12 EYLÜL 2024 PERŞEMBE

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Ak Parti'ye göre; milliyetçilik terör tehdidi kapsamına giriyormuş ve Türkiye'de küreselciler ile milliyetçiler arasında savaş varmış! (1)
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda milletlerarası temas ve münasebetlerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber, Türk içtimai heyetinin hususi seciyelerini ve başlı başına müstakil hüviyetini mahfuz tutmaktır (korumaktır). Atatürk (1930)

 30 Mart 2008 Pazar 

ULUS = MİLLET
ULUSAL = MİLLÎ
ULUSALCI = MİLLİYETÇİ
ULUSALCILIK = MİLLİYETÇİLİK

CUMHURİYETİN KURUCUSU GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK DİYOR Kİ;

- Bir milletin, diğer milletlere nispetle tabiî veya kazanılmış hususi karakterler sahibi olması, diğer milletlerden farklı bir uzviyet teşkil etmesi, ekseriye onlardan ayrı olarak onlarla paralel gelişmeye çalışması keyfiyetine milliyet prensibi (milliyetçilik) denir.(1930)

- Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz; Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.( 1923)

- Gerçi bize milliyetçi derler. Fakat biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle işbirliği yapan bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların bütün milliyetlerinin gereklerini tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz her halde bencil ve gururlu bir milliyetçilik değildir.(1920)

- Her milletin kendine mahsus gelenekleri, kendine mahsus âdetleri , kendine mahsus millî hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin ayni olabilir, ne de kendi milliyeti içinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki acıdır.( 1923)

- Türk milletinin idaresinde ve korunmasında millî birlik, milli duygu, milli kültür en yüksekte göz diktiğimiz idealdir.(1935)

- Biz milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla faaliyetle telafiye çalışmalıyız. Bilirsiniz ki milliyet nazariyesini, milliyet ülküsünü çözüp dağıtmaya çalışan nazariyelerin dünya üzerinde tatbik kabiliyeti bulunamamıştır. Çünkü tarih, olaylar, hadiseler ve gözlemler insanlar ve milletler arasında hep milliyetin hakim olduğunu göstermiştir. Milliyet prensibi aleyhindeki büyük ölçüde fiil tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir.(1923)

T.C. ANAYASALARI MİLLİYETÇİLİK HAKKINDA DİYOR Kİ;

1924 Anayasası: Madde 2- Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi Laik ve Devrimcidir. Devlet dili Türkçedir. Başkent Ankara’dır.

1961 Anayasası: BAŞLANGIÇ – “...Bütün fertlerini, kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, millî şuur ve ülküler etrafında toplayan ve milletimizi, dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak millî birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk Milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak ve;...”

1982 Anayasası; BAŞLANGIÇ:
...... Türk milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya O'nun eliyle vazolunan bu Anayasa; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O'nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
...... Hiçbir düşünce mülahazanın Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, devleti ve ülkesi ile bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçililiği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmayacağı; bu anayasa Türk milleti tarafından, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.

Anayasanın Başlangıç Bölümü, yasalara yön gösteren anayasamızın neden ve hangi hedeflere yönelik olduğunu açıklar. Metinden de anlaşıldığı gibi Anayasa'nın temeli Atatürkçülük üzerine inşa edilmiştir. Atatürk İlke ve İnkılâpları, Atatürk milliyetçiliği, Atatürk medeniyetçiliği ve laiklik ilkesi özellikle vurgulanarak ön plana çıkartılmıştır.

Anayasanın “Cumhuriyetin Nitelikleri” altında yer alan hususlar ise şu şekildedir;
MADDE–2: Türkiye Cumhuriyeti, milli toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Bu maddenin özet olarak verdiği anlam ise; Cumhuriyetin temel dayanağı Atatürkçülüktür. Burada yer alan Atatürk Milliyetçiliği konusu aslında Atatürk’ün görüşüyle özdeşleşen Türk milliyetçiliğini ifade etmektedir. Türk milliyetçiliği ise binlerce yıllık Türk tarihi ve Türk kültür öğelerinin değişmeden günümüze kadar gelip bizlerin yaşamına verdiği nizamı açıklamaktadır...

AKP YÖNETİMİ MİLLİYETÇİLİK HAKKINDA DİYOR Kİ;

Bu konuda Ak Partinin düşünce yapısını parti yönetiminin basına yansıyan açık beyanlarından öğreniyoruz.

Ak Parti hükümetinin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, DEİK Konferansı’nda yaptığı konuşmada; “..Evet ortada bir savaş var. Bu doğru. Türkiye’de bir güçler kavgası var. Küreselleşmeyi anlayanlar ve buna hazırlananlar ile milliyetçiler arasında. Yani dar anlamda küreselciler ile milliyetçiler kavgası. Olan durumu ve bürokratik rejimi korumak isteyenler, en temel insan haklarını öne çıkaranlara karşı çıkıyor. Ve sanıyorum bu mücadele sürecek.” Diyor. Yani Türk milliyetçileri savaşacaklarını en yetkili ağızdan ABD ve AB temsilcilerine açıklıyor. (18 mart 2008 Milliyet Gazetesi)

AKP’nin “Milliyetçilik” kavramına bakış açısını 29 Mart 2008 tarihli Milliyet’te Tolga Şardan imzalı “Ulusalcılık’ terör dosyasına girdi” başlıklı haber belirgin hale getiriyor. Haber özetle şöyle;
“Ergenekon operasyonuyla birlikte sık kullanılmaya başlanan ‘ulusalcılık’ akımının, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce brifingde ele alındığı ve Terörle Mücadele ve Harekât Dairesi’nin faaliyetleri altında değerlendirildiği öğrenildi. Ulusalcılık’la ilgili değerlendirme İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a verilen brifingde yer aldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM), geçen yıl hazırladığı kurum brifinginde, son olarak Ergenekon operasyonuyla birlikte sık kullanılmaya başlanan “ulusalcılık” akımını, “aşırı sağ faaliyetler” kapsamında değerlendirdiği ortaya çıktı. Değerlendirmede, “Ulusalcıların kullandığı aşırı yaklaşımların amacını aştığını ve propaganda amaçlı önemli bazı gelişmeleri tetiklediği” belirtildi.
EGM’nin geçen eylülde hazırladığı kurumsal brifingde ilk kez “ulusalcılık” akımı çerçevesindeki gelişmelere yer verdiği ortaya çıktı. 22 Temmuz seçimlerinden sonra İçişleri Bakanlığı’na atanan Beşir Atalay’ın, göreve başlamasının ardından kendisine sunulmak üzere bir dosya halinde hazırlanan kurumsal brifingde ulusalcılık, Terörle Mücadele ve Harekât Dairesi Başkanlığı’nın faaliyetleri altında değerlendirildi.
Türkiye’deki sol, sağ ve dini motifli radikal İslami terör örgütlerini ve bu örgütlerin tehdit-risk durumunu takip eden EGM Terörle Mücadele ve Harekât Dairesi Başkanlığı, ulusalcılık akımını “aşırı sağ faaliyetler” başlığı altında ele aldı.
Brifingde, iki paragrafta yapılan değerlendirmede, “Ulusalcı kesimler, devlet egemenliğinin özellikle AB sürecindeki yasal değişiklikler ile zedelendiği ve ülkenin bağımsızlığını yitirdiği varsayımını temel almaktadır” denildi.
Brifing metninde, “Bu söylem etrafında geçmişte sol, sağ ve dinsel arka plana sahip gruplar söylem, propaganda ve eylem birliğine dayanan bir manevra alanı oluşturmakta, bu kapsamda 50’den fazla dernek ve vakıf, 100’den fazla internet sitesi ve medya organı faaliyet göstermektedir” ifadesi yer aldı. İkinci paragrafta ise “Geniş kitleleri etkileme ve yönlendirme arayışındaki ulusalcı blok tarafından kullanılan söylem ve birtakım aşırı yaklaşımların, amacını aşan propaganda amaçlı bazı gelişmeleri tetiklediği görülmüştür” denildi.

YORUM;
“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Türkler demokrat, hür ve mesul vatandaşlardır. Türk iye Cumhuriyetinin kurucuları ve sahipleri bizzat kendileridir(1930) Diyen cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e göre; Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları ve sahipleri bizzat kendileri olan Türk milleti ne yapmalıdır?. Kendi milletini, milli kültürünü ülkeye tehdit olarak gören ve küreselci olarak bu zihniyetle savaşacağını söyleyen bir yönetim karşısında ne düşünmelidir.?

Bu haberlere yorum yapmıyor ve milletimizin anlayışına bırakıyorum. Bununla birlikte, fevkalade yanlış değerlendirmelere yol açabilecek bu beyanların doğru olmadığına ve basın tarafından sehven kamuoyuna yansıtıldığına da inanmak istiyorum. Bu konudaki kamuoyunu bilgilendirici açıklamayı AKP yönetiminden bekliyorum.
Çok ciddi bulduğum bu konudaki yazılarıma devam edeceğim..



Dr. Tahir Tamer Kumkale
30 Mart 2008 Pazar

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale