07 EYLÜL 2024 CUMARTESİ

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






MGK eski genel sekreteri Org. Tuncer Kılınç'ın uyarılarına kulak verelim
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 30 Ağustos 2003 Cumartesi 

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği görevini geçtiğimiz hafta törenle devreden Orgeneral Tuncer Kılınç yaptığı veda konuşmasında tarihi uyarılarda bulundu. “Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin 7 nci Uyum Paketinin kanunlaşması ile işlevini tamamen yitirdiğini” bildirdi. Genel Sekreterliği’nin işlevini yitirmesi Milli Güvenlik Kurulu’nun işlevini yitirmesi demektir ki bu husus ülke güvenliği ve bek’ası için ciddi bir tehlikenin işaretidir.

Milli Güvenlik Kurulu ile ilgili fikir ve düşüncelerimi bir kaç kez dile getirdim. Ve bu kurumun devletin çatısında oynadığı son derece önemli rolü izaha çalıştım. Kurulun ismi görevini zaten açıklıyor. Türkiye’nin güvenliğinin sağlanması için alınacak her türlü tedbiri tespit etmek, ilgili kurum ve kuruluşları bu maksatla harekete geçirmek bu kurulun temel işlevi olarak verilmiş.

Şimdi de 7 nci Uyum Paketi ile yetkileri azaltılan bu kuruluşun içinin boşaltılmaya çalışıldığına dair haberler gazetelerde yer almaya başladı. Radikal ve Milliyet Gazeteleri Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin çalışmalarını düzenleyen ve "GİZLİ" Gizlilik Derecesi taşıyan yönetmeliğini maddeler halinde açıklayarak adeta Türkiye ve Türklük düşmanlarının eline malzeme vermeye başladılar. Devletin gizli belgelerinin açıkça gazete sayfalarında yer almasını sanırım bu ülkenin Cumhuriyet Savcıları da benim gibi görüyorlardır. Yine sanıyorum ki hukuk adamlarımız bu sorumsuz basın organları hakkında gerekli işlemleri yapacaklardır.

Görünen manzara şudur; dünyanın en hassas bölgesinde yer alan ve tam bir ateş çemberi ile sarılan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin elindeki savunma mekanizmaları birer birer ortadan kaldırılarak ülkemiz her alanda savunmasız bırakılmaya çalışılmaktadır.

Güvenlik konusu insanlar için olduğu kadar devletler için de hayati önemi haizdir ve son derece hassastır. Hata ve yanlış uygulama kabul etmez. Güvenlik; tamamen gizlilik dereceli faaliyeti ihtiva ettiğinden Milli Güvenliğimizi yönetip yönlendirecek bu kuruluşumuzun kadro gövevlerinin açıklandığı Yönetmeliği de doğal olarak GİZLİ gizlilik derecelidir. Yani herkesin değil, yetkililerin kullanımına açıktır. Güvenlik hizmetinin gizlilik içinde yapılması sadece Türkiye’ye özgü bir husus da değildir. Bu kapsam içindeki faaliyetler bütün dünyada büyük bir gizlilik içinde sürdürülmektedir. Doğal olanı da budur.
Nitekim, örnek aldığımız pek çok batı ülkesinde Güvenlik faaliyetlerini koordine eden makamları aradığınız takdirde karşınızda ilgisiz birimleri bulursunuz. Çünkü bu görevi yapanlar görevlerinin bilincine uygun bir gizlilik içinde çalışırlar.

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği; basında bilinçsizce ve sorumsuzca konu edildiği gibi kendi başına buyruk işler yapan bir kuruluş değildir. Doğrudan Başbakana bağlıdır. Başbakanlığın bilgisi olmadan hiçbir iş yapması mümkün değildir. Olamaz da. Basında yer alan haberler özetle şöyledir;

“Yeni yasada görev ve yetkileri büyük ölçüde tırpanlanan Genel Sekreterlik, gizli yönetmeliğini de üç ay içinde yeni görevine uyarlayacak. Yeni yönetmeliğin Genel Sekreterliğin sadece MGK’nın sekreterya hizmetlerini yerine getirecek, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini sürdürecek bir kuruma dönüşeceği esas alınarak hazırlanması bekleniyor. Bu da hem teşkilatta hem de görev ve yetkilerde önemli değişiklikleri gerektiriyor. Yönetmeliğin yasaya uygun hale getirilmesi halinde MGK bünyesinde Milli Güvenlik Siyaseti Başkanlığı, Toplumla İlişkiler Başkanlığı, Topyekün Savunma Sivil Hizmetleri Başkanlığı kaldırılacak. MGK Genel Sekreterliği’nin bilgi toplama yetkisi de yasayla alındığından Bilgi Toplama ve Değerlendirme Başkanlığı da tarih olacak. Kasımda yayımlanması gereken yeni yönetmelikte teşkilatın Hukuk Müşavirliği, Personel Dairesi, Sekreterya Hizmetleri ve Araştırma Geliştirme biriminden oluşması hedefleniyor.”

Eğer yukarıdaki bilgiler doğru ise ve eğer MGK Genel Sekreterliği bu şekilde yeni bir yapılanma içine gidecek ise buna söylenecek tek söz kalıyor. “ Allah bu millete acısın”

Devlet yönetimini üstlenmiş kadroları buradan bir kere daha uyarmak istiyorum. Bindiğiniz dalı kesiyorsunuz. Devletinizin güvenliğini tehdit ediyorsunuz. Evinizin anahtarını hırsıza teslim ediyorsunuz. Bu yolun geri dönüşü de yoktur. Eğer siz; evinizin kapısını açık bırakır, camı çerçeveyi kaldırırsanız evinizi soyan hırsıza söyleyecek bir sözünüz kalmaz.

Bilmeyebilirsiniz. Bu çok doğaldır. Yakın dostumuz ABD yetkililerine sorun ve onların bu işi nasıl yaptığını öğrenin. Ve bir de yapılması istenilen değişiklikleri anlatın. Onların dahi yaptığınız yanlışlığı bütün çıplaklığı ile yüzünüze vurduğunu göreceksiniz.

Ben her şeye rağmen Atatürk ve arkadaşlarını "Vatan Haini" olarak nitelendirmeyi "Vatan Hizmeti "olarak gören "Mütareke Basınını" taklit eden sorumsuz basınımızın çabalarının etkili olmayacağına inanıyorum. Ve halkın büyük çoğunluğunu temsil eden Ak Parti İktidarı’nın bu tarihi hataya düşmemesini diliyorum. Eğer yıllardır bu teşkilatta görev yapmış deneyimli kişilerin düşüncelerini dinlerler ise, onların kendilerine neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu göstereceğine inanıyorum.

Sonuç olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi güvenliğini sağlayacak, şehit kanıyla sulanmış bu kutsal toprakları koruyacak sistemlerini oluşturmuştur. Milli Güvenlik Kurulu bu sistemlerin temelidir ve beynidir. Bu Kurul; devletin anayasal düzeninin, milli varlığının, bütünlüğünün, uluslar arası alandaki milli menfaatlerinin ve hukukunun her türlü iç ve dış tehditlere karşı korunması ve kollanması gibi hayati bir görevi üstlenmiştir. Askeriyle, siviliyle birdir. Bütündür. Cumhuriyetimizin, milletimizin bek'asının, milli birlik ve beraberliğimizin en ciddi teminatıdır.Ve böyle kalmaya da devam edecektir.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
30 Ağustos 2003 Cumartesi

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale