Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Psikolojik Harekat hakkında neler biliyoruz? 21. asrın en yaygın savaş metodu (8) |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
|
İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzünülecek bir sistemdir. İnsanları mesut edecek yegane vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk - 1931 |
Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk toplumuna yönelik planlı, proğramlı çok yönlü ve çok merkezli devamlı bir Psikolojik Harekat tehdidi sürdürülmektedir. Bu konu hakkında gerek halkımızın ve gerekse karşı tedbir alması gerek ilgililerin bilgisizliği ve bu bilgisizliktan kaynaklanan ilgisizliği ülkemize yönelik psikolojik savaş tehdidini daha da etkili hale getirmektedir. Ülkede milli birlik ve beraberliğin temini ile insanlarımızın ülke kalkınmasına desteklerini sağlamak ancak her sahada huzurlu bir ortamın tesisi ile mümkündür. Huzurlu ortam ise milli kültür değerlerine sahip, birbirlerini seven ve birbirlerine güvenen insanların bir arada bulunduğu ortamlarda mümkündür. Toplumu teşkil eden fertler arasına nifak sokmak, ayrılık tohumları ekmek, sosyal gruplar arasında mevcut kültürel ve ekonomik gelişmişlik farklılıklarını körükleyerek bireyleri ve toplulukları birbirine düşman etmek, bu kitleleri birbirine kırdırarak ülkede husursuz, istikrarsız bir ortam yaratmak, insanların hem birbirlerine ve hem de yönetime düşman olmalarını sağlayarak her sahadaki karşılıklı güven duygusunu ortadan kaldırıp devamlı kaos ve kargaşa ortamı yaratmak hasım Psikolojik Harp uygulayıcılarının en basit çalışma yöntemleridir. İnsan beyinlerini etkilemede kullanılacak en etkili vasıta bizzat insanın kendisidir. Ve bu insan toplumun dışından bir insan değildir. Psikolojik Harekat uygulamalarında kullanılacak olan insan, bizzat o toplumda yaşayan ve genellikle herkesin tanıdığı itibar gören ve o topluluk üzerinde gerek resmi görevlerinin verdiği yetkilerle ve gerekse doğal liderlik vasıfları ile sevilen, sayılan ve sözü dinlenen kişiler olmaktadır. Üniversitelerimizin sahip oldukları potansiyel ve toplumu etkileme özellikleri dolayısıyla Psikolojik Harp uygulayıcılarının en önemli çalışma alanları olduğunu belirtmiştim. Ülke meseleleri hakkında halkımızı aydınlatma işlevini yürüten ve bu alanda en etkili organ durumunda bulunan görsel ve yazılı medyada kamuoyunu yakından ilgilendiren güncel olaylar hakkında devamlı olarak fikri sorulan ve konu hakkında yorumlarına başvurulan şahışlar öncelikle üniversitelerimizin öğretim üyeleridir. Tarafsız bir gözle olaylara baktıkları, ve söylediklerini mutlaka bilimin tarafsız gözlüğü ile değerlendirdiği varsayılan ve bu yüzden inanılan bilim adamlarına halkımız güvenmektedir. "Okumuş-yazmış adam" sıfatıyla konuştuklarından bu kişilerin doğruyu söylediklerine dair halkımızın yaygın inanışı vardır. İşte bu yüzden bilim adamlarımız en basit olguyu dahi değerlendiren psikolojik harekat ajanlarının öncelikli hedef olarak üzerinde çalıştıkları ve akıllarını çelerek konuyu bilimsel verilerle değil, kendi yükledikleri bilgiler çerçevesinde yönlendirip yönettikleri tipik hedefler haline gelmektedir. Bunların örneklerini her gün televizyonlarda görüyoruz. Üniversite idareci ve yöneticileri ile öğretim üyeleri kadrolarında orta yaş ve olgunluk dönemindeki kişilerin genellikle ekonomik ihtiyaçları bulunmaktadır. Bunlar sosyal seviyelerine uygun olarak geçim ve hayat şartları bakımından yapmak zorunda bulunduğu harcamalar dolayısıyla ekonomik zorluklarının olduğu bir devrede bulunmaktadır. Bu kesim üzerinde uygulanacak psikolojik harekat temaları genelde ücret, fiyat, zam ve mesleki kariyer elde etmede önünde bulunan zorlukların kaldırılmasıdır. Bu grup için planlanan fikirler ekonomik ağırlıklı olmaktadır. Üniversite yönetimindeki ikinci grup ise olgunluk ve yaşlılık döneminde bulunan, genellikle ekonomik ve kariyer sahibi olma devrelerini geride bırakan kadrolardır. Bunlara uygulanan temalar ise çok daha farklıdır. Bunlar üzerinde şefkat, yardım, acıma gibi konuların ağır bastığı temalar uygulanır. Özetle, yönetim ve öğretim kadrolarındaki her yaş ve seviyeye göre ayrı yaklaşımlarda bulunulmaktadır. Üniversite öğretim üyelerinin sıklıkla başvurduğu ve gazetelerde çarşaf çarçaf ilanların verildiği, gösteri ve yürüyüşlerin yapıldığı SİLAHSIZLANMA, BARIŞ ÖRGÜTLERİ ve AF ÖRGÜTLERİ, İNSAN HAKLARI gibi samimi şefkat ve acıma duygularının istismar edildiği söylemlerin ağırlıklı olarak bu kesimlere yaptırıldığı bilinen bir gerçektir. Üniversitelerde öncelikli olarak kazanılan orta yaş ve olgunluk dönemindeki kişiler vasıtasıyla ele geçirilmeye çalışılan bir diğer önemli kitle öğrencilerdir. Gençlerimiz cesaret ve macera isteğinin duygulara ve mantıklı davranışa üstün geldiği bir evreyi yaşarlar. Yeni heyecanlar arama, öğrenme arzusu ile dolu olan bu kitlenin üzerinde hakim olan en etkin ve açığa çıkan duygu "otoriteden kurtulma" isteğidir. Hayatlarının sadece birkaç yılında hakim olan bu duygu ve hislerden yararlanmak isteyen psikolojik harp ajanları bütün planlarını gençlerin bu özellikleri üzerine inşa ederler. Onların yaşlarınn verdiği delikanlılık heyecanını sonuna kadar kendi planları doğrultusunda kullanırlar ve bu konuda daha önceden kazandıkları öğretim üyeleri ve yöneticilerden de azami istifade ederler. Sonunda her türlü kitle iletişim araçları ( bilhassa internet ) ile gençlik kesimine aktarılan temalarla bu kesim kolaylıkla mevcut otoritenin her kesimine karşı ayaklandırılır ve istenilen ölçüde, istenilen yerde ve zamanda devreye sokulur. Mevcut çatışma alanları üniversite içindeki masum isteklerin elde edilmesinden başlayarak ülke yönetimine başkaldıracak bir seviyeye kadar yavaş yavaş tırmandırılır. Ortalama öğrenci sayısı beşbin civarında olan bir üniversite içinde yetişmiş birkaç psikolojik harekat uzmanımın bütün üniversiteyi provakasyonlara sürükleyebildiğine şahit olunmuştur.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 16 Nisan 2005 Cumartesi |
|
|