Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Türk askeri Afganistan'da |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
Uluslararası Terörü önlemek için yapıldığı belirtilen Afganistan Savaşına nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti de taraf oldu. Gerek Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız ve gerekse Genelkurmay Başkanımızın "Türk Askeri'nin Afganistan'da işi yok " şeklindeki açık mesajlarının hemen ardından verilen 90 Kişilik Özel Kuvvet Birimi'nin gönderilmesi kararı milletimizi adeta şoke etmiştir.
Fakat karar verilmiştir. Gereği yapılacaktır. Milletimizin bugünü ve yarınını ilgilendiren bu çok önemli karar hakkında fikirlerini ortaya koymak Türk aydınlarının görevidir. Bu maksatla burada alınan bu karara katılmadığım yönleri ortaya koyduktan sonra, "bundan sonra ne yapılmalıdır? " sorusuna cevap vermeğe çalışacağım.
ABD'lerine 11 EYLÜL'de yapılan terörist saldırı ne kadar yanlış ise ; ABD'leri tarafından bu terörü önlemek gerekçesi ile Afganistan'a yapılan saldırı da o kadar yanlıştır.
Terör ve anarşi silahla ve hele havadan bir yerleri bombalayarak önlenemez. "Afganistanı bombalayarak sadece ABD düşmanlarının sayısını çoğaltırsınız ve ABD'lerine duyulan kini büyütürsünüz." şeklindeki düşüncelerini önceki yazılarımda açıklamıştım.
Gerçekten 3 haftayı geçen bombalama sonucunda en küçük bir ilerleme ve başarı kırıntısı dahi ortada görülmez iken , hedef olarak belirlenen Usame Bin Ladin sapasağlam olarak televizyonlarda verdiği demeçlerde üzerine basa basa " SALDIRILARIN İSLAMA KARŞI YAPILDIĞINI VE BÜTÜN İSLAM ÜLKELERİNİN BU SALDIRIYA KARŞI KOYMASI GEREKTİĞİNİ" vurgulamaktadır..
Gerekçesi ne kadar haklı olursa olsun savaşlar ülkelere kan, gözyaşı, acı, yokluk ve ölümler getirir. Savaşlara ülkelerin bağımsızlığı tehlikeye girmedikçe katılmak normal bir davranış olarak görülmez. Nitekim 20 yıldır süren kardeş kavgaları nedeni ile Afganistan milyonlarca evladını kaybetmiş, milyonlarcasının yurt dışına kaçmasına engel olamamıştır. Ülke bir uçtan bir uca süren acımasız kardeş kavgaları ile yanmış, yıkılmış gerçek bir harabeye dönmüştür. Eğitim dahil bütün üretim durmuştur. Herşeyini kaybeden umutsuz ve masum Afgan halkının bu defa havadan atılan bombalarla verdiği kayıplar dünya televizyonlarında gösterilmeye başlayınca savaşın acımasız yüzünü bütün insanlık bir kere daha görmüş ve dünyada savaş aleyhtarı gösteriler giderek yaygınlaşmaya başlamıştır.
Turan Kültür Vakfı tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan, Afganlı Korgeneral RAUF BEG tarafından kaleme alınan "ADI ,AFGANİSTAN'DI TALİBANLARIN ELİNE NASIL DÜŞTÜ" başlıklı kitapta bu ülkenin son yirmi yılı o günleri birebir yaşayan Afganlı komutanın dilinden bütün çıplaklığı ile tasvir ediliyor. Binlerce yıllık önemli bir tarihi kültüre sahip Türklere atayurtluğu yapmış olan bu topraklardaki halk birbirine nasıl düşman edilerek birbirleri ile kıyasıya savaş yapıyorlar, bir medeniyet ve bir millet nasıl bitiriliyor. Rauf Beg'in bu kitabı kaleme alırken büyük acı çektiği bir gerçek.
Afgan halkı'nın artık kaybedecek bir şeyi yok. Atılan bombaları dahi algılayacak gücü kalmamış. Savaşa değil ,mutlak bir barışa ve belkide çok uzun yıllar alacak bir rehabilitasyona ,her alanda maddi ve manevi desteğe ihtiyacı var. Bu da ancak Birleşmiş Milletler koordinatörlüğünde kurulacak Uluslararası Organizasyonlar ile gerçekleştirilebilir.Ama ne çare ki en son yapılacak olan yapıldı. Uluslararası Terörizmin kaynağı olduğu gerekçesi ile geriye kalan Afgan halkı yeni bir savaş yıkımı ile karşı karşıya bırakıldı.
Kanaatime göre; Afganistan Savaşı terörü önlemeyecek bilakis bu terörün boyutlarını ve etkilerini giderek arttırarak bütün dünyaya yayılmasına sebep olacaktır. Bundan kaçınmak artık çok zordur. Savaşın tarafları giderek HAÇLI ve İSLAM ortaya çıkmıştır. Bu savaşın cephesi ise maalesef bütün dünyadır. Bunun yıkıcı etkilerini yine masum insanlar görecektir. Türkiye olarak bulunduğumuz kritik coğrafyada bunun etkilerini en fazla çekecek ülkelerden biri olacağımızı söylemek için medyum olmaya gerek yoktur.
Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde ABD'lerinde Terörizme Karşı Faaliyetleri organize etmek için yeni bir Organiszasyon kuruldu. Başına ordunun şahinler grubundan şiddet yanlısı emekli bir general getirildi. Bizzat kendisinin hazırlayarak kongreye sunduğu raporlarda " Terörün önlenmesi için IRAK'ın mutlaka vurulması ve Saddam'ın devrilmesi gerekir" diyen general şimdi de operasyonların Afganistan'dan Irak'a kaydırılması için ABD Hükümetini sıkıştırıyor. Bu demektir ki kısa bir süre sonra savaşın bütün sıcaklığını çok yakınımızda duyacağız ve tamamen sıcak savaşın içinde olacağız.
Şimdi gelelim Türkiye'nin Afganistan'a asker göndermesine; Asker gönderme izni T.B.M.M'den alımış ve yasal prosedür tamalanarak 90 kişilik muharip bir birliğin Afganistan'a gönderilmesine karar verilmiş ve gereği için emir Genelkurmay Başkanlığına gönderilmiştir.
Bu durumda Türkiye bu savaşta fiilen taraf olarak yerini almıştır. Savaşın hedefi ve muhtemel sonuçları şimdilik belli değildir. Veyahut bu konuda kamu oyuna yeterli bilgi verilmemiştir. Savaş Açma Kararı bir ülkenin verebileceği en önemli karardır. Bu kararı alanlar mutlaka sonuçlarına da katlanacaklarının bilinci içerisindedirler. Savaş Türkiye'yi nasıl etkileyebilir? bunun muhtemel sonuçları üzerinde duralım.
1. Türkiye'nin Afganistan'a asker göndermesi zaten çok kötü durumda olan ekonomimizi dahada kötüye götürecektir. 2. Devletin savunma harcamaları artacak, gelirleri düşecek ve istikrar programının uygulaması büyük ölçüde aksayacaktır. 3. Uluslararası finans kaynaklarının savaşta olan bir ülkeye destek vermeleri zorlaşır, yani ekonomimiz mali dış destekten savaş süresince mahrum kalabilir. 4. Karşımızdaki düşman belli değildir. Ne zamana kadar savaşacağımız belli değildir. Bu savaşı kazanırsak, sonunda ne gibi kazançlar elde edeceğimiz de belli değildir. Sebep ve sonuçları belli olmayan bir savaşın ülkemizdeki istikrarsız ve güvensiz ortamı dahada kötüleştireceği kesindir. 5. Savaşın uzaması ve sonunda gerçek bir HİLÂL-HAÇ Savaşı haline dönüşmesi durumunda İslam Ülkesi olarak mensup olduğumuz İslâm Alemi içindeki vaziyetimiz çok olumsuz olarak etkilenebilecektir. 6. Kara Savaşının uzaması ve herbiri Uluslararası Terörizm konusunda birer Atom Bombası değerinde olan güzide askerlerimizin bayrağa sarılı tabutlarının birbiri peşisıra Afganistan'dan gelmesi ihtimalinin Türk Milleti'nin vicdanında yaratacağı etkiyi iyice düşünmek gerekmektedir. Bu yetişmiş mümtaz askerlerimizin yokluğunda , yarın yoğun terör eylemlerine bizzat ülkemiz içinde maruz kaldığında meydana gelecek güvenlik zaafiyetinin asla küçümsenemeyecek boyutlara ulaşabileceği gözönünde bulundurulmalıdır. 7. ABD'lerini bu savaşta destekleyen Pakistan'daki müslüman halkın kendi yönetimine karşı çıkarak müslüman Afgan Halkının yanında yer almalarına benzer durumlar ülkemizde de yaşanabilecek ve sosyal huzursuzluğumuzu giderek kontrol edilemez bir duruma koyabilecektir. 8. Alınan kararla Türkiye resmen savaşa girmiştir. Fakat bu savaşın kontrolü kendisinin elinde değildir. Bu kararın vüs'atinin boyutları yani daha ne kadar ve ne çeşit askeri yardım yapacağımız hususu belli değildir. Bu bakımdan olacaklara şimdiden hazırlıklı olmak gerekmektedir. Harpte her zaman galibiyet kadar mağlubiyetinde olduğu unutulmamalıdır.
Savaş Kararı alan Türkiye'nin acilen yerine getirmesi gereken görevler şunlar olabilir; 1. Hükümet aldığı kararın gerekçelerini, bütün açıklığı ile kamuoyuna açıklamalı ve bu savaşın bütün sıkıntıların çekecek Türk Halkına makûl ve mantıklı sebepleri anlatmalıdır. Kamuoyunun desteği alınmadan savaşın sürdürülemeyeceği bilinmelidir. 2. Savaştan ne gibi sonuçlar beklendiği, bu savaşın sonunda Türk Halkının daha ne gibi zararlarla karşılaşabileceği veya savaşın bu halka ne gibi yeni kazanımlar getireceği bütün açıklığı ile anlatılmalıdır. 3. Afganistan'a giden Türk Askeri meşru-müdâfaa dışında kesinlikle muharip olarak kullanılmamalıdır. Türk askeri 'nin bilgi, beceri ve tecrübesinden eğitim amaçları için yararlanılmalıdır. 4. Afganistan Savaşı ile ilgili olarak süratle bir KRİZ MERKEZİ oluşturulmalı, harekat buradan yakından takip edilmeli ve kamuyou yetki ağızlardan hergün yeteri derecede verilecek bilgilerle canlı tutulmalıdır. 5. Türk Askeri personeli en kısa sürede görevini bitirip geri dönmelidir. 6. İslâm Ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri nezdinde çok kapsamlı bir bilgilendirme faaliyetine geçilmelidir. Dışişleri mensuplarımız, üniversite hocalarımız , milletvekillerimiz ve Sivil Toplum Kuruluşları'mız bu yoğun bir bilgilendirme faaliyetinde birbirleriyle koordineli olarak kullanılmalıdır.
Sonuç olarak; iyi veya kötü yönleri olmasına rağmen Türkiye savaşta taraf olmuştur. Savaş ciddi iştir. Uzun vadeli planlama, proğramlama ve koordineli icraat igerektirir. Savaşta sadece hükümetlere iş düşmez. Milletin topyekün milli güç unsurları birbirleri ile koordineli olarak kullanılmalıdır. Aksi takdirde başarı ve galibiyete ulaşmak mümkün değildir. Bu husus iyi bilinmeli ve tutum ve davranışlar buna göre ayarlanmalıdır.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 5 Kasım 2001 Pazartesi |
|
|