07 EYLÜL 2024 CUMARTESİ

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






81 yıl sonra Atatürk'ün büyük nutku yaşıyor mu?
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 18 Ekim 2008 Cumartesi 

Ben milletimin düşünce ve duygularını yakından tanımaktan, aziz milletimde gördüğüm kabiliyet ve ihtiyacı belirtmekten başka bir şey yapmadım. Onun bu kabiliyet ve duygularını sezip tanımakla övünüyorum. Milletimdeki bugünkü zaferleri doğurabilecek özelliği görmüş olmak.. Bütün bahtiyarlığım işte bundan ibarettir.
(Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1922)

Gazi Mustafa Kemal Atatürk bundan 81 yıl önce Cumhuriyet Halk partisinin 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında toplanan İkinci Büyük Kongresinde ölümsüz eseri NUTUK’u altı gün boyunca kürsüden okuyarak bu dev eseri Türk Milletine armağan etmiştir. Bu eser Türkiye Cumhuriyeti devletinin temelini teşkil eden yapı taşlarının en önemlilerinden biridir. Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve sonsuza kadar devamının sağlanması için yapılması gereken ana esasları belirler.

Gazi, Türk milletini iyi tanımanın başarısındaki en büyük etken olduğunu yukarıdaki veciz sözlerinde ortaya koymuştur. Gazi’nin Türk Milletini ne kadar iyi tanıdığını ise O’nun ölümsüz eseri NUTUK’ta görüyoruz.

Kanaatime göre Atatürkçülüğün temelini Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük eseri NUTUK teşkil etmektedir. İşte bu yüzden ben iddia ediyorum ki; NUTUK bilinmeden, NUTUK irdelenmeden ve NUTUK öğrenilmeden, yani NUTUK hıfzedilmeden Atatürkçü olunamaz ve Atatürkçülük'ten bahsedilmez.

Bu sözlerim belki çok iddialıdır. Ama doğrusu budur. Çünkü Atatürk'ü anlamak, Atatürkçü düşüncenin mantığını kavrayabilmek, milletimizin gücünü görebilmek için planlı ve programlı bir NUTUK öğretisi şarttır. Ben Atatürkçülüğe yönelik bilimsel bütün çalışmaların temelinde NUTUK öğretisi bulunması gerektiğine inanıyorum.. NUTUK' u anlayamamış ve kavrayamamış olanların Atatürkçülük anlayışının kuru kuruya bir Atatürk sevgisinden öteye gitmesi mümkün değildir. Yine NUTUK bilinmeden gelen Atatürkçülük öğretisi temel yapmadan toprak üzere yükselen gökdelenlere benzer.

Askeri Tarih Seminerlerinden birinde sunduğum bir bildirinin konusu "Milli Mücadele döneminde Psikolojik Harekât uygulamaları" idi. Konuya başlarken NUTUK ile ilgili düşüncelerimi açıkça anlattım ve müteakiben hadiseleri sıralarken Gazi'nin 21 Nisan 1920 tarihli TBMM açılışı ile ilgili yapılacak hazırlıkları anlatan beyannamesini okudum. Seminer formatında olmamasına rağmen ön sıralarda oturan ve o tarihlerde Atatürkçü Düşünce konusunda mastır ve doktora eğitimi veren bir enstitümüzün başında bulunan pek meşhur bir profesörümüz hışımla ayağa kalktı. " Yanlış kaynaklar kullandınız herhalde albayım. Ben Atatürk'ün dini konulara bu kadar açık yer veren böyle bildirisi olduğunu hatırlamıyorum" diyerek beni bilgisizlikle suçladı. Tam yeri gelmişti. Hemen NUTUK'u açarak bu bildiriyi bu defa da NUTUK' tan okudum. Bu beyefendi yerine dahi oturamadan salonu terk etti. Bir daha da kendisini bu tip toplantılarda hiç görmedim..

Atatürkçülük konusunda yapılacak bütün bilimsel çalışmaların temelini bu eser teşkil etmektedir. NUTUK aslında okunması çok zor olan bir eser değildir. Bir tarihi roman gibi düşünüldüğünde kolaylıkla anlaşılan bir eserdir. Ben burada Nutuk okumayanlar için bazı temel bilgiler vererek çalışmaya başlayacaklar için yönlendirici olmak istiyorum.

NUTUK; 395 başlıkta, 395 madde halinde bizzat Gazi tarafından kaleme alınmıştır. Kitapta metin dışında olayların anlaşılmasına yardımcı 299 belge yer almıştır.

NUTUK; 1919-1927 yılları arasındaki dönemde cereyan eden siyasi, askeri, sosyal ve ekonomik olayları tarihi seyri içinde mantıki bir sıra ilke anlatır.

NUTUK; okuyanlara öncelikle Türk'ü tanıtır, Türk'ün kim olduğunu, nereden gelip nereye yöneldiğini, bu coğrafyada varlığımızı nasıl koruyacağımızı, kendimizi çevremize ve dünyaya nasıl kabul ettireceğimizi, varlığımızı geliştirmek için hangi temel esaslar üzerinde çalışmamız gerektiği gibi hususların açık cevaplarını verir. İşte bunun için NUTUK, Atatürkçü düşünce sisteminin temel esin kaynağıdır.

NUTUK; canlı bir tarih kitabıdır. Bu kitapta tarihi, edebi, felsefi bir ifade ile Türk milletinin var oluş mücadelesinin destanî anlatımını görürüz. NUTUK' u milletimizin hayatında yer alan vazgeçilemez duyguları, fikirleri ve eylemleri bir araya getiren düşünce ve uygulamaları bir bütün olarak ele alan bir kitap olarak değerlendirmemiz mümkündür.

NUTUK' ta; Türk Milleti, Türk Anayurdu, Türk'ün onurlu yaşayışı, Türk'ün gurur kaynakları, Türkün yetenekleri, Türk'ün bağımsızlık ve özgürlük anlayışı gibi kavramlar anlatılır. Fakat bu kavramlarla birlikte, binlerce yıllık Türk tarihi ve Türk kültürünün nasıl günümüze gelip duygulardan düşüncelere, düşüncelerden eylemlere dönüştüğü ve Türk'ün yok oldu dendiği bir anda yeniden nasıl tarihi varlık olarak doğduğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz üslubu ile okuyucuya aktarılmaktadır.

NUTUK' ta; yukarıda açıklananların karşısında yer alan duyguların, düşüncelerin ve davranışların nasıl tarih sahnesinden yok oldukları ve eriyip gittikleri de anlatılır.

NUTUK, bir kere okununca anlaşılamaz. Birkaç kere okunmalıdır. Okurken, tek cümle, tek paragraf olarak değil, konunun tamamı okunmalıdır. Bilahare okunan konu üzerinde Neden?, Nasıl? Nasıl olsa daha iyi olabilirdi? Şeklinde ara sualler sorularak konuların derinliğine nüfuz edilmelidir. Bu şekilde incelenen NUTUK ile Atatürkçülük yolunda ilk ve temel adımlar atılmış olacaktır. Bu temel üzerine bilahare diğer hususlar inşa edilecektir.

NUTUK; Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından mecliste okunduğu 1927 tarihinden itibaren geçen 81 yıl içinde ülkemizde en fazla basılan ve okunan temel eser niteliğini korumuştur. Bugün yine pek çok yayınevi günümüz Türkçesine uygun olarak titizlikle hazırladığı NUTUK kitaplarını çok ucuz fiyatlarla halkımızın istifadesine sunma gayreti içinde görülmektedir. Bu gelişme Atatürkçülük açısından sevindiricidir. Türk gençlerinin isterlerse her zaman ellerinin altında bulunduracakları bir NUTUK elde etme imkânı vardır.

NUTUK, okumaktan kaçınanların ilk öne sürdükleri husus, "kitap çok uzun ve dili çok ağır" olmaktadır. Yeni yazılan kitapların tamamı günümüz Türkçesi ile yazıldığından "Dili çok ağır" sözü mazeret olmaktan çıkmıştır.

Şimdi "Kitap çok uzun olduğu için okuyamadım. Zamanım yoktu. Başladım. Bitiremedim" gibi başlıca mazeretlere bir göz atalım. Aslında bu söylemler ilk bakışta doğru gibi görülebilir. Fakat geçerli değildir. Çünkü Gazi, bu eserini kaleme alırken kitabın özünü anlatan dört ayrı bölüme yer vermiş ve "bu bölümleri sindirerek okuyanlar NUTUK' un anlamını kavrar" demiştir. Gerçekten bu bölümler NUTUK'un bütün anlam ve içeriğe sahiptir. Bu bölümleri okuyanlar NUTUK isimli eserin ana temasını kavrayabilirler.

Bunlardan birincisi ve en önemlisi; NUTUK'un en sonunda yer alan "GENÇLİĞE HİTABE" bölümüdür. Tam bir özettir. Buradaki her kelime ve cümlenin ciltlerle anlatılacak derin anlamları bulunmaktadır.

İkinci Özet; 22 sayfalık 220 Numaralı Belgedir. Bu belge "ANKARA HALKI İLE TANIŞMAK İÇİN VERDİĞİM KONFERANS" başlığını taşımaktadır ve toplam iki saatte okunup anlaşılması mümkündür. Sadece bu belgenin okunması ile değişik yaş ve meslek gruplarındaki insanların kitabın tamamını okumuş gibi bilgi sahibi olacakları kesindir.

Üçüncü Özet; 13 sayfalık " SALTANATIN VE HİLAFETİN KALDIRILMASI" başlıklı 264 sayılı belgedir. Dördüncü Özet ise; Sevr ve Lozan Antlaşmaları arasındaki farkların irdelendiği bölümdür. Bu bölüm kitapta,"MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINDAN SONRA TÜRKİYEYE YAPILAN DÖRT BARIŞ TEKLİFİ ARASINDA MUKAYESE" kenar başlığı altında verilmiştir.

Yukarıdaki dört özetin toplam olarak üç-dört saat içerisinde okunabileceğini önceden bilmenin Nutuk için okuma kolaylığı sağladığı gibi, Nutuk okuma isteğini de kamçıladığı görülecektir..

Sabredip NUTUK'un bir kere tamamını okuyanların artık bir temel eser olarak onu daima elinin altında bulundurması hususu çok doğal bir gelişme olarak kabul edilmelidir. NUTUK gibi temel bir eser ortada dururken ve Cumhuriyet tarihimizin en fazla baskısı yapılan eseri olma vasfını sürdürürken Cumhuriyetimizin 17 Ekim 2008 tarihli görünümünü izah edebilmek mümkün değildir. Bugün her alanda dışa bağımlı bir Türkiye vardır. Mevcut milli güç unsurlarımızın yeterli potansiyeline rağmen iyi yönetilemeyen Türkiye Atatürk’ün kurduğu ve şekillendirdiği devletin görüntüsünden çok uzaktadır.

Bugün milletimizden önce seçtiği yöneticilerinin NUTUK öğretisine acilen ihtiyaçları bulunmaktadır. Her alandaki yöneticilerimiz zahmet edip zaman ayırabildikleri ve NUTUK ile tanışıp O’nu algılayabildikleri takdirde Türkiye’yi her alanda kalkınmış devletler seviyesine kolaylıkla taşımanın reçetelerini bulabileceklerdir.

Gelelim başlıktaki “Nutuk Yaşıyor mu?” Sorusuna.. Evet, Nutuk yaşıyor gibi görünüyor. Ama yoğun bakım ünitesindeki hasta ne kadar yaşıyorsa Nutuk’ta o kadar yaşıyor? Şimdi milletçe Nutuk’u sahiplenmeli ve gösterdiği yolda bütünleşmeliyiz. Çünkü, bu yol gerçek Atatürkçülük yoludur...


Dr. Tahir Tamer Kumkale
18 Ekim 2008 Cumartesi

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale