Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Bir NATO zirvesi için 12 milyon İstanbullu'yu eve hapsetmek doğru mu? |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
Cumhuriyetin dahili siyaseti vatandaşın yaşayışını hiçbir nüfûz ve sataşmanın tesirinde bırakmaksızın temin etmektir. Bu siyaset dikkatle tekip olunmaktadır. (Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1930)
Devletin temel görevi vatandaşlarının huzur, güven ve refahını temin etmektir. Bunun için gerekli yasal mevzuata ve yeterli teşkilâta sahiptir. Fakat bunlar yetmez. Bunun için mevzuata hakim ve emrindeki teşkilatları iyi kullanabilecek yetenekli yöneticiler lazımdır.
İstanbul Valisi Sayın Muammer Güler mesleğinde temayüz etmiş bir yönetici olmasa idi, 3300 yıllık bir tarihi birikime sahip 12 Milyonluk bu dev metropole vali atanmazdı. Sayın Valimizin işini çok iyi bildiğinden de kuşkumuz yok.
Bu başarılı yöneticimiz yaptığı basın toplantısı ile 26-29 haziran tarihlerinde İstanbulda ev sahipliği yapacağı NATO ZİRVESİ için alınacak güvenlik önlemlerini açıkladı.
Açıklanan tedbirlerden bir bölümü şöyle; - Zirveye 46 ülkeden 3000 delege ile 3500 civarında basın mensubu katılacaktır. - Toplantının güvenliği 20 binden fazla eğitimli personelle sağlanacaktır. - Emniyet Genel Müdürlüğünden ekiplerin de içinde olduğu 230 yabancı dil bilen koruma görevlisi görev yapacak ve bunlar tek tip özel kıyafet giyecektir. - Zirve Vadisi olarak belirlenen birinci bölge; Cumhuriyet Caddesi, Taksim Gezi Parkı, İnönü Stadı, Küçük Çiftlik Parkı, Abdi İpekçi Caddesi ve Vali Konağı Caddesidir. İkinci bölge Abdi İpekçi ve Mim Kemal Öke Caddesi'ni içeren bölgedir. Bu bölgeler bariyerlerle çevrilecek ve giriş çıkışlar kontrollü sağlanacaktır. - 27 Haziranda sahilyolu trafiğe kapatılacak, sahilyolu çıkışı olan cadde ve sokaklar da bariyerle çevrilecektir. - Taksim-Mecidiyeköy-Levent Metro hattı zirve süresince kullanılmayacaktır. - 27-29 Haziran tarihleri arasında İstanbul Boğazı'nda trafik geçici olarak askıya alınacak, tehlikeli kargo taşıyan gemiler geçemeyecektir. Yolcu ve kuru yük gemileri ise kontrollü geçecektir. İstanbul Deniz Otobüsleri Yenikapı-Yalova-Bandırma hattında arabalı vapur ve feribot seferlerini yapamayacaklardır. Şehir içi arabalı vapurlara da araç alınmayacaktır. Ortaköy ve Barbaros iskelelerinden sefer yapılmayacaktır. - Güvenlik Bölgesi'nde ikamet eden ve işyeri sahibi olan vatandaşlarımız, bu yerlere, ev ve işyerlerine belirlenmiş kontrol noktalarından geçiş yapacaklardır. Kart uygulaması 'Zirve Vadisi'nde görevli olanlar için geçerli olacaktır. Ancak vatandaşlarımız giriş ve çıkışlarında kimlik belgelerini göstermek zorunda olacaklardır.
İstanbul Valisi Muammer Güler, trafik sıkışıklığı yaşanmaması için vatandaşları da uyararak, özel araçlar yerine toplu taşıma araçlarının kullanılmasını önererek görevini yaptı.
