13 ŞUBAT 2025 PERŞEMBE

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Bilderberg Muamması...!
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Yeni Türkiye'nin takip edeceği siyaset, belirsiz ve keyfi olamaz. Bizim siyasetimiz, mutlaka milletin kabiliyet ve ihtiyacıyla mütenasip olacaktır. Artık yeni Türkiye'nin devlet siyaseti, milli sınırları dahilinde egemenliğine dayanarak bağımsız yaşamaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1923)

 12 Mayıs 2005 Perşembe 

".... 5 - 8 Mayıs 2005 tarihlerinde Almanya'nın Rottach Egern kasabasında yapılan Bilderberg'de bu yıl Orta Doğu tartışılacak. Gelecek üzerine yorumların yapıldığı "Bir Uz Görü" toplantısı niteliğindeki Bilderberg toplantılarına, bu yıl Devlet Bakanı Ali Babacan, işadamı Mustafa Koç, gazeteci Cüneyt Ülsever'in yanı sıra Global'den İmre Gencer de katılıyor.
ABD ve Avrupa'dan üst düzey bürokratlar, kongreden liderler, dünya finans ve medya çevrelerinin görüşlerini ortaya koyduğu toplantılarda, David Rockfeller ve de eski siyasetçi Henry Kissenger'ın sürekli katılımcıların başında geliyor. Her yıl düzenli olarak yapılan Bilderberg toplantılarına, 20 yıl Türkiye Temsilciliği'ni yürüten işadamı Selahattin Beyazıt'tan sonra 1992'den beri grubun Türkiye temsilcisi olarak Vehbi Koç'un kızı Suna Kıraç katılıyordu. Kıraç'ın yerini ise geçen yıldan bu yana Mustafa Koç aldı...."
Dünyayı yönetmek iddiasında bulunan küresel güçlerin dünyayı yönetirken kimlerle beraber ve nasıl çalışacaklarına dair kararlar verdikleri geleneksel Bilderberg Toplantıları'nın bu yılki çalışmalarına ilişkin olarak basınımızda yer alan haberler özetle yukarıdaki gibidir..
Dünya kamuoyu ile birlikte ülkemizde de dikkatle takip edilen bu toplantılar hakkında ne yazık ki fazla bilgi sahibi değiliz..
Globalleşme ve Küreselleşme ile birlikte güncel yaşantımızda sıkça kullanmaya başladığımız kavramlar arasında küresel örgütlenmelerle ilgili olan Bilderberg, Mason, Lions, Rotarien sözcükleri sıklıkla yer tutmaya başlamıştır. Herkesin bildiği gerçek şudur. Yer küreye hükmeden küresel güçler bu ve benzeri organizasyonları kullanarak çıkarlarının bulunduğu ülkeleri yakından takip edip kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebiliyorlar.
Küreselleşme ile ilgili olarak kullanılan terimlerin içinde ŞEFFAFLIK ve AÇIKLIK gibi kavramlar vardır. Fakat bu şeffaflık milli örgütlenmelerde oldukça geniş tutulup bu örgütlerin bütün faaliyetleri yakından izlenip, takip edilirken, küresel örgütlenmeler son derece ketum, kapalı ve sır dolu olarak faaliyetlerine devam ediyorlar...
Bir örgüt ne kadar iyi işler yaparsa yapsın, yaptığı insani faaliyetlerle ülkesine ve insanlarına ne kadar faydalı hizmet üretirse üretsin, eğer yönetim kademesi yurtdışında bir merkeze bağlı ise, ve örgüt üyeleri arasındaki ilişkiler bazı değişmez kurallara göre gizlilik içinde yürütülüyorsa, verilen bütün güzel hizmetler millet nezdinde yeterince inandırıcı olamıyor. Güvenirliği bakımından kafalarda daima soru işareti kalıyor. Ve "Acaba bu hizmetin sonunda ne gibi kazıklar yiyeceğiz" duygusu ne yazık ki silinemiyor.
BILDERBERG ismi çok sık kullanılmasına rağmen açık kaynaklarda organizasyonu hakkında yeteri kadar bilgi yok. Çalışma şekli ve yönetim kadrosu ile ilgili bilgilerde bu gizli çalışma yöntemi dolayısıyla berrak değil. Ayrıca bu toplantılara davet edilen kişilerin toplantı hakkında konuşmalarına yasak konulduğundan dışarıya taşan bilgi kırıntılarından sağlıklı bir değerlendirme yapmakta mümkün olamıyor. Bilinen tek şey; dünyayı yönetenler kararlarını bu toplantılarda alıyorlar, bu muhtemel şekillendirmeye göre çağırılan kişiler de konu ile ilgili olarak küresel yapıda kendi ülkelerine düşen görevleri üsleniyorlar. Ülkelerin yönetiminde etkili olan, veya olabileceği değerlendirilen mevki ve makamları farklı kişiler buraya davet edilerek bir beyin yıkama operasyonuna tabi tutuluyorlar.
Bilderberg toplantılarının iki tanesi Türkiye'de yapılmıştır. Birincisi 1959'da İstanbul-Yeşilköy Çınar Otel'de, ikincisi de 1975'de İzmir -Çeşme, Altın Yunus Tatil Köyü'nde gerçekleştirilmiştir. 1975 Çeşme toplantısına Türkiye'nin geleceğinde ümit vadeden Kıbrıs Fatihi Sayın Bülent Ecevit de davet edilmiştir. Bülent ve Rahşan Ecevit çifti 3 Kasım 2002 seçimlerine kadar ülke yönetiminde daima ön planda görev aldılar. Milliyetçi duygularından asla şüphe etmediğimiz Bülent ECEVİT'de bu toplantıların gizliliğine kayıtsız şartsız uymuş ve şimdiye kadar tek bir kelime bile dışarıya bilgi vermemiştir..
2002 yılı Bilderberg Toplantısı'na Türkiye'den Koç Holding yöneticisi Bülent Özaydınlı, E. Büyükelçi Özdem Sanberk ve Dünya Bankasından kurtarıcı olarak Türkiye'ye getirilen Kemal Derviş davet edilmiştir. Bu toplantıda konuşulanlar da gizli idi . Ama ne gibi talimatların alınıp verildiği Sayın Kemal Derviş'in ayak izleri takip edilerek açıkça görülebildi. Küresel güçler, Türkiye'deki 57. Hükümet'in mîâdını doldurduğu kararına varmış olmalılar ki, Kemal Derviş hemen erken seçimi gündeme getirdi. Düğmeye basılmış gibi Türkiye önce seçim havasına girdi, Merkez sağ ve merkez sol dağıldı. Bütün tarihi siyasi şahsiyetler meclis dışına taşınırken, hakkında kapatılma davası bulunan, başkanı miletvekili olma yasaklı AK Parti tek başına iktidara geldi. Bilderberg'in gücünü Kemal DERVİŞ'in şimdi getirildiği BM teşkilatının üçüncü adamlığı kadrosu ile daha iyi anlamak mümkündür.
2003'te Türkiyeden çağrılan şanslı kişiler arasında; kabinenin en genç ve ama en etkili yerde görevli Bakanı Ali Babacan ile, ABD'de diplomatlık görevinden büyük ümitlerle DTP'ne Genel Başkan olarak getirilen ve sonradan partisini bırakıp DYP'ye katılan M.Ali Bayar vardı.
2004 Milano toplantılarına yine Kemal Derviş ile Devlet Bakanı Ali Babacan, ülkemiz geleceğinde istikbal vadeden iş adamlarımızdan Koç Holding Başkanı Mustafa Koç ile Milliyet yazarı Hasan Cemal'de davet edildiler.
2005 toplantısında neler görüşüldüğü hakkında da dışarıya bilgi sızmayacağı kesin. Fakat, küreselleşen dünyadaki küreselleşme araçlarını ve kullanılma yöntemlerinin saptandığı toplantıların ana konusunun yine "Büyük Ortadoğu Projesi" olacağı da anlaşılıyor..
Bilderberg Toplantılarının dışında Masonlar, Lionslar ve Rotarien'ler gibi yine kökü ve merkezleri dışarıda olan organizasyonlar var. Bunlardan Mason teşkilatı büyük bir gizlilik içinde ve kendi tesbit ettikleri kurallara sıkı sıkıya bağlı kapalı bir sisteme sahip olmasına rağmen Rotary ve Lion Kulüpleri gizliliği olmayan "açık" teşkilâtlar olarak faaliyet gösteriyorlar. Açık faaliyetler uygulamalarına rağmen enternasyonal olmaları, mensuplarının menfaatlerine öncelik vermeleri ve az da olsa katı kurallara sıkı sıkıya bağlı olmaları milli düşünce sistemimize ters gelmekte ve mensupları enternasyonel bir çatı altında olmalarından dolayı kamuoyunda eleştirilmektedir.
Bilindiği gibi insanlar tek başına yaşayamazlar. Bilgi, beceri ve kişisel ihtiyaçları doğrultusunda kendisi gibi düşünen ve kendisine yakın bir yaşam tarzı olan kişilerle bir arada bulunmak istemeleri ve bu maksatla örgütlenmeleri doğaldır. Zaten bu demokrasilerin olmazsa olmaz ve vazgeçilmez en önemli şartıdır. İnsanlar güçlerini birleştirdikleri ölçüde refaha, ve daha güvenli bir yaşama ulaşmanın bilinci ile böyle bir topluluğa üye olmaktadır.
Ülkemiz çok kritik bir coğrafyada çok yönlü ve çok maksatlı dış tehditler ile karşı karşıyadır. Bu yüzden dışarıya karşı daima uyanık ve yeterli bilgi sahibi olmak zorundayız. Yeniden yapılanan ve küreselleşen dünyada, bir merkezden yönlendirilen uluslararası kuruluşların öneminin giderek artacağı ve faaliyetlerine ülkemizde de devam edecekleri kaçınılmazdır bir gerçektir.
Ben şahsen bu gerçeği görüp, küresel örgüt faaliyetlerini milli çıkarlarımıza göre yönlendirebilecek, milli kültürümüzden ve milli değerlerimizden uzaklaşmadan bizi küreselleşen dünyaya taşıyacak aydınlarımızın bu kuruluşlarda görev almalarını kınamak değil, bilakis onları teşvik etmemizin yararlı olacağına inanıyorum...


Dr. Tahir Tamer Kumkale
12 Mayıs 2005 Perşembe

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale