Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Atatürkçü Düşünce Sistemi - 44 |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
|
Bir toplulukta kıymet ve kuvvet, onu kuran fertlerin kendilerini kıymet ve kuvvet saymalarındadır. Ancak bu gibi fertlerden kurulmuş olan toplumlardır ki, yekpare kıymet ve kuvvet manzarası gösterebilirler. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1937 |
ATATÜRK VE ATATÜRKÇÜLÜK ADINA YAPILAN YANLIŞLAR:
Atatürk ve Atatürkçü Düşünce Sistemi adına yapılan yanlışları sıralamaya devam ediyorum
** Gazi Mustafa Kemal Atatürke ait olduğu gerekçesiyle kime ait olduğu bilinmeyen tamamen uydurma pek çok söz ilgisiz yerlerde sıkça kullanılmaktadır. Bu sözlere Atatürkün gerek Nutuk kitabında ve gerekse Söylev ve Demeçlerinde rastlamak mümkün değildir. Misal olarak geçtiğimiz yıllarda gördüğüm bir şehirlerarası otobüsün arkasını boydan boya kaplayacak şekilde yer alan bir Atatürk resminin altındaki Benim şoförlerim iyidir sözünü gösterebilirim. İyi niyetle yapılmış bu davranış Gaziyi yüceltmeyeceği gibi yazana da bir kazanç sağlamaz. Bilgisizlikten ve insanlarımızda varolan Atatürkçü görünme çabasından kaynaklanan bu gibi garip tutumlar belki hoş görülebilir. Fakat hoş görülemeyecek ve şiddetle mücadele edilmesi gereken hususlar vardır. Bilerek ve isteyerek bir kısım şer güçler Gazinin sözlerini kasten ve bilinçli olarak yanlış yazdırmaktadır. Atatürke ait olmayan ve hiçbir değeri bulunmayan anlamsız sözler ilgisiz yerlere konularak Atatürkün fikirleri değersiz gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu hususta yöneticilere önemli görevler düştüğü gibi sağduyu sahi Atatürkçü nesillerin de yapacakları şeyler vardır. İnsanlarımız tutarsız, dengesiz ve uygulanabilir olmayan sözlerin Atatürke ait olmadığını kolaylıkla anlayabilmeli ve bunları yazanları her zaman uyarmalıdırlar
** Atatürke ait olduğu halde bilgisizlikten ve dikkatsizlikten bazı çok kullanılan özdeyişler eksik, yanlış yerlerde veya saptırılarak kullanılmaktadır. Bu şekilde hem sözlerin manası değiştirilmekte, hem anlamı olumsuzlaştırılmakta ve hem de kapsamı daraltılmaktadır. Sonunda giderek bu özdeyişler uygulama ilkeleri olma vasfını kaybetmektedir. Şimdi bunlardan en çok kullanılan bir tanesine değinmek ve bilerek yapılan bir yanlışı ortaya koymak istiyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürkün 1932 yılında söylediği ve Türk milletine değişmez hedef olarak gösterdiği TÜRK KÜLTÜRÜNÜ MUASIR MEDENİYET SEVİYESİNİN ÜZERİNE ÇIKARTACAĞIZ sözü üzerinde durarak yapılan büyük yanlışlığı vurgulamaya çalışacağım. Bu çok geniş kapsamlı, planlı, proğramlı, bilinçli ve sürekli çalışmayı gerektiren açık bir talimattır. Elde edildiği takdirde milli menfaatlerimizi elde etmemizi sağlayacak ulaşılması gereken çok iyi seçilmiş bir milli hedeftir. Şimdi nasıl uygulanacağına bakalım. Bu sözü yerine getirmek için tek tek Türk kültürünü meydana getiren unsurları ortaya çıkartacaksınız. Bu unsurların her birinin kendi toplumumuz ve çağdaş medeni toplumlar içindeki yerini ve değerini tesbit edeceksiniz. Sonra zaman içinde birbirini tamamlayan bir seri tedbirler manzumesi geliştirerek bu ögeyi ben nasıl diğer ülkelerdeki seviyenin üzerine çıkartırımın planını yapacaksınız ve sonra uygulamaya geçeceksiniz. Kafalarınızın karıştığını görür gibiyim. Bunun için güncel ve çok bilinen bir örnek ile konuyu açmak istiyorum. Milli kültürümüzün sadece bir ögesini, mesela Türk Dilini ele alalım. Bilindiği gibi küreselleşen dünyamızda İngilizce çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmış bir dildir. Çünkü Türkiye dahil bütün dünya ülkelerinde İngilizce bilmeyene iş ve aş verilmemektedir. Ülkemizde bütün aileler çocukları İngilizce öğrensin diye daha ana okulundan başlayarak İngilizce öğretmeye çalışmakta ve Anadolu Liselerine evlatlarını sokabilmek için müthiş bir çaba harcamaktadır. Aileler bunda yüzde yüz haklıdır. Çünkü önlerinde bir uygulama gerçeği bulunmaktadır. Artık gece bekçileri alınırken dahi İngilizce bilme şartı aranmaktadır. Sokaklarımızda Türkçe tabelalara nadiren rastlanmaktadır. Demek ki, bütün ülkelerin insanları çocuklarının Türkçe öğrenmesi için ülkelerinde Türkçe eğitim yapan ve Türkçe öğreten okullara koşuştukları vakit Atatürkün emrettiği Türk Kültürünü Çağdaş Uygarlık Düzeyinin üzerine çıkartacağız sözünün sadece dil ile ilgili bölümü yerine getirilmiş olacaktır. Unutmamak gerekir ki kültürümüzün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkartılacak daha yüzlerce unsuru bulunmaktadır. Bu iş zordur. Bu hedefe ulaşmak zaman ister. Sabır ister. Gayret ister. O halde ne yapalım. İşin burada da işin kolayına gidelim ve Atatürkün sözünde küçük bir değişiklik yaparak bu işi yozlaştıralım ve işin içinden kolaylıkla çıkalım denilerek bu söz şu şekle dönüştürülür. TÜRKİYEYİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİ ÜZERİNE ÇIKARTACAĞIZ Ne oldu. TÜRK KÜLTÜRÜ yerini TÜRKİYE sözcüğü aldı. İfade benziyor ama anlam tamamen değişti. Türkiye bir ülkenin adıdır. Ülkemizin coğrafi konumunu tanımlar. Genişliği derinliği belli olan bir toprak parçasını simgeler. Bu toprak yerinde durur. Seviyesi ne yükselir ve ne de alçalır. Toprak parçasının nasıl çağdaş uygarlık mevhumu ile bağdaştırabileceğimizi ise anlamak mümkün değildir. Anlaşılamamıştır da. Fakat yetkili, yetkisiz toplumun bütün kesimlerinde bu yanlışlık yapılmaya devam etmektedir. Çünkü bu iş kolaydır. Diğeri ise zordur. İşte bunun içinde sağduyu sahibi Atatürkçülere yine iş düşmektedir. Bu yanlışları sabırla ve inatla düzeltmek hepimizin asli görevi olmalıdır.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 23 Mart 2005 Çarşamba |
|
|