Toplantı güvenliği ile ilgili mesajlar Sayın Vali ile sınırlı kalmadı. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, Brüksel'e gelen bir grup Türk gazeteciye verdiği demeçte konuya değinerek; İstanbul'daki NATO zirvesinin tarihi bir toplantı olacağını söyledi. Scheffer, zirve nedeniyle İstanbul halkına verilecek sıkıntı için de "şimdiden özür dilediğini" açıkladı. "NATO zirvesi nedeniyle İstanbul'da alınan önlemlerin şehir halkı için büyük sorunlar ve rahatsızlıklar yaratacağını biliyorum" diyen Genel Sekreter, Türk halkının böyle bir zirvenin bu kentte yapılmasının tarihi önemini anlayacağını vurguladı ve şöyle devam etti; “NATO için bu zirve toplantısını İstanbul'da yapmak büyük bir onur; ama aynı zamanda İstanbul halkı için de bir gurur kaynağı sayılmalıdır”
Valimiz sorumlu yönetici olarak kendisine düşen görevi yerine getirmiştir. Ve güvenlik tedbiri adı altında, 12 Milyonluk İstanbul’da hayatı felç edecek ve insanları evlerine hapsedecek, işgücünü durduracak talimatını vermiştir. Buna diyecek bir şeyimiz yoktur.
Nato Genel Sekreteri Scheffer Efendi ise; Türk halkı için bu toplantının gurur verici olduğunu vurgulayarak, bize ne kadar lütûfkar davrandıklarını buyurmuşlardır. Bu şekilde “bizi ne kadar sevdiklerini” de göstermişlerdir. Bu efendi, ya 12 milyonluk şehir görmemiş, ya sayı saymasını bilmiyor, ya da Türk Miletini tanımıyor. Bunları bilse idi, bu şekilde garip laflar etmezdi.
Gelelim bizim değerlendirmemize; 15 dakikalık sağanak yağmurun trafiği felç ettiği ve hayatı durdurduğu bu dev şehirde bu çapta bir toplantı yapmak kimin fikri bilmiyorum. Ama yanlış yapıldığını anlayabiliyorum.
İstanbul’a Evet... Fakat neden şehrin en kalabalık ve kilit noktasında bu toplantı yapılıyor? Neden Silivri, Kumburgaz v.s gibi dev otellerin bulunduğu nüfus ve iş yoğunluğu az olan bölgeler seçilmiyor? Harbiye merkezli Zirve Vadisinin güvenliği için harcanan paraların çok daha azı bir bütçe ile bu ülke mühendisleri istenilen bölgede dev bir KONGRE MERKEZİ inşa edebilirlerdi.
Sonra sormak istiyorum. Neden İstanbul? Neden İzmir, Neden Bodrum, Neden Marmaris, Mersin veya Antalya değil? Neden Altın Yunus gibi dev bir tesis değil? Eğer buralardan biri seçilse idi. 12 milyon insanımızın hayatı felç edilmez, bugünkünden çok daha risksiz ve masrafsız bir toplantı yapılabilirdi.
İstanbulun en kalabalık ve işlek yerini Zirve Vadisi olarak seçen büyüklerimizin bu ve benzeri büyük toplantıların dünyanın her yerinde gözden ırak, güvenliği kolaylıkla alınacak küçük yerleşim birimlerinde yapıldığından haberleri yok mu?
Birleşmiş Milletlerin gözetimindeki İsviçrede bir dağ köyünde yapılan Kıbrıs Zirvesine Sayın Başbakanımız ve Dışişleri bakanımız katılmadılar mı?
Amerikada dünyanın en zenginlerinin biraraya geldiği G8 Zirvesini yapacak yer bulunamadığı için mi küçük bir sahil kasabası olan Savannah seçildi? Biz kendi kendimizi hiç te gereği yokken zora sokuyoruz. Halkımızı zora sokuyoruz. Gelecek VIP personelinin güvenliğini riske atıyoruz. Buna hiç gerek yoktur.
Sonuç olarak; Nato Zirvesi’nin içeriğine girmeden sadece yapıldığı yerin yanlışlığını ortaya koymaya çalıştım. İnşallah bu işten yüzümüzün akı ile çıkarız. Aslında biz bu işten yüzümüzün akı ile çıkarız çıkmasına da bu millet bu ezayı kolay unutmaz. Zirvenin içeriği ile ilgili görüşlerimi bilahare anlatacağım.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 20 Haziran 2004 Pazar |
|
|