07 EYLÜL 2024 CUMARTESİ

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Axa-Oyak sigorta ortaklığı ve ermeni soykırım tazminatı
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Biz Türkler yüz sene evveline kadar her şeyi kendi çekicimizle, kendi örsümüz üzerinde vücuda getirir, kendi çarşımızda kendi elimiz ile satardık.. İşte bunun için büyük bir millettik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1923)

 11 Kasım 2005 Cuma 

Türk Kamuoyu'nun yakından tanıdığı kısaca OYAK adı ile bilinen Ordu Yardımlaşma Kurumu her alandaki iştirakleriyle can çekişen Türk ekonomisi için adeta bir cankurtaran simidi gibi örnek olmaya devam etmektedir.
1961 yılında Ordu mensuplarına maddi yönden katkıda bulunmak ve gelirlerine destek olmak amacıyla kurulan OYAK; adından da anlaşılacağı gibi kâr gayesi gütmeyen, kazancını tamamen yardıma endeksli olarak arttıran bir kuruluştur.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde mevcut ve muvazzaf (hizmette bulunan) Subay, Astsubay ve Sivil Memurların zorunlu üye olarak kabul edildiği Kurum; her ay üyelerinin maaşlarının % 10'unu otomatik olarak üye aidatı olarak alır. Bu aidatlar üyenin mesleğe girdiği tarihte başlar ve emekli olduğu gün sona erer. Yani her ay OYAK kasalarına önemli miktarda nakit para otomatikman girer. Bu çok önemli bir kaynaktır. Başarının sırrı bu değişmeyen ve maaşların artması ile matematiksel olarak artan bir sermaye varlığında yatmaktadır.
Başlangıçta sadece bu sermayeye dayanılarak üyelere yapılan yardım ve destek faaliyetleri, sayıları giderek artan ciddi yatırımlarla çapını ve yardım sahalarını arttırmıştır. İnşaattan-Otomotive, Taşımacılıktan-Bankacılığa, Çimento Sanayinden-Sigortacılığa kadar her alanda faaliyet gösteren OYAK iştiraklerinin yıllık kârları giderek artmıştır. Sonunda üye kesintilerinden gelen aylık nakit sermaye miktarı, OYAK mal varlığı ve sermayesinin yanında çok küçük miktarda kalmıştır.
OYAK'ın başarısındaki sır, bütün üyelerinin kurumun gerçek sahipleri olmalarında yatar. Mesleğe ilk girişi müteakip doğal olarak kuruma üye olan ordu mensupları, 1996 yılında kabul edilen EMEKLİLİK SİSTEMİ uygulaması ile ölünceye kadar kurum üyeliklerine devam edebilmekte, kurumun sağladığı yıllık kârdan kurumdaki hissesi kadar nema almakta ve kurumun pek çok hizmetinden doğrudan yararlanmaktadır. Bu uygulama kurumu sahiplenmenin ve o'nu devamlı denetim ve gözetim altında tutmanın önemli bir göstergesidir.
Kurumu iştiraklerdeki ve Genel Müdürlükteki profesyonel idareciler dışında tamamen üyeler yönetir. Kurum ile ilgili yapılacak bütün faaliyetlere üyeler karar verir. Üyeler, bu haklarını kendi aralarından seçilen ve genellikle her rütbe ve sınıftan temsilcinin oluşturduğu 75 kişilik TEMSİLCİLER KURULU vasıtasıyla kullanır. Yani bu kurumun gerçek sahibi ve yöneticisi tamamen askerlerdir.
Türk insanının askerlere bakış açısı dünya uluslarında görülmeyen tarzda çok değişiktir. Ordu-Millet karakteri binlerce yıldan gelerek günümüzde de aynen devam ettiğinden Askerler konu edildiğinde halkımızda güven ve itimat duygusu ön plana çıkmaktadır. Bu güven duygusu askerlerin ülkemizin bütününü ilgilendiren milli meselelerde çok hassas ve titizlikle davranmalarını zorunlu kılmaktadır.
Son günlerde OYAK kuruluşlarından biri olan OYAK Sigorta şirketinin Fransız AXA Sigorta Şirketi ile ortaklığından doğan ilişkileri, OYAK yönetimini zor durumda bırakmıştır.
Fransız AXA şirketi, 1999 da Türk OYAK şirketi ile %50 ortaklığa girmiştir. Türk OYAK sevilen, halkın güvendiği ve ordunun rağbet ettiği, emekli askerlerin görev aldığı bir şirket olarak tanınıp, bilinmektedir.
OYAK Sigorta'nın ortağı Fransız AXA Sigorta Şirketi Ekim 2005'te kendilerine sözde "Ermeni soykırımı mazlumlarının torunları" gibi isimler koyan 5000 küsur kişiye tazminat ödemeye karar vermiştir. Bu kararı, hisselerini devraldığı Fransız UAP Sigorta Şirketinin 1922'de tek başına ve hiçbir kanuni veya somut delile dayandırılmadan yaptığı "Soykırımı tanıma" kararına dayandırarak almış ve uygulamaya koymuştur. Bunu yaparken de 1999'dan beri ortağı olduğu Türk OYAK'a danışmak veya onu tam olarak aydınlatmak yoluna gitmemiştir.
Olayların gelişmesi şöyledir. AXA sigorta ve ticaret şirketi 1996 yılında eski bir Fransız sigorta şirketi olan UAP şirketinden yaşam poliçeleri satın alır. UAP şirketi ise 1922'de kendilerinin şirket olarak, Ermenilerin "soykırımına uğradıklarını" kabul ettiğini ilan etmiş ve bunu bir yazı ile Fransız dışişlerine bildirmiş bir şirket olarak bilinmektedir.
Bundan 74 yıl sonra gerçekleşen hisselerin AXA' ya devrinde satış poliçeleri arasında OYAK ile %50 ortaklığı bulunan AXA bu poliçeleri de satın almış ve dolayısı ile mesuliyetini de kabul etmiş hale gelmiştir. Yani, dolaylı olarak AXA' da UAP'nin kararı olan Ermeni soykırımını kabul etmiş gibi sayılmıştır. Ama AXA bugüne kadar hiç kimseye tazminat ödemesi yapmamıştır.
2003 yılında Ermenilerin yoğun olduğu Kaliforniya'da bazı sözde soykırım varisleri bu uluslararası iş yapan Fransız AXA şirketini mahkemeye vermişlerdir. Ermenilerin varisleri 1918-1922 tarihli UAP poliçelerine dayanarak büyük maddi tazminatlar talep etmişlerdir. AXA şirketi de, Amerika'daki işlerine zarar gelmemesi için bu kişilere toplam 14,4 milyon Avro ödemeyi kabul etmiştir.
Bu karar Le Monde Gazetesinin 25 Ekim 2005' tarihli nüshasında teferruatlı olarak yer almıştır. Gazete 14,4 milyon Avronun ödeneceğini bildirmektedir.

- AXA ile OYAK ortak olduklarına göre bu mali portre ortağa nasıl yansıyacaktır?

- OYAK dolayısı ile Türk halkı ve hükümeti 83 yıl önce Fransa'daki bir şirketin tek taraflı olarak aldığı bu karardan nasıl etkilenecektir? İşte soru budur ve Türk kamuoyu bu sorunun cevabını beklemektedir.

Bilindiği gibi AB Müzakerelerinin Türkiye İlerleme raporunda; "Türkiye'nin Ermeni Soykırımını tanıması ve bu konuda özür dilemesi ve gereken tazminatların da verilmesi hususları" belirtilmiştir. Daha sonra bu husus Avrupa Parlamentosunda Türkiye'ye sorulmadan, tek taraflı olarak da karara bağlanmış karar, Türkiye'ye bildirilmiştir.
Fransız AXA bu parayı kendisi ödediği takdirde ne olur?

- Şimdiye kadar somut olarak ispatlanamayan SOYKIRIM KONUSU'na bir hukuk oyunu ile hukuki geçerlilik kazandırılmış olur..

- "İşbirliği yolu ile suça iştirak" diye adlandırılan genel hukuk prensibi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti OYAK vasıtasıyla bu suçu kabul etmiş duruma düşer.. Bütün dünyada geçerli olan bu prensip, ileride suçlamalarda bir delil olarak kullanılır..

AXA'nın bu işi bilmeden yaptığını düşünmek saflık olur.. Bunun arkasında derin ilişkilerin ve kirli oyunların olduğu izlenimi vardır.
Neden bugüne kadar Diaspora Ermenilerine en fazla desteği veren Fransa ve AXA, ve neden en güvenilir kuruluşumuz OYAK ile Türkiye, hayali soykırım konusunda emrivaki ile karşı karşıya bırakılmaktadır.?
İşin püf noktası işte buradadır.
Türkiye çok yönlü, çok maksatlı bir saldırı ile karşı karşıya kalmıştır.
Burada çözüm öncelikle OYAK yöneticilerine düşmektedir. Bununla da kalınmamalı, bütün yönetim kademelerinde üzerinde dikkatle durulmalı ve karşı karşıya kalınabilecek tuzaklara karşı hazırlıklı olunmalıdır.
Ayrıca bir bütün olarak milletçe tepki göstermemiz gerekmektedir.
Bu sorun çözülmeden AB müzakerelerinin sağlıklı yürümesini beklemek abesle iştigaldir. Sorunun daha da çatallaşmadan biran önce çözülmesine ve kamuoyunun doğru bilgilerle aydınlatılmasına acilen ihtiyaç vardır.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
11 Kasım 2005 Cuma

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale