Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler...
Amazon'da kitaplarım
|
| Yüksek Askeri Şura ağustos olağan toplantıları |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
Bir komutanda bulunması lâzım özellikler göz önüne getirilince her millette büyük komutanların nadir olarak yetiştiğinin sebebi kolay anlaşılır.
(Gazi Mustafa Kemal Atatürk - 1930)
AĞUSTOS ayı milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri için çok özeldir. Bu ay Türk tarihinde ZAFERLER ayı olarak bilinir. Anadolu’yu Türklere açan Malazgirt Zaferi ile Cumhuriyetin kuruluşunu hazırlayan Başkomutanlık Meydan Muharebesi bu ayda yapılmıştır. Atatürk 9 Eylül 1922’de İzmir’de Yunanı denize döken askerlerine “ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR... İLERİ.” emrini 30 Ağustosta vermiştir.
Silahlı Kuvvetler mensupları 30 Ağustos günü yükseldikleri bir üst rütbelerini takarlar. Yine Ağustos Ayı başında Genelkurmay Karargahında Başbakanın başkanlığında toplanan Yüksek Askeri Şûra’da bir üst rütbeye yükselecek veya emekli olacak General ve Amiraller belirlenerek Silahlı Kuvvetlerin üst yönetimi şekillendirilir. Ve nihayet 30 Ağustos günü Zafer Bayramı olarak bütün yurt sathında coşku ile kutlanır. Bu bayram münasebeti ile yapılan törenlerde askeri gücümüz yapılan törenlerle dosta-düşmana tanıtılır.
Yüksek Askeri Şûra’nın üç gün sürecek olağan Ağustos Toplantıları 2 Ağustos’ta başladı. Bu yıl ki çalışmalarda 2010 yılına kadar Silahlı Kuvvetlerin zirve noktasında yer alacak isimler belli olacak. Bu yüzden önem kazanıyor. Genkur.Bşk.Org.ÖZKÖK, dört yıllık görevinin yarısını bitirdi. Görevini bu sene K. K. Komutanlığına atayacağı Orgenerale 2006’da devredecek. Kanaatime göre Orgeneral Özkök’ün belirleyeceği bu orgeneral, 1nci Ordu Komutanı Yaşar BÜYÜKANIT olacaktır.
Şûra çalışmaları yaklaştıkça Jandarma Gen. K. Org.Şener Eruygur’un K.K.K.lığına atanacağı ve en kıdemli Orgeneral olan Yaşar Büyükanıt’ın emekli edileceği söylentileri basında sıkça yer aldı. Bunlar aslı astarı olmayan ve hiçbir mantıki gerekçeye dayanmayan spekülatif değerlendirmelerdir. Silahlı Kuvvetler içinde zirvedeki hizmet yarışı kıdem esasına göre ve teamüllere uygun olarak yürütülmektedir. Bununla beraber bu teamüllerde siyasi mülahazalar dolayısıyla bazı sapmalar olduğu geçmişte görülmüştür. Org.Hilmi Özkök bizzat Genelkurmay Başkanı olacağı yıl böyle bir olayı yaşamıştır. Teamüller gereği Kara Kuvvetlerine atanması beklenen 2nci Ordu K. Org. Edip Başer emekli edilmiş ve emekliliğini bekleyen J.Gen.K. Org. Aytaç Yalman KKK’lığına atanmıştır.
Bu yıl böyle bir atamayı gerekli kılacak olağanüstü hiçbir sebep yoktur. Orgeneral Özkök’ün kişiliği ve şimdiye kadar ki tutumunun, ordu içinde radikal ve kuralı bozan kararların alınmasından çok teamüllerin ve yerleşmiş kuralların uygulanması yönünde olduğu görülmektedir. Nitekim 2003 Askeri Şûrasında olduğu gibi bu yıl da askeri teamüller gereği aynen uygulanarak, yani kıdem esasına uyularak terfi ve atamaların gerçekleştirileceğine şahit olacağız. Sanırım Sayın Özkök ‘ün görevde kalacağı müteakip iki yıl içinde de bu teamüllere aynen uyularak ordu zirvesinde aşırı spekülatif olaylara imkan verilmeyecektir.
Şimdi Anayasaya göre aldığı kararlar yargı denetiminden muaf tutulan tek kuruluşumuz olan ve bu özelliği nedeniyle sürekli eleştiri alan Yüksek Askeri Şûra’nın yapısına bir bakalım.
