Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım



|
TÜM KIBRIS ADASINA KALICI BARIŞ VE HUZUR GETİREN KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NIN 49‘UNCU ZAFER YILINI KUTLUYORUM.. |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
 |
Efendiler ! Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin (Akdeniz Bölgesi’nin) ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir. (Kemal Atatürk) |
20 Temmuz 2023 Perşembe günü, Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’de Kıbrıs Adasına barış ve huzur getirmek için gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatının 49’uncu zafer yılını kutladık.
1960 Londra ve Zürih Antlaşmaları ile kurulan ve Türkiye’nin garantör ülke olarak vazgeçilemez hukuki hakları bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinde 49 yıl sonra bu anlaşmalara dayanan hiçbir yaptırım gücümüz yoktur. Çünkü bugün Kıbrıs Türklerini dışlayarak ve sadece Kıbrıs Rum kesimini temsil eden Kıbrıs Cumhuriyeti, bizimde katkılarımız ve yanlış politikalarımız yüzünden 1 Mayıs 2004’den itibaren Avrupa Birliği üyesidir..
Türkiye, ne yazık ki uluslararası anlaşmaların kendisine verdiği hukuki kazanımlarını hiç dikkate almadan, alınmayacağımız kesin olan AB üyeliği uğruna Kıbrıs’taki milli hak ve menfaatlerinden feragat etmiştir.
49 yıldır hür ve bağımsız olarak yaşayan Kıbrıs Türk toplumunun 13 Kasım 1983’te kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini Türkiye dışında hiçbir ülke tanımamıştır. Çünkü geçen kırk yıl içinde Türkiye ve KKTC yönetimi bu konuda ciddi hiçbir girişimde bulunmamıştır.
Dünyada Kıbrıs Türk ve Rum halkları kadar içişlerine karışılan ve üzerinde çıkar hesaplarının odaklandığı başka bir ülke yoktur. Dünyayı küresel çıkarları istikametinde yapılandırmak için çalışan küreselleşme mimarları, dünyanın jeopolitik merkezinde bulunan bu stratejik toprak parçası üzerinde yoğun çaba harcamaktadır.
Bugün Kıbrıs Adasını AB adına Helenizm’e teslim ederek Enosis’i gerçekleştirmek için Türk askerinin adadan çıkartılmasından başka çözüm olmadığını gören küresel güçler bunun için çeşitli senaryolar yazıyorlar ve figüran olarak KKTC ve Anadolu Türk toplumunu birlikte oynatabiliyorlar.
Küresel güçler hedeflerinden asla taviz vermek niyetinde değiller. Ne kadar haklı olursak olalım. Ne kadar hukuk üstünlüğümüz olursa olsun. Adamlar burayı ele geçirerek Türkleri Anadolu’ya hapsetmeyi kafalarına koymuşlar. Bunun fiziki olarak mümkün olmadığını gördüklerinden siyasi entrikalarla bunu bize yaptırma yoluna gidiyorlar.
2003 yılında Kıbrıs Adalet Partisi Genel Başkan yardımcısı sıfatıyla partiyi seçimlere hazırlarken tüm KKTC topraklarını en küçük yerleşim birimine kadar ziyaret imkanı bulmuştum. Bu küçük adada birkaç partinin katıldığı milletvekili seçimlerinin arka planında dönen entrikaları görünce adeta ürkmüştüm. Gerçek şu ki dünyanın geometrik merkezinde yer alan bu adanın stratejik konumu irili ufaklı tüm dünya ülkelerini ve özellikle de dev küresel güçleri çok yakından ilgilendirmektedir. Asırlardır o adada yaşayan Türk ve Rum vatandaşların çıkarları hiç kimseyi ilgilendirmemektedir. Tabiri caiz ise bu adada ada sakinlerinin dışında uluslararası bir güç mücadelesi kıyasıya devam etmektedir.
Her şeye rağmen tüm bu mücadeleler içinde Türkiye stratejik konumu, milli güç unsurlarının kabiliyeti ve güçlü ordusu ile hâla bu adada her türlü dengeyi muhafazaya yeterli bir güç olarak dikkati çekmektedir. Buna rağmen Kıbrıs ile ilgili tam teslimiyetçi, ilgisiz ve batılı küresel güçlerin yanında yer alan tutumumuz devam ettiği takdirde Kıbrıs Türk toplumunun geçmişte Girit, Rodos ve diğer Ege adalarında kaderlerine terk ettiğimiz Türk toplumlarından farkı olmayacaktır. Oysa Türk dünyasının uç beyliği konumundaki KKTC topraklarının kaybı Anadolu Türk toplumunun bundan sonraki yaşantısında da önemli bir dönüm noktası olacaktır. Kıbrıs’ta kazanılan hakların her ne pahasına olursa olsun korunması kaçınılmaz bir zorunluluktur..
Bugün Kıbrısta taraflar arasında bir barış antlaşması imzalanmamıştır. İki askeri komutanlık arasındaki ATEŞKES Antlaşması 49 yıldır sürmektedir. Barış Antlaşması olmamasına rağmen TSK’nin barış harekâtı ile tam ve gerçek bir barış fiilen tesis edilmiştir. Yani gerçek çözüm bulunmuştur. Geçen uzun süre içinde toplumlar arasında tek kişinin dahi burnunun kanamadığını, adada demokrasinin hâkim olduğu bir Türk devletinin yaşadığını, Türkiye’nin bu devletin ilelebet yaşatılması gibi bir tarihi misyonunun olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
400 yıllık Türk yurdu yavruvatan Kıbrıs’ta ay yıldızlı bayrağın gönderden inmemesi, ezan seslerinin asla susmaması için Türk milletinin tüm varlığı ile mücadele edeceğine inanıyorum. Bu küçük adada kanla oluşturulan kutsal vatan topraklarının kâğıt üzerindeki sanal birlikteliklerle elimizden alınacağına ihtimal vermiyorum.
Kıbrıs’ın daima Türk kalacağını vurgularken, Kıbrıs topraklarını vatanlaştıran kahraman şehit ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsun..
Dr. Tahir Tamer Kumkale 21 Temmuz 2023 Cuma |
|
|