Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
23 Nisan 1920 TBMM açılışına Mustafa Kemal damgası |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
Her milletin kendine mahsus gelenekleri, kendine mahsus adetleri, kendine göre milli hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne de kendi milliyeti içinde kalabilir. (Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1923)
23 Nisan 1920 aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmen kurulduğu gündür. 23 Nisan, Mondros Mütarekesi gereği başkent İstanbul ile birlikte dört bir yanı işgal edilmiş Osmanlı topraklarından yabancı askerleri arındırmak ve kaybedilen istiklâle yeniden ulaşmak için başlatılan bir halk hareketinin fikirden fiiliyata geçirildiği gündür.
Cumhuriyet tarihimizde TBMM’nin açılması maksadıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası ile yayınlanan “TBMM Açılış Beyannamesi” çok önemli yer tutar. Bu belge bugün Türkiye üzerinde milli çıkarları bulunan küresel güçler ve onların içimizdeki beyinleri satın alınmış uşaklarının acımasızca saldırdıkları Gazi Mustafa Kemal’in gerçek kimliğini ve Türk milletine bakış tarzını açıkça ortaya koymaktadır.
NUTUK' ta "TBMM Toplanıyor" kenar başlıklı ve " 21 Nisan 1920 tarihinde bütün memlekete yayınladığım tebliğ metnini, o günün duygu ve düşüncelerine ne derece uymak zorunda kalındığını gösterir bir vesika olmak bakımından aynen bilgilerinize arz etmeyi yerinde buluyorum" ibareleri ile başlayan bölümde yer alan Mustafa Kemal imzalı "TBMM Açılış Beyannamesi" günümüzde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü dinsizlikle suçlayan gafillerin suratına çarpılacak ciddi bir belgedir.
Bu belgede söylenenler harfi harfine yerine getirilmiştir. 1920'nin TBMM ile günümüzün TBMM arasında mukayese yapabilmek için belgenin tamamını aşağıda veriyorum..
"Kolordu ve Tümen Komutanlıklarına, Refet Beyefendiye, bütün Valiliklere, müstakil Sancaklara, Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetlerine, Belediye Başkanlıklarına;
21 Nisan 1920; 1. Cenâb-ı Hak'kın lütfuyla Nisanın 23 üncü Cuma günü, Cuma namazından sonra Ankara' da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılacaktır. 2. Vatanın istiklâlinin, yüce hilâfet ve saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayatî vazifeleri yapacak olan bu Büyük Millet Meclisi'nin açılış gününü cumaya rastlatmakla, Cuma gününün mübarek oluşundan istifade ve bütün muhterem mebus hazretleri ile Hacı Bayram Veli Câmi-i Şerifinde Cuma namazı kılınarak Kur'anın ve namazın nurlarından da feyiz alınacaktır. Namazdan sonra Sakal-ı Şerif ve Sancak-ı Şerifi alıp meclisin toplanacağı yere gidilecektir. Oraya girmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde Cami-i Şerif'ten itibaren toplantı binasına kadar, kolordu komutanlığınca askeri birliklere özel merasim düzeni aldırılacaktır. 3. Açılış gününün kutsallığını belirtmek için, bugünden itibaren vilayet merkezinde, Vali Beyefendi Hazretlerinin düzenleyeceği şekilde hatim indirilmesine ve Buhar-i Şerif okunmasına başlanacak ve Hatim-i Şerif'in son kısımları uğur getirmesi için Cuma günü namazdan sonra toplantı binası önünde tamamlanacaktır. 4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde ayni şekilde bugünden itibaren Hatim-i Şerifler indirilmesine ve Buhar-i Şerif okunmasına başlanarak, Cuma günü ezandan önce minarelerde salâ verilecek, hutbe arasında halifemiz padişahımız efendimiz hazretlerinin mübarek namları zikredilirken padişah efendimizin yüce varlıklarının ve şanlı memleketleriyle bütün kullarının biran önce selâmet ve saadete kavuşmaları duası ayrıca okunacak ve Cuma namazının kılınmasından sonra da hatim tamamlanarak yüce hilâfet ve saltanat makamının ve bütün vatan topraklarının kurtuluşu için girişilen Milli Mücadelenin büyüklüğü ve kutsallığı ve milletin her ferdinin kendi temsilcilerinden kurulmuş olan bu Büyük Millet Meclisi'nin göstereceği vatan vazifelerini yapmaya mecbur olduğu hakkında vaazlar verilecektir. Daha sonra halife ve padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî merasimin yapılmasından ve camilerden çıktıktan sonra, Osmanlı vilayetlerinin her tarafından hükümet binasına gelinerek meclisin açılmasından dolayı resmî tebriklerde bulunulacaktır. Her tarafta Cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-î Şerif okunacaktır. 5. Bu tebliğin hemen yayınlanarak her tarafa gönderilmesi için her vasıtaya başvurulacak ve süratle en ücra köylere, en küçük askeri birliklere, memleketin bütün teşkilât ve müesseselerine ulaştırılması sağlanacaktır. Ayrıca bütün levhalar halinde her tarafa asılacak ve mümkün olan yerlerde basılıp çoğaltılarak parasız dağıtılacaktır. 6. Cenâb-ı Hak'tan başarılar niyaz olunur.. Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal"
Bu beyanname içeriğinde bulunduğu şekliyle aynen halka iletilmiştir.. O zaman işgal altındaki topraklarda yaşayan Türk halkının taşıdığı ruh hali dikkate alınarak titizlikle kaleme alınan bu direktif bütün yurtta coşku ile karşılanmıştır. Halkın gerçek temsilcilerinin oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi aynen beyannamede belirtildiği gibi kuran okuyarak dualarla açılmıştır. Milli mücadeleyi yapan ve cumhuriyeti kuran bu meclis açılışındaki kutsallığı aynen muhafaza ederek çok başarılı işlere imza atmıştır.
Çok yerinde ve zamanında kaleme alınmış bu beyanname, halk tarafından coşku ile karşılanırken Gazi Mustafa Kemal’in en yakın silah arkadaşları tarafından dahi ciddi tenkitlerle karşılaşmıştır. Bunlardan biri de milli mücadelemizin efsane isimlerinden 15 inci Kor. Komutanı Kazım Karabekir Paşadır. Karabekir Paşa İstiklâl Harbimiz isimli kitabında;
"Tarihimizde bu kadar koyu taassupla Merasim-i Diniye ile hiçbir meclis açılmamıştır. Ne olursa olsun Salâbet ile Taassubu Meclis-i Millî'nin başlangıcı gününden ayırmak daha ihtiyatlı olurdu" şeklindeki ifadeleri ile fikrini ortaya koymuştur.
Bu beyannamedeki üslubu ile Gazi, Türk milletini ne kadar iyi tanıdığını ortaya koymuştur. O zamanki kamuoyunun beklentilerini iyi tahlil etmiş ve halkın ne arzu ettiğini iyi belirlemiştir. Ve burada çok başarılı bir psikolojik harekât uygulamıştır. Çünkü dağılmış ve kafaları karmakarış olan milletimiz ancak bu şekilde bir araya toplanabilirdi. Halkın hâlâ kutsal lider olarak gördüğü padişahın sahip olduğu "Halifelik makamının ve İslam dininin" birleştirici yapısından en uygun ve etkili şekilde kullanıldığı görülmektedir..
Gerçek lider, önce kendini ve sonra temsil ettiği halkını iyi tanıyan kişidir. İnsanlık bu ikisini bir arada bulunduran gerçek liderlere çok nadir olarak tanık olmaktadır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu gerçek liderlerin en başarılı örneklerinden biridir. Ölümünün üzerinden geçen 71 uzun yıla rağmenO’nun 23 Nisan 1920’de yaktığı meşale sönmemiştir. Türk milleti O’nun kurduğu cumhuriyette, O’nun ilke ve prensipleri ile dikdik ayaktadır. Cumhuriyetimiz yaşadığı müddetçe O, naçiz bedeninin yattığı Anıtkabir'den 7’den 70’e milletini aydınlatmaya devam edecektir...
Dr. Tahir Tamer Kumkale 21 Nisan 2009 Salı |
|
|