Yüksek Askeri Şûranın teşkilatı ve görevlerini içeren 1612 Sayılı Kanun, 17 Temmuz 1972’de yürürlüğe girmiştir. İşte kanundan bazı önemli maddeler;
- Yüksek Askeri Şûranın üyeleri; Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı, Kuvvet Komutanları, Ordu Komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Donanma Komutanı ile Silahlı Kuvvetler kadrolarında bulunan orgeneral ve oramirallerdir.
- Yüksek Askeri Şûranın Başkanı Başbakandır. Başbakan bulunmadığında Genelkurmay Başkanı Yüksek Askeri Şûraya Başkanlık eder. Yüksek Askeri Şûra üyelerinin terfi işlemleri ile ilgili konulardaki oy hakkı ve değerlendirme notu eş değerdedir.
- Yüksek Askeri Şûra her yıl olağan olarak iki defa toplanır. Kararlar toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile alınır. Oylarda eşitlik halinde Başkanın katıldığı tarafın oyları geçerli sayılır.
Dünyanın merkezinde yer alan bu coğrafyada bugüne kadar istiklâl ve bağımsızlığımızı korumamızı dünyanın en disiplinli, en köklü gelenek ve göreneklere sahip bir ordumuz olmasına borçluyuz. Ülkemizi kuşatan Balkanlar- Kafkaslar-Ortadoğu üçgenini kan ve ateş çemberine çevirenler bugün bize bir şey yapamıyorlarsa bunu da güçlü, eğitimli, disiplinli ve her zaman milletinin emrinde olan Silahlı Kuvvetlerimize borçluyuz. Dünyanın en zengin enerji bölgelerini ve enerji nakil yollarını kontrol eden binlerce yıllık tarihi bir geçmişe sahip Türk Milletinin oluşturduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ordularının kazandığı muhteşem zafer ile kurulmuştur. Ve yine O’nun sayesinde ayakta durmaktadır.
İşte bu iftihar kaynağımız olan ordularımız, bizzat kendi içinden gelerek adım adım en üst makamlara erişerek Yüksek Askeri Şûra’yı oluşturan komutanlarca yönetilmektedir. Bu yüzden bu müstesna kuruluşa; siyasi entrikalar, şer odaklarının dış uzantıları ve birtakım çıkar oyunlarının temsilcileri kolay kolay etki edememektedir.
Bugün bölgede menfaati olan küresel güçlerin operasyon şefleri; Ordu-Millet kavramı etrafında birleşerek vatanları için ölümü göze alıp, her biri bir Mehmetçik olan Türk Milletine yaptıkları saldırıların odağına daima Türk ordusunu koymuşlardır. Türk Ordusu güçlü bulunduğu sürece onlar, milli çıkarlarını elde edemeyeceklerini çok iyi bildiklerinden bu muhteşem orduyu zayıflatmak için binbir çeşit oyunu birbiri peşi sıra sahneye koymaktadırlar.
Ağustos Şûraları Silahlı Kuvvetlerinin tepesinde sürdürülen “Yıldız Kapma” rekabetine son noktayı koymaktadır. Hepsi birbirinden değerli, tecrübeli ve ayni aşamalardan geçerek gelen kişiler arasında ayırım yapmak çok zor olsa gerek. Bunu en iyi bizzat terfi durumunda olanların çok iyi bildikleri görülüyor. Yarışı kaybedenler, kendisi yerine başkasını tercih edenlere küsmüyorlar. Kırk yıla yakın sürdürülen arkadaşlık, büyüğe saygı ve sevgi, üstün bir disiplin anlayışı içinde devam ediyor. Çünkü emekli olan askerler de birbirlerinden kopamıyorlar. Üniformanın hiyerarşisi içinde askerler ve aileleri ölünceye kadar birbirlerini saymaya ve sevmeye devam ediyorlar. Bunda sivil toplum için alınacak çok önemli dersler vardır.
Evet zirveye ulaşmak için ordunun zirvesinde büyük bir yarış ve müthiş bir rekabet vardır. Bu rekabet Silahlı Kuvvetlerin gizli gücüdür. Çünkü rakipler, rekabeti birbirlerini karalayarak değil, daha iyi hizmet ortaya koyarak yapmaktadır. İşte bu büyük hizmet yarışı Türk Silahlı Kuvvetlerini erişilmez ve yenilmez kılmaktadır. Burada Türk Silahlı Kuvvetlerinde kişilerin değil, sistemlerin önemli olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Sistemler mutlaka kendi hiyerarşisi içinde çalışıp sonuca varıyorlar.
Dr. Tahir Tamer Kumkale
5 Ağustos 2004 Perşembe |
|
|
