Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım



|
Yeni petrol yasası ile ne yapılmak isteniyor? |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
 |
Ekonomik siyasetimizin mühim gayelerinden biri de umumi menfaatleri doğrudan doğruya ilgilendirecek ekonomik kuruluşları ve teşebbüsleri mali ve teknik kudretimizin müsaadesi nispetinde devletleştirmedir. Bu cümleden olarak topraklarımızın altında işlenilmeden duran maden hazinelerini az zamanda işleterek, milletimizin menfaatine açık bulundurabilmek de ancak bu usul sayesinde mümkündür. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1922) |
Atatürk’ün yukarıya aldığım yazısından da görüleceği gibi yeraltı kaynaklarımızın devletleştirilerek bizim tarafımızdan işletilmesi zorunlu kılınmaktadır. Cumhuriyet hükümetlerinin bu konuda gerekli titizliği gösterdiğini söylemek zordur. Son derece kritik bir coğrafyada sahip olduğu zengin yeraltı hazinesi (bor, altın, uranyum dahil) üzerinde oynanan küresel oyunlar geçmişte ülke gündemini işgal etmiştir. Bugün yine gündemde Petrol kaynaklarımızın kullanılması vardır. AKP hükümetinin özelleştirmede kullandığı “BABA BABA SATARIM” kuralına göre bu defa da petrollerimiz yabancılara peşkeş çekilmeye çalışılmaktadır. Hazırlanan yasa tasarısı Sayın Cumhurbaşkanı tarafından veto edilerek meclise geri gönderilmiştir. Konu son derece tekniktir. Bu konuda siyasilerin ve her konuyu bildiğini sanan bir takım şartlandırılmış gazetecilerin değil, konunun içinde yaşayan teknik adamların değerlendirmeleri önem arz etmektedir. Konunun doğrudan sahibi ve ilgilisi olan Maden Mühendisleri Odası ile Petrol Mühendisleri Odası Yönetim Kurullarının doyurucu açıklamaları ne yazık ki basında gerekli ilgiyi bulamamıştır. Bu bildiriler internet kanalları vasıtasıyla kamuoyuna ulaştırılmaya çalışılmıştır. Gazi’nin düşünceleri ışığında Maden Mühendisleri ve Petrol Mühendisleri odasının resmi açıklamalarını köşeme alarak kamuoyunu birinci elden bilgilendirme görevimi yapmak istiyorum.. Karar yüce milletimizindir. -----------------------------------------------------
BASINA VE KAMUOYUNA YENİ PETROL YASASI, ULUSAL ÖNCELİKLERİMİZE GÖRE DEĞİŞTİRİLMELİDİR 6326 sayılı Petrol Kanunu yerine, 17 Ocak 2007 tarihinde 5574 sayılı Türk Petrol Kanunu TBMM‘de kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı makamının onayına sunulan Kanun, Cumhurbaşkanımız tarafından bazı maddelerinin yeniden görüşülmesi amacıyla tekrar TBMM‘ye iade edilmiştir. Genel olarak yasada; devletin hükümranlık haklarından kaynaklanan denetim ve sınırlamalarının kaldırıldığı, sektörde tam bir liberalizasyonun hedeflendiği, yabancı sermaye için avantajlı koşulların yaratıldığı ve arama-işletme hakları yerine daha çok üretim aşamasında teşviklerin abartıldığı görülmektedir. 5574 sayılı kanunda yapılan değişiklikleri kavrayabilmek için, kanunun 1. maddesinde yer alan değişikliğe değinmekte yarar vardır. 6326 sayılı kanunda Madde 2 de yer alan ifadeyle, \"Bu kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti petrol kaynaklarının milli menfaatlere uygun olarak, hızla sürekli ve etkili biçimde aranmasını, geliştirilmesini ve değerlendirilmesini sağlamaktır\" denilirken, yeni çıkarılan kanunun \"Amaç ve Kapsam\" bölümünün 1. maddesinde \"milli menfaatlere uygunluk\" ifadesinin tamamen çıkarıldığı ve \"Bu Kanunun amacı, ülke petrol kaynaklarının hızlı, sürekli ve etkili bir şekilde aranmasını, geliştirilmesini ve üretilmesini sağlamaktır. Bu Kanun, Türkiye‘de petrol arama ve üretim faaliyetlerinin düzenlenmesi, yönlendirilmesi, teşvik edilmesi, denetlenmesi, arama ve üretim için gerekli bilgilerin ve verilerin toplanması, değerlendirilmesi ve kullanıma sunulmasına ilişkin usul ve esasları kapsar.\" dendiği dikkate alındığında, kanunu hazırlayanların, \"ulusal menfaatler\" yerine \"piyasa\" anlayışını tercih ettiklerini görmemek mümkün değildir.
-Yasa ile, Türkiye Petrolleri A.O.‘ nın sahip olduğu önceki haklar geri alınarak, kamu kuruluşumuz, yabancı şirketlerle aynı statüye getirilmiştir.
-Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı‘nın, Devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açılmıştır.
-Yasa değişikliği ile, ülkemizde üretilen ham petrol ve doğal gazdan alınan % 12,5‘lik devlet hakkı oranlarında üretime göre indirimler yapılarak, buradan sağlanan mevcut gelirler % 70 oranında düşürülmüş, ülkemiz gelir kaybına uğratılmıştır.
- "Sınırlara 5 km mesafede, tarihi dini yer veya tesise, su tesisine, bir yol veya umumi geçide 60 m. mesafede, şehir veya kasaba belediye imar sahası dahilinde petrol faaliyeti Bakan müsaadesi olmadan yapılamaz.\" hükmü yasadan çıkarılarak, yabancı şirketlere sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı getirilmiştir.
-Önceki yasada yer alan, ülke içinde üretilen ham petrol ve doğal gaz ile bunlardan elde edilen petrol ürünlerinin kara sahalarında % 65‘i ve deniz sahalarında % 55‘inin memleket ihtiyacına ayrılması zorunluluğu yeni yasa ile kaldırılarak; yabancı şirketlere ürettikleri petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunarak, tamamını ihraç etme hakkı getirilmiş, olağanüstü durumlarda bile üretilen petrolün ülke içinde kullanılması ve memleket ihtiyacını gözetme zorunluluğu kaldırılmıştır.
Maden Mühendisleri Odası olarak; doğal kaynakların devletin hüküm ve tasarrufu altında olması gereğini göz önüne alarak, konuyu önemle takip edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.
TMMOB, Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı ---------------------------------------------------------------------- BASINA VE KAMUOYUNA
1. TBMM'den geçen Kanun ile yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya idaresine hakim olacak şekilde mali ilgileri veya menfaatleri bulunan hükmü şahıslar ile yabancı devletler adına hareket eden şahısların, petrol hakkına sahip olmalarını, petrol ameliyesi yapmalarını, buna dayanarak menkul ve gayri menkul satın almalarını yasaklayarak bu yasağa istisna tanıma hakkını Bakanlar Kuruluna veren eski Kanun'un ilgili maddesi yeni Kanun'dan çıkarılarak petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak isteyen yabancı devletlerin taleplerinin milli menfaatlere uygun olarak değerlendirilmesi imkânı ortadan kaldırılmıştır. Bu anlayışla ülkemizdeki rezervlerin, stratejik olarak kendi siyasal anlayışına göre kontrol altında tutulmasını sağlamayı arzu eden yabancı devletlerin müracaatının Bakanlar Kurulu tarafından değerlendirilmesi koşulu ortadan kaldırılmış, ülke yararını gözetme anlayışı terk edilmiştir. Yabancı ülkeler adına faaliyet gösteren şirketlerin ve şahısların diğer şirketler üzerinde siyasal ve ekonomik olarak etkin bir politika izlemesinin önü açılmıştır. Bu durumda kamu ve ülke menfaatlerini gözetmek anlayışından vazgeçilip ülke çıkarlarının ikinci plana atıldığı açıkça ortadadır.
2- Ülke petrol aramacılığına katkıda bulunmak amacıyla petrol sektörünün en riskli bölümü olan arama fazında yapılması gerekli teşvik ve destekler yerine üretim aşamasında Devlet hissesinden yapılan indirimlerle üreticilere teşvikler verilerek yanlış politika uygulanmasına yol açılmıştır.
3- Geçmiş dönemlerde yatırım yapılarak o günün şartlarına göre geliştirilen sahalardan üretilen petroller dahil olmak üzere Devlet hisselerinde yapılan önemli oranlardaki indirimler Devletin milyonlarca dolarlık ciddi kayıplarına neden olacaktır.
4- Şirketlerin alabilecekleri arama ruhsatı sayındaki tüm kısıtlamalar kaldırılarak istendiğinde tek bir şirketin tüm ruhsat alanlarını kapabilmesinin önü açılmıştır.
5- Üretim sahalarının kullanılmasında eski Kanuna göre şirketlere uygulanan 40 yıl üretim hakkı sınırlamasının kaldırılarak sahanın sınırsız süre ile şirketlere bırakılması Devlete geçebilecek bir hakkın önlenmesi sonucunu doğurarak kamu zararı oluşmasına neden olacaktır.
6- Petrol üretiminden alınan Devlet Hissesinin % 50'sinin üretimin yapıldığı ilin il özel idaresine bırakılması mali uygulamalarda olması gerekli eşitlik temel ilkelerine aykırıdır. Kamuoyuna duyurulur.
Emre ÖZGÜR, Genel Sekreter, TPMO Yönetim Kurulu Adına
Dr. Tahir Tamer Kumkale 14 Şubat 2007 Çarşamba |
|
|