Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Atatürk'ün Ekonomi Mucizesi - Borç batağındaki Türk ekonomisine şok tedavi (11) |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
|
Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer bir vatandır
Bu geniş memleketi bayındır bir hale çevirmek lazımdır. Bu halk zengin olmaya mecburdur. Memleket bayındır olmazsa, bu halk zengin olmazsa, size hala yaşama imkânından bahsederlerse inanmayınız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1930) |
Ben günümüzde artan borç yükü altında giderek iflasa sürüklenen Türk Ekonomisinin ayağa kaldırılması ve kısa sürede dünyanın güçlü ekonomilerinden biri haline gelmesi için derhal Atatürk’ün Ekonomik Görüş ve Uygulamalarına dönülmesini öneriyorum. Cumhuriyet tarihimizin bu en başarılı döneminin bugünümüze de ışık tutacağına inanıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ekonomik Görüşlerinin ekonomik yaşamımıza “Şok Tedavi” sağlayacağını ve bizi çöküşten çıkartacağını iddia ediyorum. Atatürkçü Ekonomi; kendisinden önce mevcut olan bütün ekonomik sistemleri Türk Toplumunun şartlarına ve Türk insanının kabiliyetlerine uygun bulmamış kendimize has milli bir sistem oluşturmuştur. Bugün biran önce elden çıkarılarak faaliyetleri söndürülmeye çalışılan Kamu İktisadi Teşekküllerimiz bilerek ve planlı bir şekilde yerli sermaye tamamen bitirildiğinden büyük bir ekseriyetle küresel mimarların hâkimiyetindeki yabancı kuruluşlara devrolunmaktadır. Devletin ekonomideki payı ABD ve Avrupa Ülkelerinde ortalama % 50 dolayındadır. Kendileri devletin ekonomideki ağırlığını bilerek durumlarını aynen muhafaza eden AB ülkelerinin sistemli dayatması ile ülkemizde ekonomideki devlet iştiraklerinin payı %25’lere kadar düşmüştür. Buna rağmen TÜPRAŞ, TURK TELEKOM, TURKCELL, ERDEMİR, SEYDİŞEHİR ALİMÜNYUM gibi devletimizin bekası için elimizde bulunması hayati önem taşıyan stratejik tesislerin adeta bedava denecek bir fiyata ve yangından mal kaçırır gibi elden çıkartılmasının mantıki gerekçesinin bu halka izah edilebileceğini tahmin etmiyorum. Zaten bugünkü AKP yönetiminin halka açıklamada bulunmak gibi bir derdi de yoktur. “Ben yaptım. Oldu" anlayışı her şeye hakim olmuş durumdadır.. Ama kontrol ettiklerini sandıkları olaylar her zaman istedikleri gibi gelişmemektedir. Her ne kadar ülkede yargının varlığından şikâyetler olsa ve adaletin geç tesis edildiği gibi ciddi serzenişler bulunsa da yargı geç dahi olsa tahakkuk etmektedir. GALATA PORT ve TÜPRAŞ satışlarına yargının yürütmeyi durdurma kararı halkımızı memnun etmiştir. Sanıyorum ki yakın bir zaman süreci içinde de Türk Telekom ve Erdemir satışlarının da durdurulacağı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi ( ve bugün pek çok AB ülkesinde uygulandığı gibi ) bu kuruluşlarımızın hisselerinin yabancılara devrinin değil doğrudan Türk halkına satışının yapıldığı günlere döneceğimizi umuyorum. Kamu İktisadi Kuruluşlarını “Babalar gibi satmayı” gurur vesilesi olarak gören sayın yetkililerimiz Kamu İktisadi Kuruluşlarının ilki ve en büyüğü olan SÜMERBANK' ın 11 Temmuz 1933 tarihli, 2262 Sayılı Kanunu'nun 11 inci maddesini lütfen açıp okusunlar. Bu kanunda açıklanan, bir kamu kuruluşunun bir yıl içinde kendisini nasıl özelleştireceği, bulunduğu üretim sahasından nasıl çekileceği ve bu alanı Türk özel kuruluşlarına nasıl devredeceği hususlarını görsünler ve istikametlerini küresel mimarların gösterdiği yöne değil Gazi Mustafa Kemal’in gösterdiği yola çevirsinler. Gazinin uygulamalarından biri de CUMHURİYET KÖYLERİ ile ilgilidir. Bülent Ecevit ve partisi tarafından ısrarla dile getirilen KÖYKENT PROJESİ’ ile benzer şekilde MHP'nin ortaya koyduğu TARIM KENTLERİ PROJESİ de tamamen Atatürk tarafından geliştirilmiş bir milli bir kalkınma projesidir. İlgililerin Prof. Dr. Afet İNAN tarafından hazırlanan ve uzunca bir dönem Orta Okullarımızda Yurttaşlık Bilgisi dersi olarak okutulan "VATANDAŞA MEDENİ BİLGİLER" isimli ders kitabına bakmalarını öneririm. Bugün yeni bir şey gibi ortaya koyduklarının Gazi’nin kendi eli ile hazırladığı "CUMHURİYET KÖYLERİ" nin basit bir kopyasından ibaret olduğunu göreceklerdir. Sayın yetkililerimiz Atatürk'ün başlattığı fakat bütün yurda yaymak için ömrünün yetmediği Cumhuriyet Köyleri’ni tam olarak oluşturabildikleri takdirde; bugüne kadar kırk bin köy ve küçük yerleşim merkezine alt yapı için harcanan ve daha da harcanacak miktarın çok cüzi bir kesimiyle hizmeti ülkenin en uç noktasına ulaştırabileceklerdir. Bu şekilde dağ başında üç beş insanın yaşadığı yerleşim yerlerinin sadece güvenliği için sarf edilen yüksek rakamlı harcamalar doğrudan üretime aktarılabilecektir. Cumhuriyet Köyleri fikri, insanlarımıza yeterli devlet hizmetini mahallinde temin etme gibi vazgeçilemez bir ihtiyaçtan doğmuştur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hiç bir üretimin yapılmadığı sadece birkaç ailenin yaşadığı köy ve mezralara devletin yol, su, elektrik, okul, telefon ve televizyon götürdüğü, ebe ve hemşire gönderdiği bilinmektedir. Bunlardan biri de Süphan Dağının yüksek yamaçlarına kurulmuş bütün Patnos ovasına hâkim konumdaki Özdemir Köyüdür. “Buraları eşkıya basmasın ve yurttaşlarımız eşkıyayı beslemek zorunda kalmasın" diye karakollar kurulduğu ve önemli miktarda güvenlik harcaması yapıldığı da bir gerçektir. Dünyanın hiç bir ülkesi bu kadar zengin değildir. Bunun adı resmen savurganlıktır ve yönetim zafiyetinin tipik belirtisidir. 8 ay kar altında bulunan bu bölgeye giden devlet hizmetleri hep eksik ve yarımdır ve fiziki olarak yarım kalmaya da mahkûmdur. Oysa her yere yarım ve eksik hizmet gideceğine, merkezi bir yere tam hizmet verirsiniz. Vatandaşımız akıllıdır. Çok kısa bir süre içinde zaten kendisini buraya taşıyacaktır. Çalışkan Türk halkını her köşesinden bereket fışkıran kutsal Anadolu topraklarında açlığa mahkûm eden yöneticilerimize sesleniyorum. Buyurun size gerçek bir Atatürkçü olduğunuzu gösterme imkânı. Kurtarın bu ülkeyi IMF ve Dünya Bankası egemenliğinden. Bu zamanda yapamazsanız, bir daha yapma şansınız hiç olmaz.
- Nutukla Atatürkçü olunmaz.
- Atatürk’ün eserlerini teker teker yabancılara devretmekle Atatürkçü Olunmaz,
- Atatürk’ün “Tam Bağımsızlığımız ekonomik bağımsızlıktan geçer “sözünün aksini yapıp ekonominin yönetiminin IMF ve Dünya Bankası gibi küresel sömürge yönetimlerine teslim ederek de Atatürkçü olunmaz.
Atatürkçülük, uygulama ile olur. Atatürkçülük, ülkeyi “Tam bağımsız” kılmakla ve “Millet Hakimiyetini” sağlamakla olur. Netice olarak; 20 yılı aşkın bir süredir ATATÜRK' ün en kuvvetli yönü olduğuna inandığım ekonomik görüşlerini her platformda savundum. Bu konuda " Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomik görüşlerinin diğer görüşlerden her yönü ile iyi olduğunu ispatlayan” doktora tezi verdim. Konferanslarla, gazete makaleleri ile seminerler ve televizyon programları ile ilgili ve yetkililere ulaşmaya çalıştım. Fakat hiç bir ilgili ve yetkiliye ulaşmaya muvaffak olamadım Ama hiç yılmadım. Şimdi ikaz ve uyarma görevini bir kere daha yapıyorum. Atatürk’e ve Atatürkçü Düşünce'ye inanmış iyi insanları bu alanda göreve davet ediyorum. Milletin huzuru, güveni, refah ve mutluluğu DERVİŞ' lerin gösterdiği yolda değil, ATATÜRK''ün gösterdiği yolda olduğunu haykırıyorum..
Dr. Tahir Tamer Kumkale 11 Şubat 2006 Cumartesi |
|
|