07 EYLÜL 2024 CUMARTESİ

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






GENÇLİĞİMİZ VE İNTERNET
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Bende bu imanı yaratan kuvvet, yalnız aziz memleket ve millet hakkındaki sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.(Gazi Mustafa Kemâl Atatürk - 1935)

 6 Ocak 2013 Pazar 

Ülkemizin en büyük zenginliği genç nüfusumuzdur. Genç nesiller ülkemizin geleceğinin teminatıdır. Bugünün gençleri yarın bizi yöneteceklerdir. İyi eğitip iyi yetiştirdiğimiz nesiller bizi daha iyi yönetirler. Aile ve yakın çevreden başlayarak her alanda eğitime muhtaç gençlerimizi milli hedefler doğrultusunda eğitip, genç dimağlarını milli şuurla bilinçlendirmediğimiz takdirde yarın onlardan bir şey beklememiz mümkün değildir.

Atatürk'ün çok önem verdiği ve yetişmeleri için yurtiçinde ve yurtdışında büyük çabalar harcadığı Türk Gençliği ne yazık ki O'nun ölümünden sonra unutulmuş ve kendi haline terk edilmiştir. 40 yıla yakın süren bu boşluktan sonra ATA'sının izinde bu ülkenin hâl ve geleceğinin emanet edildiği gençlerimiz yeniden hatırlanarak mevcut 1982 Anayasa'mızın 58 nci Maddesi ile tam bir koruma altına alınmıştır. Hükümleri ile gençlerimizi devletin koruyucu şemsiyesi altına alan bu madde şunları söylemektedir;

" Gençliğin Korunması;
Devlet; İstiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk İlke ve İnkilâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.

Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır"

Devlet bu görevi, öncelik Milli Eğitim Bakanlığında olmak üzere Gençlik ve Spor, Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Kültür ve İçişleri Bakanlığı organizasyonu içinde görev alan yetkililerle yürütür. Doğal olarak gençlerin yetiştirilmesinde bu teşkilâtlar yanında temel görev her zaman anne ve babalara, yani aile 'ye düşmektedir. Aile; evlâtları üzerindeki sorumluluğunu kimseye devredemez.

Konumuz internet ve gençlerimizin interneti kullanma biçimidir.
Sorumuz şudur. Bilgi toplumunun gereklerinden olan internet ve internet kullanıcılarının sayısında patlama yaşayan ülkemizde acaba internet amacına uygun olarak kullanılmakta mıdır?

Türkiye’de internet ilk olarak üniversitelerimizde yaygınlaşmış ve daha sonra işyerlerimize ve evlerimize kadar girmiştir. Kullanıcı sayısının gün geçtikçe artmasına ve cep telefonları ile yaygın şekilde kullanıma açılmasına rağmen ekonomik sorunlar gençlerimizi bugün “internetkafe” olarak adlandırılan ve ticari kuruluş olarak faaliyetlerini sürdüren mekanlara itmektedir.

Bilimsellikten uzak olan ve sadece ticari amaçla açılan internet kafelerin sayılarının her geçen gün artması bir süre sonra buralarında gençler için tehlikeli ortamlar oluşturan yerler halini aldığı gözlenmektedir. Gene görülen odur ki bu kafeleri dolduranların büyük bir kısmını gençler ve özellikle ilköğretim çocukları oluşturmaktadır.

İnternet kafelerdeki bir grup sadece bilgisayarda oyun oynayarak, geriye kalan grupta chat yaparak yani sohbet ederek vaktini boşa harcamaktadır. Ticari bir kuruluş olan internet kafelerde bu yaşanılanlar bir arz-talep sonucudur ki bugün bu tip yerler tamamen boşa zaman geçirilen yerler olarak düşünülmelidir.
Bugün ülkemizde internet kafeler; gençlerimizi ve çocuklarımızı normal hayatlarından uzaklaştıran, doğruyu, gerekli olanı ve iyiyi bulma yolundan saptıran, gençlerimizi toplumun kabul görmüş ve yaşama tarzının parçası olmuş değerlerden ve davranışlardan uzaklaştıran alışkanlıkların kazanıldığı yerlerdir.

İnternet çağında bu büyük buluşun bir bilgi ve iletişim kaynağı olarak kullanılması gerekmektedir. Oysa görünen gerçek bu değildir. Gerçek, internet’in verdiği hizmet bakımından gençlerimizin boş zamanlarını doldurmaktan öte, onları normal hayatla olan bağlarını koparacak kadar bağımlı yapan ve sosyal olarak iletişim bozukluğu yaşayan gençlerin yetişmesine etken olan tehlikeli bir silah haline gelmiş olduğudur.

Bu bağımlılık, birçok gencimizi ve insanımızı, gerçek dünyada karşılığını bulamadığı tutkuları ve tutsaklığını sanal dünyada yaşıyor hale getirmiştir. Bilgisayar, internet ve sanal dünyanın renkli ve dayanılmaz çekiciliği, bağımlı sayısını gün ve gün artırmaktadır. Gerçek dünyadan uzaklaşan bireyler, sanal dünya içerisinde gerçek olmayan faaliyetler içerisine girerek toplumdan soyutlanmaktadır. İnternet adeta gençlerimizi sigara, alkol, uyuşturucu bağımlısı gibi esir almaktadır. Devleti yönetenlerin ve genel olarak da toplumun, bilgisayar ve internetin teknolojik bir gelişme ve bilgi toplumununun olmazsa olmaz şeklinde düşünce ve yaklaşımı ve olaya olumlu olarak bakıyor olması yukarıda yazdığım tehlikeli bağımlılığın ortaya çıkmasına engel olmaktadır.

Bu bağımlılığın göstergesi olarak, internette geçirilmesi gereken zamandan fazla kalınması, internet yüzünden okul ve işyerinde başarıda düşmeler, sosyal ilişkilerde de görülen kopmalar, internetle ilgili konuşmalarda aile fertlerine ve arkadaşlara yalan söylenmesi ve interneti günlük hayattaki problemlerden kaçmak için bir araç olarak görülmesi söylenilebilir.

İnternetin gençlik üzerindeki olumsuzluklarını görmek zorundayız. Bugünkü uygulama devam ettiği sürece her geçen gün gençlerimiz ve çocuklarımızın toplumun değer yargılarından, kültürel değerlerinden yavaş yavaş koparak toplumdan uzaklaşacağını görmemezlikten gelemeyiz.

Kimliğimiz dediğimiz Türkçemizin bile internet dilinde yozlaşmaya uğradığını ve bazı ilginç kısaltmalarla dejenere olduğunu görmek için herhangi bir internetkafe’ye gidip gençlerin yazdıklarından görebilmemiz her an mümkündür..

Peki ne beklenmektedir.. Devlet yetkileri bu konuya gerekli hassasiyeti ne zaman gösterecekler ve olumsuzluklara dur diyeceklerdir. Gençliğin eğitiminden sorumlu Milli Eğitim Bakanlığının yetkilileri bütün okulları bilgisayar ile donatsanız, internete bağlasanız zannediyormusunuz ki Milli eğitim sisteminiz bilgi toplumuna girmiş oluyor.. Avrupa Birliği ülkeleri seviyesine gelmek, sizce sadece okulları bilgisayar ile doldurup internete bağlamak mıdır?..

Anaokulunda başlayan bilgisayar oyunları kademe kademe lise hatta üniversite öğrencilerine kadar hazırlanıp gençlerin hizmetine sunulmadan önce hiç bakanlığınızca bir denetimden geçiyormu?.. Sanmıyorum.. İnanıyorum ki belki sizlerin çocukları bile aynı oyunları oynamaktadırlar. O oyunları hazırlayan devletlerin kültürleri ile beyni yıkanan ve adeta kendi kültürü ile dalga geçen, toplumdan uzaklaşan ve kendini dünya vatandaşı olarak gören gençlik midir. Milli Eğitimin hedef olarak yetiştirmeyi istediği gençlik?..

İnterneti amacı dışında kullanan ve onunla bütün bir gününü boşu boşuna harcayan gençlerimizin derslerinde başarılı olmaları, eğer işyerinde çalışıyorlar ise işinde onlardan başarı beklemek sadece hayaldir.. Bu tür internet kullanıcılarının önünde bir sanal ve birde gerçek hayat vardır.. Bir müddet sonra gerçek hayattan uzaklaşan gençler kendini sanal alemin bilinmezleri içerisinde bulmakta ve sonuçta kişiliği zayıf gerçek hayata uyum sağlayamayan bireyler olarak toplum dışına itilmekte ve pasifize duruma düşmektedirler.

Eğitim sisteminin sistem dışına ittiği üniversite önünde yığılan yüzbinlerce gencimiz, alt yapısı olmayan plânsız proğramsız bir şekilde, içerisine beklemeden girdikleri internet ortamındaki olumsuzlukları yaşamamaları için devletin acilen yapması gereken, günü kurtarmak olmamalıdır. Kendi milli değerlerini, örf adet ve geleneklerini, gençlerin örnek alacakları Türk büyüklerini ve gurur duyacakları milli ve dini olayları birer CD şeklinde, güzel bir Türkçe ile anaokulundan liselere kadar dağıtmalı ve bu değerler gencimize, çocuğumuza sindirildikten ve kişilikleri kazandırıldıktan sonra internet ortamına girmelerine izin verilmelidir.

Yoksa Başbakan ve MilliEğitim Bakanlarının gururla söylediği bütün okullarımızı internet ağı ile döşedik sözleri ülkeyi ve gençliğimizi bilgi toplumuna taşımaz, sadece satın alınan bilgisayarlar ile birilerinin zengin olmasına yardımcı olunur o kadar.

Sorumlu makamlarda oturanlardan isteğimiz; sadece yetiştirdikleri gençlik tipini görebilmek için kafasını kaldırıp çevresine bakmasıdır. Görünen odurki; yöneticilerimiz hâlâ bilgi toplumunun ışıltısına kendileri kaptırmışlar ve işin özünü unutmuşlardır. İşin özü bilgisayar dağıtımın yaygınlaşması değildir. İşin özü bu bilgisayarlarla gençlerimize hangi bilgi, beceri ve kültür değerlerini verdiğimizdir.

İşte bu öz çok önemlidir. Çünkü, gençlik geleceğimizdir..

Çözüm toplumsal reflekste, topyekün mücadelede ve aile bireylerini bilinçlendirmededir. Çözüm toplumun yetkili kurulları ile düşünen beyinleri arasında işbirliğini pekiştirecek sistemi oluşturmaktadır.

Bu milli bir davadır. Ülkenin bütün düşünen beyinlerinin fikir ve güç birliği ile plânlı, proğramlı kesintisiz ve sürekli çalışma ile çözümlenebilecek bir konudur.

Dr. Tahir Tamer Kumkale
http://www.kumkale.net
http://www.kumkale.wordpress.com



Dr. Tahir Tamer Kumkale
6 Ocak 2013 Pazar

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale