12 EYLÜL 2024 PERŞEMBE

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında cumhuriyet müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmaya hazırız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1923)

 19 Aralık 2007 Çarşamba 

“ Sevgili Dostlar,
18 Aralığın, o kara günün, 5 inci yıldönümünde Karşıyaka Mezarlığı 5inci kapıda bulunan kabrinde saat 12.00'de ben, kızlarımız ve katılmak isteyen herkes Necip'le bir kez daha buluşmak üzere orada olacağız.
Ayrıca 16 Aralık Pazar günü saat 23.20'de CNN TÜRK kanalında “Oradaydım” belgeselinin Necip'le ilgili bölümü ilk kez yayınlanacaktır.
Bu yıl bayram tatili nedeni ile bazı etkinlikleri, geçtiğimiz hafta bir kaç küçük anma toplantısı yapılmakla birlikte, Ocak ayına erteledik.
Ancak 18 Aralık günü çalışmaları tamamlanacak ve 2008 yılının ilk aylarında faaliyetlerine başlayacak olan " Dr. Necip Hablemitoğlu Toplumsal Araştırmalar Derneği" bundan sonraki yıllarda Necip'i yaşatabilmek adına önemli bir adım olacaktır.
Tüm Dostlara ailemizin sevgi ve saygılarıyla...
Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu.”

18 Aralık 2002, Doç.Dr. Sayın Necip Hablemitoğlu’nun menfur bir cinayet sonucu aramızdan ebediyete intikal ettiği gündür ve üzerinden beş uzun yıl geçmiştir.

Necip Hablemitoğlu’nun kendisi gibi üniversite öğretim üyesi olan değerli eşi Şengül Hanım’ın HABLEMİTOĞLU sitesinde ( http://www.hablemitoglu.org) yer alan yukarıdaki ilanından da anlaşıldığına göre kurulacak “Dr. Necip Hablemitoğlu Toplumsal Araştırmalar Derneği” bu mümtaz vatan evladından geriye kalan en büyük eser olacaktır.

Necip Hablemitoğlu’nu 1983-1985 yıllarında Ankara Üniversitesi Türk İnkilâp Tarihi Enstitüsü Genel Sekreterliği görevini yürütürken tanıdım. Hablemitoğlu bu görevi yaparken bir yandan da bizimle beraber enstitüde master öğrenimine devam ediyordu. Çok sevip saydığım can dostum Enstitü Müdürümüz rahmetli Prof.Dr. Aydın Taneri kendisine çok inanır ve güvenirdi. Kendisinden çok milliyetçi ve vatansever bir genç olarak bahseder ve geleceğin önemli bilim adamlarından olacak bir kişiliğe sahip olduğunu vurgulardı.
Aydın Taneri hocam, Enstitünün bilimsel çalışmalarına ağırlık veriyordu ve yeni kurulan bu enstitünün her türlü evrak işlemlerini tamamen çok güvendiği Hablemitoğlu’na devretmişti. Aydın hocayı yakından tanıyanlar onun idari konulara hiç dikkat etmediğini ve önemsemediğini iyi bilirler. Bir bakıma enstitünün yönetimi tamamen Hablemitoğlu’nun kontroluna geçmişti ve biz idari konularda hep Necip Hablemitoğlu ile muhatap olmak durumunda idik. Bu bakımdan birbirimizi yakından tanıma fırsatımız olmuştu.
Necip Hablemitoğlu’nun milliyetçi ve vatansever duygularla dolu olduğuna asla şüphem yoktur. Bununla beraber Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü yönetimi ile girdiği gereksiz mücadelenin kendisini çok yıprattığını da söyleyebilirim.
1 Mart 1986’da “ Atatürk’ün Ekonomik Görüşleri “isimli tez ile doktora diplomamı aldığımda Hablemitoğlu hâlâ Enstitü Genel Sekreteri idi. Benimle birlikte doktora yapanlar arasında yirmi kadar kurmay subay bulunuyordu ve bizim bütün bilgilerimiz genel sekreter olarak elinin altındaydı. Bizleri çok iyi ve yakından tanımasına rağmen basında manşette yer alan haberler çok şaşırtıcı ve üzücü idi.
31 Temmuz 1986’da Emin Çölaşan’ın yaptığı röportaj Hürriyet’in manşetinde yer alıyordu. “İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde şeriatçıların hakim olduğu ileri sürülüyor” ve “Ata’ya ihanet iddiaları” başlıkları ile verilen haberde şöyle deniliyordu; Görevi Atatürk ilkelerini ve Cumhuriyet tarihimizi araştırıp anlatmak olan Enstitü’deki görevine son verilen, fakat açtığı davayı kazanan Necip Hablemitoğlu, Hürriyet’in sorularını cevaplarken, kuruluşun ogünkü yönetimi için “bunlar Atatürk düşmanıdırlar ve enstitü görevlileri çoğunlukla şeriatçı kişilerdir” diyordu. “Enstitü’yü Nakşibendi Tarikatı’nın ele geçirdiğini” öne süren Hablemitoğlu, “sözkonusu tarikatçı ekip tarafından tam da evlendiği 14 Temmuz 1986 günü Enstitü’deki görevine son verildiğini” belirtiyordu.
İnkılâp Tarihi Enstitüsü olayı burada bitmedi ve mahkemeye taşındı. 4 Kasım 1989 günü Hürriyet, “Profesörler mafyası meğer kimlere diploma vermiş” manşetiyle çıktı. Haber şöyleydi; “Ankaralı ülkücü profesörlerin sahte doktora, yüksek lisans ve geçici mezuniyet belgesi verdikleri arasında tanınmış kişiler var. Bunların çoğunun evraklarının eksik olduğu ortaya çıktı” Sayılan isimler içinde benim de adım vardı.
Aralarında Aydın Taneri, Hasan Köni, Refik Turan, Mustafa Kafalı, Eyüp İspir, Rafet İnanç, Yaşar Kopraman’ın da bulunduğu ve milliyetçi çevrelerde sembol isim kabul edilen yedi profesörün “Sahtecilik” ile suçlandığı ve Hablemitoğlu’nun tek kamu tanığı olarak yer aldığı Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava 22 Mayıs 1991 ‘de öğretim üyelerinin beraatleri ile sonuçlandı.
Davaya sanık olarak katılan profesörler milliyetçi camiada sayılan ve güvenilen isimler olarak bilinmekteydi ve sırf bu yüzden davayı açan Necip Hablemitoğlu miliyetçi camiadan dışlandı. Aslında gereksiz yere hem kendine ve hem de milliyetçi fikirlere zarar verdi. Çünkü milliyetçi kadroların birbiri ile çatışmaya değil, fikir ve düşünce birliği içinde ülkemize yönelik dış mihraklarla mücadele etmesine ihtiyaç vardı.
Necip Hablemitoğlu’nun küresel mihrakların Türkiye üzerindeki emellerini ortaya çıkartan çalışmalarda ve onlarla yaptığı büyük ve zorlu mücadelede yalnız kaldığını ve milliyetçi cepheden hiç destek görmediğine müteakip yıllarda şahit olduk. O nedense müşterek düşmanla birlikte mücadele etmek yerine tek kişilik ordu olarak mücadele etmeyi seçmişti.
Ölümünden beş yıl sonra bugün değerli kardeşim demokrasi şehidi Necip Hablemitoğlu’nun hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Başta Hablemitoğlu adını yaşatmak için büyük mücadele veren değerli eşi Şengül Hablemitoğlu’nu takdir ve tebrik ediyorum. Kurdukları derneğin ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.



Dr. Tahir Tamer Kumkale
19 Aralık 2007 Çarşamba

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale