07 EYLÜL 2024 CUMARTESİ

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Radikal İslam - İslami terör kavramları yanlıştır
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 17 Haziran 2004 Perşembe 

Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülüklerden meydana gelmiştir.
(Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1923)

RADİKAL İSLAM - ILIMLI  İSLAM - İSLAMİ TERÖR KAVRAMLARI YANLIŞTIR. KULLANMAYALIM...

Başbakan Erdoğan’ın ABD gezisi sırasında katıldığı bir panelde yaptığı konuşmada RADİKAL İSLAM, İSLAMÎ TERÖR gibi kavramların kullanılması karşısında anında mukabele ederek DİN ile TERÖR kelimesinin birada kullanılmasını şiddetle eleştirmiştir. Doğru olanı yapmıştır. Ayni duyarlılığı şimdi bütün bürokratlarımızın, öğretim üyelerimizin ve basın mensuplarının göstermesi gerekmektedir.

Günümüzde, “Radikal İslam-Ilımlı İslâm-İslamcı Terör- Dinci Terör Örgütü” gibi kavramlar basın yayın organlarında o kadar çok kullanılmaya başladı ki insan “Acaba gerçekten İslâmi Terör var mı? Ilımlı İslâm nasıl olur ?”sorularını sormadan edemiyor.

Bilerek ve isteyerek birtakım karanlık odaklar tarafından “İslâm” ve “terör” kelimeleri bir araya getirilerek bütün Müslüman alemi, Yahudi+Hıristiyan ittifakına karşı terörist olarak gösterilmeye çalışılıyor. Tek kelimesi bile değişmeden günümüze taşınan Kur’an ile bütün dünyada tek bir beyin gibi ayni fikir ve düşünceyi işleyen İslâm Dini; Radikal İslam, İslami Terörizm, Ilımlı İslam, Muhafazakar İslam vs. gibi kavramlar kullanılarak 1500 yıldır görülmeyen şekilde bölünüp içi boşaltılmaya çalışılıyor.

Bütün dünyaca bilindiği ve Kutsal Kitap Kur’anda da bildirildiği gibi İslâm Dini, insanı yaratılanların en değerlisi ve üstünü saymıştır. Bu bakımdan insan hayatının korunmasını da dinin temel amaçlarından biri olarak kabul etmiştir. Kuran’da haksız yere bir cana kıyanın bütün insanları öldürmüş gibi ağır bir suç işlediği ifade edilmiştir. Bu ifadenin yanında “bir insanın hayatını kurtarmanın da bütün insanlara hayat verme gibi yüce ve değerli bir davranış olduğu” anlatılır.(El-Maide 5/32)

İşte bunun için İslâm Dininde insan canına kıyma (cinayet) en büyük günahlardan birini teşkil eder. Haksız yere ve kasten mümin bir kimseyi öldürenin ( yakınlarının talebine bağlı olarak) dünyada kısasen öldürüleceği, ahrette de ebedi cehennem azabı ile cezalandırılacağı, Allah’ın gazap ve lanetine uğrayacağı Kuran’da açıkça bildirilmiştir.( Bakara 2/178, Îsra 17/33, Nisa 4/93)

İslâm’ın kasten adam öldüren kimseye KISAS cezasını öngörmesi de yine insan hayatına verdiği değeri gösterir. Dinimizde savaş halinde bile Müslüman savaşçıların düşmanı öldürme hakkı çok sınırlı tutulmuştur. Kadın, çocuk, din adamı, yaşlılar gibi savaşa fiilen katılmayanların öldürülmesi yasaklanmıştır. Ayrıca savaş esirlerinin yaşama hakları da korunmuş ve öldürülmeleri yasaklanmıştır. Çünkü bilerek ve kasten adam öldüren kimse dinimizde asi ve günahkar sayılır.

Aslında aynen İslâm dininde olduğu gibi diğer semavi dinlerde de insan hayatı en kutsal varlık olarak kabul edilmektedir. Peki neden biz bilerek veya bilmeyerek önümüze getirilen “İslami Terör” sözünü inatla kullanıyoruz.

Adam öldürmenin dinle ilgisi yoktur. Siyasi, sosyal, ekonomik ve psikolojik bin bir çeşit sebebi vardır. Hiç tanımadığı ve bilmediği insanların üzerine bombalarla saldırarak meydana getirilen insanlık ayıbı vahşetin din ve dindarlık ile hiçbir ilgisi yoktur.

Hiç kimsenin ülkeleri kana bulayan vahşi terörün arkasında İslami motifler arayarak bu ulvi dine saygısızlık yapmaya hakkı yoktur. Olaylar köken itibarıyla tamamen siyasidir ve milli çıkarların elde edilmesine yöneliktir. Siyaset daima dini inanç ve hassasiyetleri menfur emellerine alet etmektedir. Birileri tarafından İslâm Dini ve Müslümanlar terörist olarak gösterilmek isteniyor ve bizde bunlara alet olarak onların ekmeğine yağ sürüyoruz.

Terör ne İslâmla ve ne de başka bir din ile bağdaşlaştırılamaz... İslâmda ve diğer dinlerde asla terör yoktur... Terörün bilinen bir adresi de yoktur. İnsanlar çok küçük menfaatler karşılığı terör eylemlerine alet olabilecekleri gibi, psikolojik davranış bozuklukları olanlar da bu sahada kolaylıkla kullanılabildiklerine şahit olunmuştur.

Prof.Dr Oktay Sinanoğlu son yıllarda gündemimize giren bir çok kavram gibi "İslami Terör”kelimesinin de kasıtlı olarak üretildiğini iddia ediyor ve şunları söylüyor;

“Radikal İslam Pentagonda üretilmiş bir kavramdır. Amerika'da beyin yapıcılar kavramları üretirler ve bunları medya, üniversite ve strateji kuruluşlarıyla dünya gündemine sokarlar. Ardından da operasyonlar başlar. Bakın 1990'lı yılların başında Pentagon'da görevli bir fizikçi dostum açık ve net olarak şunu demişti; ‘Bugünlerde Pentagon'daki generaller yeni düşman arayışına girdiler. Komünizm çöktü yeni düşman olarak İslam hedef seçildi. Çok yakında İslami Terör lafını duyacaksınız’ Sonra ne oldu? Herkes neler yaşandığını biliyor"

21 inci Yüzyılda ortaya çıkan Medeniyetler Çatışması tezinin de sipariş üzerine hazırlandığını iddia eden Sinanoğlu "Amerika'nın yeni düşmanı olarak belirlenen İslâm için tezgahlanmış bir tezdir bu. Huntington'a havale edilmiştir. Amerika bunu hep yapar. Gelecekte olacak olaylar yada politikalar için tezler yazdırır, kürsüler açtırır, kitaplar yazdırır. Sonra da basın aracılığı ile, filmlerle dünyaya yayar. Aslında Amerika'da Huntington'a ve Medeniyetler Çatışması tezine kimse yüz vermez. O üçüncü dünya ülkeleri için bir tezdir" diyerek İslam’ın hedef alınmasının arkasındaki komployu açıklamaktadır.

Sonuç olarak; bize dayatılmak istenen “İslami Terör “ve "Radikal İslam”gibi kavramlar ile Müslüman dünyasının ve bu dünyanın en güçlü devleti olarak Türkiye’de kafalar karıştırılarak İslam ülkeleri birbirine kırdırılmak istenmektedir.

Ayrıca bütün Müslümanlar potansiyel terörist gibi gösterilerek hasım taraflar çoğaltılmaktadır. “Küreselleşecek” denilen dünya birbirine düşman küçük gruplara ayrılarak kolay yutulur lokma haline getirilmek istenmektedir.

Oyunlar apaçık gözümüze soka soka oynanmaktadır. Üzerimizde oynanan kirli oyunları iyi görmeli ve alet olmamalıyız. Bana göre; İslam Konferansı Örgütü’nun üzerinde duracağı öncelikli konulardan biri de bu uydurma kavramlara şiddetle karşı çıkmaktır.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
17 Haziran 2004 Perşembe

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale