13 ŞUBAT 2025 PERŞEMBE

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






E. Org. Şener Eruygur başkan oldu. Atatürkçü Düşünce Derneği şimdi ne yapacak?
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Büyük davamız, en medeni ve müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir. Bu yalnız kurumlarında değil düşüncelerinde temelli bir inkılâp yapmış olan büyük Türk Milletinin dinamik idealidir. Bu ideali en kısa zamanda kavramak için, fikir ve hareketi beraber yürütmek mecburiyetindeyiz. Bu teşebbüste başarı ancak, süreli bir plânla ve rasyonel çalışmakla mümkün olabilir. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1922)

 14 Ağustos 2006 Pazartesi 

Atatürkçü düşünce'nin 1982 Anayasasının fikri temelini oluşturduğunu ve buna göre ülke yönetiminde uygulamaların Atatürkçü düşünce paralelinde yönlendirilmesi gerektiğinin anayasal zorunluluk olduğunu pek çok kere bu sütunlarda dile getirdim.
Anayasaya uygun olarak çıkarılan yasalarla Atatürkçü Düşüncenin insanlarımızın yaşantısında yaygın olarak yer alması için kurum ve kuruluşlarımıza düşen görevleri de bir bir sıraladım. Bu arada bireylere düşen sorumlulukları da açıkladım.
Şimdi sıra, Atatürkçü düşünce adına sivil toplum kuruluşlarına düşen görevler nelerdir sorusuna cevap bulmaya geldi. Bu konuda ülkemizdeki en geniş örgütlenme ağına sahip Atatürkçü Düşünce Derneği bugünlerde radikal bir değişim geçirdi. İcraatları pek çok kez sorgulanan ve tenkit edilen bu derneğin başına Jandarma eski Genel Komutanı E. Org. Şener Eruygur getirildi.
Eruygur Paşa, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin müteakip faaliyetleri hakkında Bizim Anadolu gazetesindeki köşesinde çok detaylı bir açıklama yaptı. Ben bugün "Bildiri-yorum" sütunlarını Eruygur paşa'nın görüşlerine ayırdım. Doğal olarak yerimin elverdiği ölçüde uzun yazısından alıntılar yaparak konuyu gündeme getirmeğe çalıştım.
Takdir her zamanki gibi değerli okurlarımızın olacak..

