiz doğrultusunda geliştirilmesi için gerekli tedbirleri alır. İşte bu kadar ağır bir yükü üstlenecek olan siyasetçilerimizin çok özel kişiler olması kaçınılmazdır.
Oysa Türk halkı bugün siyaset (politika) kavramını; yolsuzluk, hırsızlık, soygunculuk, güvenilmez ve inanılmazlık kelimeleri ile eş anlamlı olarak algılanmaktadır. Ayrıca halkımız; yalan, yanlış, eksik ve doğruluğundan şüphe duyduğu konuşmaları da "siyaset yapma" şeklinde ifade etmektedir. Bu duruma gelinmesinde Atatürk’ten sonra gelen her seviyedeki siyasetçinin katkısı vardır.
Bugün ülkemizin öncelikli sorunu iyi yönetilememektir. İyi yönetilmek için Türkiyenin yeni, yenilikçi gerçek liderlere ve bu lider yönetiminde uyum içinde çalışacak ülke gerçeklerini iyi bilen Atatürkçü kadrolara ihtiyacı vardır.
Sonuç olarak;
Türk siyasetini yakından takip eden bir kişi olarak ben diyorum ki, 23 yıl önce Şahlanış Hareketini kurup günümüz siyasi yaşantısına dağılmadan yaşıyan Sayın Murat Altun Türkiyenin geleceğinin inşa edilmesinde yer alması gereken doğru bir siyasetçidir.
Siyasi harekete koydukları isim “Şahlanış Hareketi” ile seçtikleri turkuvaz renk içinde şahlanan at simgesi çok anlamlıdır. Yıllarca ülkeyi yönetmiş Demokrat Partinin amblemi olan yürüyen Demir Kırat bu defa şahlanmakta ve koşmaktadır..
Ben, milletine hizmet sevdalısı olarak yönetime talip olan Şahlanış Hareketi lideri Murat Altun ve arkadaşlarına özveri ile çıktıkları yolda başarılar diliyorum.
Atatürkçü Düşünce’nin ışığından başka hiç bir İzm’le alakası bulunmayan, Türk milletinin öz evlatlarından başka hiç bir yerden destek beklemeyen Şahlanış Hareketinin işinin çok zor ve yolunun da çok uzun olduğunu görüyorum.
Buna rağmen yakın bir gelecekte “Şahlanış Hareketi” ismini çok daha sık duyacağımıza ve çevresindeki bir avuç inançlı insanın çığ gibi büyüyerek ülkeyi kaplayacağına inanıyorum.
Ülkemiz için hayırlı olsun..
Yolları açık olsun..
17 Ekim 2012 Çarşamba http://www.kumkale.net http://kumkale.wordpress.com tamer@kumkale.net
Dr. Tahir Tamer Kumkale 17 Ekim 2012 Çarşamba |
|
|