Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım



|
Türkiye Cumhuriyeti Devleti 80 yaşında. Yüce Türk Milleti'ne kutlu olsun |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
"CUMHURİYET; FİKREN, İLMEN, FENNEN, BEDENEN KUVVETLİ VE YÜKSEK SECİYELİ MUHAFIZLAR İSTER. YENİ NESLİ BU KEMİYET VE KEYFİYETTE YETİŞTİRMEK SİZİN ELİNİZDEDİR." (Gazi Mustafa Kemal Atatürk) Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün 80 yaşındadır. Dünya emperyalist güçlerine karşı verdiğimiz ölüm-kalım mücadelesi sonucunda kurulan Cumhuriyetimizin 80 yıl sonunda ulaştığı gelişmişlik seviyesi kolay elde edilmemiştir. Sahip olduğumuz kutsal vatan topraklarında çıkarı olan devletler ile bunların içimizdeki gizli uzantılarına karşı her alanda verdiğimiz mücadele 80 yıldır aralıksız devam etmektedir. Bu topraklarda kaldığımız sürece bu amansız mücadelenin bitmeyeceği de bir gerçektir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti; 12000 yıllık tarihimizin çok çetin tecrübelerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu çıkışta dökülen on binlerce şehidin kanı vardır. Gazilerimizin üstün gayreti ve alın teri vardır. Bu oluşumda tamamen tarihten silinmek istenen bir milletin yitirilmiş görünen bütün öz yetenekleri , bilinmeyen ve anlaşılamayan özellikleri belirgin bir şekilde yeniden dünyaya ispat edilmiştir.
Türk Milleti için Cumhuriyet sadece bir idare tarzı değildir. Ayni zamanda bir varlık ilkesidir. Milletçe varolma şuurunun en üst düzeyde temsil edildiği temel taşıdır. Tarihin Türk Milletine kazandırdığı milli kültür kaynakları ile meydana gelen milli birlik ve beraberlik duygusunun tabii bir sonucudur. Bu şuurlu yapıya sahip olunmasa idi, bugün özgürlük ve bağımsızlıktan bahsetmemiz ve cumhuriyetin sağladığı imkanlardan yeterince yararlanmamız mümkün olmazdı.
Türkiye Cumhuriyeti; Türk Toplumunun bütün kesimlerinin dengeli, anlayışlı ve ayni amaçta birleşen davranışlarının yarattığı bir eserdir. Türk toplumunun çeşitli alanlardaki çıkarları arasında sağlanacak dengeler ve çözümler ancak demokratik Cumhuriyet düzeni içinde olağan hale gelebilmiştir.
Cumhuriyetimizin başlıca özelliği; tarihte ilk defa ideolojilerin, tahrik ve ayaklandırma isteklerinin; toplumları sınıflara ayırıp, birini diğerine hakim kılarak, ihtilâllerle sonuç alma gayretlerinin dışında; Türk Milletinin dünyanın başlıca büyük kuvvetlerine karşı tamamen yalnız kaldığı anda; kendisini sömüren güçlerin yönettiği bir ortamda harekete geçerek kurduğu tamamen kendine özgü bir sistem olmasıdır. İşte bu özelliği dolayısıyla Cumhuriyetimiz kendisinden önceki ihtilâller ve siyasi hareketlerle kıyaslanarak açıklanamayacağı gibi her birinin ulaştığı sonuçlar açısından da bir değerlendirmeye tabi tutulamaz.
Cumhuriyetimiz içeriden ve dışardan pek çok saldırı ile karşılaşmasına rağmen geçen 80 yıl içinde kuşaktan kuşağa devredilen ilkelerinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Çünkü bu ilkeler daima Türk Milletinin güvenlik, mutluluk ve refah isteklerinin kefili olmuştur. Geçen 80 yılda Türkiye Cumhuriyetinin iç ve dış düşmanları ortadan kalkmamıştır. Bilakis çoğalmıştır. Yakın bir gelecekte kalkmayacaktır da. Ancak Cumhuriyetimizin dayanakları olan milli güç unsurlarımız ile Anadolu Türk Toplumunun toprağına ve devletine bağlılığı dolayısıyla bu devletin dünya üzerindeki yeri, üniter yapısı, önemi ve gücü hiç bir şekilde düşmanlarının fiil ve hareketleri ile değiştirilemeyecektir.
Cumhuriyete yönelik saldırıları etkisiz kılan Türkün milli gücü; binlerce yıllık tarih içerisinden süzülerek gelen ve elde kalan yegâne koruyucu unsurdur.
Cumhuriyet yönetimi; çelişkiler yerine dengeli davranmayı; uzlaşmazlıklar yerine barışı; ayrılıklar yerine birlik ve beraberliği; parçalanmak yerine bütünleşmeyi hedef almıştır.
Cumhuriyetin kurulmasında nasıl kan, emek, ter, ve millet olma çabası varsa; O'nun korunmasında, geliştirilmesinde ve ilkelerinin savunulmasında da ayni çabaların olması gerekir. Fakat günümüzde bunlarda yeterli değildir. Cumhuriyetimiz bilim üzerine inşa edilmiş bir anıttır. Bu nedenle emeğin, terin ve kan'ın yetersiz kalabileceği anlar olacaktır. 80 inci yılında Cumhuriyetimiz ancak müsbet ilimlerdeki ilerleme, akıllı ve mantıklı düşünce ve çağın gelişmelerine uygun teknolojiye yer verilen bilimsel çalışmalarla korunabilecektir.
Atatürk; bütün başarılarına Türk Milleti ile birlikte hareket ederek ulaşmıştır. Cumhuriyet Tarihimizde Atatürk İlkeleri ve İnkilâpları olarak adlandırdığımız gelişmeler; tamamen milletin desteğini alarak, milletin temsilcileri tarafından Kabul edilip T.B.M.M.'de kanunlaştırılarak bizzat millete mal edilmiştir. Atatürk İlke ve İnkilâpları bunun için kalıcıdırlar ve değişmez kurallar olarak toplumumuzda kökleşmişlerdir. Bu kurallar tam 80 yıldır ülkemizin yönetiminde yönlendirici rol oynamakta ve gündemimizi belirlemektedir.
29 EKİM 2003’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti ; bin yıldır üzerinde yaşadığı Anadolu'yu gerçek ve kalıcı bir anayurt olarak kabul etmiştir. Bütün güçlüklere rağmen bu yurdu modern dünyanın ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda mamur hale getirmiştir.
Mevcut coğrafi konumundan kaynaklanan iç ve dış tehditlere karşı geçen 80 yılda pek çok sınavdan geçerek tecrübe kazanılmıştır. Sonunda başarılı bir mücadele ile bugünlere gelinmiştir. Bugün Türkiye; kendisine uzanacak bütün namert elleri hukuk ve demokrasi kuralları içinde kıracak güce, tecrübeye, bilgiye ve cesarete sahiptir.
Yüce önder Mustafa Kemal Atatürk; Türk milletinin öz benliğinde bulunan hürriyet, bağımsızlık, dürüstlük, çalışkanlık ve bilimsellik gibi özgün vasıflarını modern bir devlet bünyesinde bir araya getirmenin huzuru ile anıtkabirde yatarken, Türk Milleti; O'nun ölümsüz eseri olan Cumhuriyetimiz ile bu Cumhuriyetin temeli olarak kabul ettiğimiz, dünyayı bir uçtan bir uca kaplayan üstün Türk Kültürüne sahip çıkmanın haklı gururunu yaşamaktadır.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 29 Ekim 2003 Çarşamba |
|
|