Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım



|
Atatürkçü Düşünce Sistemi - 29 |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
 |
Milletler yerleştikleri toprakların gerçek sahibidirler. Ancak o topraklarda insanlığın da temsilcisi olarak bulunurlar. Oradaki kaynaklardan kendileri faydalanırken bütün insanlığı da faydalandırmakla yükümlüdürler. -Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1928) |
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN EVRENSEL BOYUTLARDAKİ DEĞERİ NEDİR ? Anayasa ile Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesinde Atatürk Araştırma Merkezi kuruldu. Bu merkezin kanuni görevleri arasında Atatürk Kütüphanesi kurulması da bulunuyordu. 1984 yılında ziyaretime gelen Atatürk Araştırma Merkezindeki arkadaşlarıma Pakistandaki akademide gördüğüm Atatürk Kitaplığını ve bu kitaplığın oluşturulma şeklini anlattım. YÖK vasıtasıyla Türkiyeye okumaya gelecek yabancı öğrencilerden böyle bir istek yapılabileceğini, yani Türkiyeye gelirken ülkelerinde Atatürk ile ilgili yazılan kitaplardan birkaç tane getirmelerinin istenebileceğini belirttim. Beni dikkatle dinlediler. Fakat sadece bu dinleme ile kalındığını ve 1991den sonra Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden Türkiyeye gelen 10.000 üniversite öğrencisinden de bu maksatla yararlanılmadığını biliyorum. Acaba ben kendi çabalarımla Atatürk Kütüphanesi oluşturabilirmiyim ? sorusuna cevap aradım. Elime bir fırsat geçti. Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi ve Atatürk Araştırma Merkezi Koordinatörü olarak görev yaptığım Fatih Üniversitesinde Atatürk Kütüphanesi kurulması için bir bağış kampanyası başlattım. Önce bizzat binlerce eserden oluşan özel kitaplığımı bu kütüphaneye bağışladım. Halkımızdan da çok miktarda bağış kitap topladım. Hedefim birkaç yıl içinde 100.000 eserlik örnek bir Atatürk Kitaplığı oluşturmaktı. 2002 yılında üniversitedeki görevimden ayrılınca bu çalışmalarım da hedefine ulaşmadan sona erdi
Bugün pek çok ülke yöneticisinin ellerinin altında hemen ulaşıp müracaat dokümanı olarak istifade edebilecekleri birer NUTUK ile ATATÜRKÜN SÖYLEV VE DEMEÇLERİnin bulunduğunu bizzat bu yöneticilerin basın organlarına yansıyan beyanlarından öğreniyoruz. Bilhassa Osmanlı İmparatorluğundan kopartılan devletlerde bu uygulamanın daha yaygın olduğunu görüyoruz. Bu durumu ülkemiz için son derece olumlu ve gurur verici bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti ile her alanda ilişki içine giren ve bu ilişkileri geliştirmek isteyen ülkeler yapacakları antlaşma ve sözleşmelerin temelinde Atatürkçü Düşüncenin bulunmasını arzuladıklarını açıkça dile getirmektedirler. Pek çok ülke ile yapılan değişik konulardaki antlaşma metinlerinin başlangıç kısımları incelendiğinde; anılan ülkelerin Atatürk döneminde kendi devlet adamlarının Türkiye ile kurdukları ilişkilere verdikleri önemi anlatarak, o dönemde sağlanan karşılıklı güvenin günümüzde de devamı halinde tüm anlaşmaların olumlu sonuçlanacağının bilinci içinde olduklarını belirttiklerine şahit oluyoruz. Buna karşılık olarak Türk tarafı da karşılıklı güvenin önemini bilerek tüm dünya için güven ortamına değer verdiklerini vurgulamaktadır.. Atatürkün önderliğinde emperyalist ( sömürgeci) ülkelere karşı büyük bir başarı ile sürdürülen Kurtuluş Savaşımız ile bunu takiben birbiri peşi sıra yürürlüğe konularak geçen yüzyılda çok sıkıntı çeken Türk milletinin yaşantısına huzur, refah ve güven dolu günler müjdeleyen inkılaplarımızın başarısı sömürülen ve ezilen dünya milletlerinin dikkatinden kaçmamıştır. Her alanda örnek olarak Genç Türkiye Cumhuriyetini gören bu milletler geç te olsa bağımsızlıklarını birer birer elde ederek acımasız sömürge sistemini geçen asrın ikinci yarısından itibaren tarihin derinliklerine göndermişlerdir. İşte burada sömürge durumundaki ülkelere örnek teşkil eden tek kavram vardır. Bizi sömüren beyaz adamlar sanıldığı kadar güçlü değildir. Herşeyi bitti denilen bir millet, iyi liderler elinde şahlanarak verecekleri kurtuluş mücadelesi ile mutlaka başarıya ulaşabilirler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk milleti bunun başarılı örneğini vermişlerdir. Adeta uyuyan devletleri uyandırmışlar ve sömürüldüklerinin farkına varmalarına sebep olmuşlardır. Kurtuluş Savaşımız diğer ülkelerin örnek aldığı başlıca değerimizdir. Çünkü bu savaş sömürgecilerinin de yenilebileceğini ispat etmiştir. Bu savaş Avrupalı sömürgecilerin doğu istikametindeki ileri harekatına set çekmiştir. En hızlı ve verimli çağında sömürgeciliğe dur denilebileceğini sömürge ülkelerine öğretmiştir. Türkiyenin kurtuluş mücadelesini kendilerine örnek alarak bağımsızlıklarını elde eden ülkelerin çoğunun Türkiyeyi örnek alarak uyguladıkları bir seri inkılaplarda yeterince başarılı olduklarını söyleyemeyiz. Çünkü, kurtuluş savaşı kazanmak ve bu savaşın devamında inkılaplar yapabilmek ancak güçlü liderlerin işidir. Güçlü liderler ise tarihte parmakla gösterilecek kadar azdır. Çünkü, güçlü liderler ancak güçlü milletlerden çıkar. Türk milletinin içinden çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunların en son örneklerinden biridir. Çünkü, zengin tarihi geçmiş ve bu tarih içinde oluşan milli kültür ögeleri İnkılapların başarılı olmasındaki başlıca etkendir. Eğer bunlara sahip değilseniz ve geçmişinizde ders alabileceğiniz büyük başarılar yoksa çabalarınızın sonuçsuz kalması kaçınılmazdır. Günümüzde hala eski kurumlarını muhafaza eden pek çok ülkenin kendilerine Atatürkün İlke ve İnkılaplarını gerçekleştirmeyi hedef olarak aldıklarını ve bunu basın önünde açıkça belirtmekten kaçınmadıkları da bilinmektedir. Türk milletinin çok kısa bire süre içinde gerçekleştirerek, toplumun tümü tarafından benimsenip yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline gelen Atatürk İnkılapları, dünya kültürleri ile olan bütünleşmemizde atılan önemli adımlardır. Bu adımlar daha bitmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti durdukça bu adımlar artarak devam edecektir.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 10 Şubat 2005 Perşembe |
|
|