Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler...
Amazon'da kitaplarım
|
|
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
22 Haziran 2001 Cuma günü basın yayın organlarımız Fazilet Partisinin kapatılması olayını bütün detayları ile takip edebilmek için Anayasa Mahkemesi'nin açıklamalarına odaklanmışken, T.C.Hükümeti; vatandaşları için uygulayacağı insafsız ve haksız bir zam için en elverişli ortamı bulmaktan son derece mutlu idi.
Normal bir zamanda önemsiz ve sıradan bir olay gibi görünen, fakat vatandaşlarımızı Fazilet Partisi'nin kapatılmasından daha çok ilgilendiren ve adeta isyan ettiren," lanet olsun size, yeter artık, inin sırtımızdan" diye bağırtan KÖPRÜ ve OTOYOL ZAMMI'nı konu etmek istiyorum.
Görünen manzara çok açık. Bizimkilerin ermediği gibi , Amerikadan getirilen dünya çapındaki ekonomistimizin dahi aklı ve bilgisi bu işlere ermiyor. Ekonominin zaten alım gücü sıfır olan halkın günlük ihtiyaçlarına zam yaparak düzeltilemeyeceğini sokaktan geçen sıradan bir vatandaş biliyor... Öyle yüksek tahsil yapmış olmasına , ekonomi filan okumasına bakmadan sorun. Size "batırdığınız ekonominin çıkışının olmayan parayı almak için yapılan faydasız zamlarla olamayacağını" açıkça söyler.
Siz sayın yetkililer; zam yaparak bilerek batırılan ve neden battığı aşikar olan bir ekonomik sistemin kalkındırıldığına dair dünyadan bir somut örnek verebilirmisiniz. Bununla ancak halk kitlelerinin yönetime olan (aslında uzunca bir süredir olmayan ) güvenini tamamen ortadan kaldırmaktan başka bir işe yaramayacağını artık görmeniz lazım.
Memura %10 zam. OTOYOL'a % 200 ZAM,
İşçiye SIFIR ZAM, OTOGAZ'a % 300 ZAM,
Tüpgaz'a %200 ZAM,
* Siz bu otoyolları ve bu köprüyü babanızın parası ilemi yaptınız ?
* Siz bu otoyolları ve köprüleri İstanbul ve Türkiye çağdaş ve güzel görünsün, bunları Türk insanı kullanmasın diyemi yaptınız?
Yapılan insafsız zammın hiçbir mantıki açıklaması yoktur. Sadece " Evet biz Türk vatandaşlarının devletine olan güvenini sarsmak , onları yönetime düşman etmek ve nihayet onları kurulu düzene karşı isyan ettirmek " gibi bir masum hedefimiz vardı. İşte biz bunun için " bu kriz ortamında herkezin geliri %100 azalırken %200 zam yapıyoruz" diyebilirsiniz. Belki de bu şartlarda yapabileceğiniz tek mantıki açıklama budur.
Medya organlarımız Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan'ın ne olacağı meçhul parti çalışmalarından ve Kemal Derviş ve saygıdeğer eşleri Catherine Hanımefendi'nin Denizli ve İzmir'deki havuz sefalarından sayfalar dolusu renkli haberlerle dopdolu.
Vatandaşı çileden çıkartan % 200 'lük zamdan ise çok olağan bir haber gibi sayfa sonlarında ve küçük puntolarla bahsedilmesi, işin vehametini ve artık insanlarımızın tepkilerinin ne kadar törpülendiğini, yani tepkisizleştirildiğini göstermektedir.
Attığım her adımdan, kazanıp harcadığım her kuruştan vergi alan ve bu vergiyi bana yol, su, elektrik ile sosyal refah ve güvenlik sağlamak için kullanması gereken devletim; benim paramla ve bana hizmet için yaptığı yoldan yine dolaylı olarak ve de insafsız oranlarda gene vergi alıyor. Anlamak mümkün değil.
Çok basit bir araştırma yapılsın. Neredeyse ilçe olmanın sınırlarını zorlayan ve Türkiyenin pek çok ilçesinden büyük konumdaki Bahçeşehir veya bitişiğindeki Esenkent'te oturuyorsunuz. İşyeriniz ise İstanbul'un herhangi bir yerinde. Ve siz her gün işe gidip-gelmek zorundasınız. Asgari ücretin 102 milyon TL. olduğu ülkemizde, siz sadece devletin yolunu kullandığınız için günde 4.500.000 T.L. ve ayda 135.000.000 T.L. lira açıktan ilave bir para ödemek zorundasınız. Ne kadar çok kazanırsanız kazanın. Bu parayı öderken aptal ve salak rolüne konulduğunuzu düşüneceksiniz. Ülke sathına yayılmış olan ve her zaman göğsümüzü gererek , gururla bahsedebileceğimiz otoyollarımız için " İŞTE BİZİMDE ARTIK GELİŞMİŞ AVRUPA MİSALİ OTOYOLLARIMIZ VAR, ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN, YAPTIRANLAR VE SEBEP OLANLARDAN ALLAH RAZI OLSUN " diyerek dua edeceğimiz yerde ,devletimiz koyduğu astronomik geçiş ücretleri ile kendi vatandaşının bu yolları kullanmasını engelliyor. Birilerinin devlet ile vatandaşın arasını açmak için sanki bilerek ve isteyerek çalıştığını değerlendiriyorum.
Giderek artan yönetim boşluğunun ülke yönetiminde bu şekilde anlamsız ve mantıksız uygulamaları da arttıracağını değerlendiriyorum. Vatandaşlarımız artan ekonomik darboğaz nedeniyle adeta bir yaşam ve hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Her nereye ve her ne sebeple olursa olsun yapılan ZAM HABERİ tamamen dolmuş olan bardağı taşırmaya yetmektedir. Milletimiz patlamaya hazır bir dinamit haline gelmiştir. Üzerine ateşle gitmenin ve daha fazla zorlamanın anlamı yoktur ve zamanı değildir.
YÜRÜYEN İŞÇİLER, YÜRÜYEN ESNAF, YÜRÜYEN ÇİFTÇİ ve YÜRÜYEN MEMURLAR'ın bu yürüyüşleri sokakları eskitmek için veya yollarda yürümekten çok zevk aldıkları için değildi. Olayları çok iyi değerlendirmek, sosyal ve ekonomik sıkıntılar içinde bunalmış insanlarımızı dahada zorlayacak tutum ve davranışlardan kaçınmak lazımdır. Sayın yöneticilerimize biraz daha dikkatli ve sağ duyulu davranmalarını öneriyorum.
Allah'tan insanımıza sabır ve metanet vermesini diliyorum.
Dr. Tahir Tamer Kumkale
24 Haziran 2001 Pazar |
|
|