" BİZİM ANADOLU GAZETESİ, 3 AĞUSTOS 2006
Atatürkçüler Ne(ler) Yapmalı:
9. Olağan Genel Kurul sonunda oluşan ADD Genel Yönetim Kurulu üyelerinin teveccühü ile 3 Temmuz 2006'dan itibaren ADD Genel Başkanlığı görevini üstlenmiş bulunuyorum.
Atatürkçü Düşünce Derneği, 19 Mayıs 1989 tarihinde, o günlerde, "Atatürk devrim ve ilkelerine karşı açık ya da kapalı saldırıların doruğa ulaştığı" saptaması yapılarak kurulmuş yüce amaçlı bir örgüttür.
ADD'nin kuruluş nedenleri açıklanırken, "Atatürk devrimlerinin düşmanları planlı ve sinsi bir çalışma ile devrim ve ilkeleri yok etmek çabası içindeler" yorumu yapılmıştır. Atatürk'ün, Türkiye'nin ve Türk Ulusu'nun düşmanları bugün daha da azgınlaşmışlar, dış işbirlikçileri ile birlikte Atatürkçülüğü Türkiye'nin önünde bir engel, çağdışı bir düşünce gibi yorumlamaya başlamışlardır. Bu durumda sızlanmayı bir yana bırakıp, 1989'dan 2006'ya geçen 17 yıl içinde karşıt güçlerin zemin kazanmalarında Atatürkçülerin uygulama yöntemlerinin payının olup olmadığı sorgulamasını yaparak kendimize çeki düzen vermeli akılcı yeni önlem ve yöntemler geliştirmeliyiz.
Dernek tüzüğümüzde belirtildiği gibi, ADD üyeleri ve Atatürk Cumhuriyetine gönül verenler olarak, Atatürk devrim ve ilkelerinin, toplumsal sorunların çözümlenmesinde ışık tutucu niteliğine ve yaratıcı güce sahip olduğuna inanıyor ve Atatürkçü düşünce sisteminin günümüze ve geleceğimize gerçekten egemen olmasını istiyoruz.
Atatürkçülük, yurt, ulus sevgisi, özgüven, sorumluluk duygusu, cesaret ve kararlılık duygularının görkemli birlikteliğinin akıl ve bilim ışığında eyleme dönüşmüş şeklidir.
Atatürkçü yaklaşım tarzında şekilci davranışlarla yetinmek, olayları kaderine bırakmak kolaycılığı yoktur. O olayların içine girerek yaşamış, sorumluluk üstlenmiş, başarılı olmayı istemiş, özgüveni ile başarılı olacağına inanmış, başarılı olmak için yapılması gerekli her şeyi yapmış ve bu nedenle başarılı olmuştur.
Kurtuluş Savaşı'nda Kemal'in Askerleri yurtları, ulusları ve bağımsızlıkları için ölümü göze almışlar ve sorumluluklarının gereğini yapmışlardı. Bugün Atatürk'ün sevenleri, Atatürk'ün İzcileri aynı sorumluluk duygusunu Atatürk'ün yaptığı gibi eyleme dönüştürerek günün koşullarına uygun yeni çözümler üretmek ve kesinlikle başarılı olmak, başarılı olmak için bütün güçlerini ortaya koymak zorundadırlar.
Atatürkçü olmak Atatürk gibi davranmakla mümkündür. Asırlarca geri bırakılmış, açlığa, yoksulluğa, çaresizliğe itilmiş Türk Ulusu'nun sorumluluk duygusu yüksek, yüksek seciyeli sevenlerine gereksinimi vardır.
Bugünün Atatürkçüleri, üniversitelerimizle birlikte, uygulama alanına konulabilecek somut uygarlaşma projelerini geliştirmek zorundadır.
Atatürkçüler, Atatürk'ün İzcileri eğitim sistemini ulusal ve çağdaş nitelikleri ile yaşama geçirecek önerileri ortaya koymalı, sloganların, hayıflanmaların dar kalıbından kendilerini kurtarmalıdırlar. Anadolu Coğrafyası bağımsız, kendine özgü çözümleri zorunlu kılmaktadır. Küçük, kısır beyinlerin değil, bilimsel, akılcı özgür düşüncelerin yarattığı dış politika çözümleri aranıp bulunmalıdır. Atatürkçüler ona layık görkemli yolları bulmak, üretmek zorundadırlar.
Siyaset yapış mantığımız, seçim ve siyasal partiler yasalarımız da halkımızın özlemleri ile uyumlu değildir. Ulusumuz daha çok demokrasi istemekte ancak kendisine giderek yozlaşan bir yaşam tarzı dayatılmaktadır. Atatürkçüler demokrasimizin gelişmesinin önündeki engelleri ortadan kaldıracak düşünsel araçları bulmalıdırlar.
Ulusumuzun sağlık sorunları vardır. Halkımız global ekonomik kuşatma altındadır. Uygulanan politikalar gereksinimleriyle uyuşmamaktadır, her geçen gün daha çok çaresizliğe, daha çok sıkıntıya itilmektedir. Gürbüz ve sağlıklı kuşakların yetiştirilmesine olanak sağlayacak özgün sağlık, sosyal ve ekonomik çözüm yöntemlerin bulunup, uygulanması üniversitelerimizin ve gerçek Atatürkçülerin öncelikli görevlerindendir.
Ulusumuzun dinsel inançları baskı altındadır. Onların temiz duyguları siyasal sömürü aracı olarak kullanılmakta, sahtekâr kişilerin tuzağına düşmektedirler. Atatürkçülük de bundan payını almaktadır. Onların aydınlatılması, özgür gelişimlerinin sağlanması, karanlık kişilerden kurtarılması, onlarla birlikte olacak, onlarla beraber çalışacak, onların derdini kendi derdi olarak belleyip, derman olacak gerçek Atatürkçüleri beklemektedir. Atatürkçü Düşünce Derneği; eğitimden sağlığa, tarımdan ticarete, sanattan, kültürel ilişkilere, akla gelebilecek her konu ve ayrıntıda çözümler geliştirmeli ve bunları halkın içinde, halkla birlikte yapmalıdır.
Yabancıların Türk Ulusunu hiçe sayan davranışları birlik olamamaktan, dayanışma ve özgüven noksanlığı yüzünden değil midir?
Anadolu, Türk Ulusunun dantel dantel işleyeceği bahçesidir. Bu bahçenin yeşermesine, canlanmasına, uygarlaşmasına, mutlu, sağlıklı insanlarla doluşmasına, ulusal birlik ve beraberlik içinde, dayanışma duygularının geliştirilmesine katkı sağlamadan, alın teri dökmeden Atatürkçü olunabilir, Atatürkçüyüm denilebilir mi?
Gerçekten Atatürkçü olmak için öncelikle kafalardaki zincirleri koparmak, özgür düşünebilmek, bağımsızlığı bir karakter olarak özümsemek, yaratıcı çözümler üretmek gerekir.
Sözün özeti; Atatürkçüler, akıl ve bilimin önderliğinde (üniversiteler ve tüm bilimsel kuruluşlarla çok yakın ve anlamlı işbirliği içinde), yurt ve ulus sevgisi ile (Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk Ulusu'nun sonsuza dek yaşatılma görevinin kendisinde olduğu bilinci içinde), özgüven, cesaret ve sorumluluk duygusu içinde (başarıya kilitlenmiş, zorluklardan çekinmeyen ve Bana Ne? Duygusundan arınmış, bu benim görevim diyebilen) kararlı kişilerle, özgün projeleri tek tek uygulamaya koyacaklar, çoğalacaklar ve kesinlikle başarılı olacaklardır. Atatürkçü Düşünce Derneği bu zor görevleri yapmak için vardır!"



Dr. Tahir Tamer Kumkale
14 Ağustos 2006 Pazartesi

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale