10 EYLÜL 2024 SALI

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Kafkasya Ortak Pazarı'na hazır mıyız?
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 1 Nisan 2004 Perşembe 

Yeni Türkiyenin takip edeceği siyaset, belirsiz ve keyfi olamaz. Bizim siyasetimiz, mutlaka milletin kabiliyet ve ihtiyacı ile mütenasip olacaktır.
(Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1923)

Türkiyenin komşularıyla olan ticareti daima beklenen seviyenin altında kalmıştır. Komşularla ticaret, ulaştırma masraflarının azlığı ve sınır ticareti gibi kolaylıklar dolayısıyla arzu edilen bir yöntem olmasına rağmen Türkiye bugüne kadar bu konuda başarılı olamamıştır. Ticaretinin büyük kısmını Avrupa ve Amerika ile yapmayı devlet politikası olarak gören merkezi yönetime rağmen müteşebbislerimizin şahsi gayretleri ile azda olsa komşularımızla ticaret yapabilmekteyiz.

Oysa Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra bağımsızlıklarını ilan eden Kafkas ülkeleri ile ticari hacmimizi genişletmemiz mümkündü. 1992 yılında Erzurum ve Erzincan'da kurulan Rus Pazarlarında son derece kalitesiz malların çok ucuz fiyatlarla satıldığına tanık olmuştum. Türkiyede üretilen benzeri bir tornavida on milyona satılırken bir Rus tornavidası bir milyona alıcı bulamıyordu. Çünkü çok kaba ve kalitesiz olduğu hemen anlaşılıyordu. Böyle bir durumda Türk malllarının bu bölgeleri istila etmesi ve ticareti hemen ele geçirmemiz gerekiyordu. Bu konuda başarılı olduğumuzu sanmıyorum.

Bugünlerde Doğu komşularımızla ikili ticari ilişkilerimizi yakından ilgilendiren gelişmeler oluyor ve Kafkaslarda bizim dikkatle takip etmemiz gereken önemli girişimler gerçekleşiyor. Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, 4 Mart 2004 tarihinde iki günlük resmi ziyaret için Azerbaycanın Başkenti Bakü'ye gidiyor ve Devlet Başkanı İlham Aliyev başta olmak üzere üst düzey görüşmeler yapıyor.

Bu dikkat çekici bir gelişme. Çünkü 2 Kasım 2003'de yapılan Gürcistan seçimlerinde Azerbaycan'ın Tiflis Büyükelçisi eski Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze'yle olan yakın ilişkileri sebebiyle Gürcistanda yaşayan Türklerin Saakaşvili'ye oy vermemeleri yönünde propaganda yapmış, ardından da Tiflis'te Şevardnadze'yi devirmeye yönelik gösteriler sırasında Azerbaycan yönetimi tarafından Şevardnadze'nin arkasında oldukları resmen açıklanmıştı.

Bu taraf tutan tutum ve davranışları yüzünden Bakü yönetimi Saakaşvili'nin iktidara gelmesinden rahatsız olmuş ve bir süre diyalog kurulamamıştır. Oysa daha Aralık 2003'de Saakaşvili, eski Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in cenaze törenine katılarak bu ülke ile diyalog kurma eğiliminde olduğunu ortaya koymuştu.
 
Nitekim Saakaşvili Azerbaycan'ı ziyaret maksadını Bakü havalalanında basın mensuplarına; Bu ziyaret benim için Azerbaycan'ın yeni Başkanı ile yakından tanışmak için fırsattır iyerek dosluk havasının devam ettiğini vurgulamıştır.

Ziyaret son derece yapıcı geçmiştir. Devlet Başkanları; İki ülke arasındaki iyi ilişkilerin genişletilerek ve geliştirilerek devam etmesi temennisinde bulunmuşlardır.

Aslında bu iki ülkenin göbekleri birbirlerine Petrol Boru hatları ile bağlanmıştır. Dolayısıyla birbirleri ile daima iyi geçinmek ve birlikte hareket etmek zorundadırlar. Bu bakımdan görüşmelerde üzerinde çalışılan temel konulardan biri de Enerji alanında işbirliğidir. Türkiyeyi çok yakından ilgilendiren bu hususta iki Devlet Başkanı; Enerji projelerinin başarılı bir şekilde sürdürüldüğünü vurgulamışlardır. Bu kararlılık içeren ikili beyan gerek bizim ve gerekse iki ülke açısından hayati önemi haizdir. Nitekim Saakaşvili ziyaret maksadını açıklarken şu konuya dikkat çekmiştir.

Önümüzdeki dönemde dış destekli bazı çevrelerin çevre sorunlarını ileri sürerek Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Güney Kafkasya Doğal Gaz Hattı (Şahdeniz) projelerinin engellenmesi veya geciktirilmesini hedefleyen kampanya başlatacaklarına dair güvenilir bilgiler almış bulunuyoruz. Fakat bu projeleri Gürcistan açısından hayati önem taşımaktadır. Ve biz asla taviz vermeyeceğiz.

Yapılan görüşmelerda iki ülkenin yeni liderlerinin birbirleri ile uyum içinde çalışacaklarını vurgulamaları bölgede menfaati olan ülkemiz için bu yakınlık memnuniyet vericidir. Burada asıl üzerinde durulması gereken ve bundan sonra yakından gelişmelerini takip etmemiz gereken husus KAFKASYA ORTAK PAZARI kurulması fikrinin ilk defa gündeme gelmiş olmasıdır.

Sürpriz bir gelişme olarak değerlendirdiğimiz KAFKASYA ORTAK PAZARI kurulması önerisi Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili'den gelmiştir. Çok doğru ve yerinde bir karardır. Saakaşvili; Gelecekte Kafkasya Ortak Pazarı'na dönüşecek şekilde, şimdiden ilk aşama olarak Azerbaycan'la Gürcistan arasında sınırların kaldırılmasını, malların, hizmetlerin, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımının sağlanması gerektiğini ileri sürmüştür.

Azerbaycan tarafından da olumlu karşılanan bu projenin gerçekleştirilesi için Ortak Çalışma Komisyonu kurulması kararlaştırılmıştır. Çok kısa bir süre öncesine kadar düşmanca ilişkiler içinde ipleri geren bu iki Kafkas ülkesinin bu şekilde ikili bir diyalog ile işbirliği içine girmeleri diğer Kafkas ülkeleri için örnek teşkil edecektir. Bu küçük alanda yaşayan ve genellikle çok fakir olan Kafkas halklarının birbirleri ile uyum içinde bulunmaları kendi menfaatleri için olduğu kadar bizim içinde önemlidir.

Atatürk dönemindeki ekonomik atılımların başarılmasına BALKAN ve SADABAT Paktları ile gerçekleşen komşu ülkelerle olan diyalog ve yakın işbirliğinin tesiri vardır.

Türkiye hemen sınır ötemizdeki iki dost ve kardeş ülkedeki bu fikirlerin hayata geçirilmesi için bölgesel güç olarak derhal devreye girmek zorundadır. Kafkasya Ortak Pazarı kurulduğu takdirde kaliteli Türk malları bu pazarda belirleyici rol oynayacaktır. Kafkas ülkeleri bu konuda Türkiyeden bir adım beklemektedir.

Bakalım gözünü AB'ye çevirmiş Ak Parti iktidarı hemen önüne gelen bu fırsattan yararlanabilecek mi?

Bunu zaman içinde göreceğiz.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
1 Nisan 2004 Perşembe

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale