07 EYLÜL 2024 CUMARTESİ

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Atatürk yaşasaydı Türkiye-İsrail ilişkileri nasıl olurdu?
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Yeni Türkiye'nin takip edeceği siyaset, belirsiz ve keyfi olamaz. Bizim siyasetimiz, mutlaka milletin kabiliyet ve ihtiyacıyla mütenasip olacaktır. Artık yeni Türkiye'nin devlet siyaseti, milli sınırları dahilinde egemenliğine dayanarak bağımsız yaşamaktır. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1923)

 7 Ağustos 2006 Pazartesi 

İsrail’in Lübnan’a saldırısının üzerinden bir aya yakın bir zaman geçti. Havadan yapılan saldırıya kara birlikleri de katıldı. İnsanlık âleminin gözleri önünde bir vahşet sergileniyor. Ve küresel güçler bunu sadece seyrediyor. 300 milyonluk Arap dünyası da seyrediyor. Çünkü Arap halkları her ne kadar meydana çıkan görüntüden memnun olmasa da Arap ülkelerinin çoğu diktatör olan yöneticileri büyük ölçüde ABD’nin kontrol ve denetiminde olduğundan organize bir tedbir almak mümkün olmuyor.
Peki, ne olacak? Son birkaç yazımda bunu açıkça dile getirdim.
İsrail saldırılarını durdurabilecek tek güç ABD’dir. O’nun da durdurmaya niyeti olmadığını Dışişleri Bakanı’nı Rice’nin ağzından dinledik. Rice daha da ileri giderek “Ortadoğu haritasının yeniden çizilmesinin zamanı geldi” dedi. Adeta yangının üzerine benzin dökerek ateşi çoğaltmaktan başka bir iş yapmadı.
Peki, bölgesel güç olduğunu devamlı vurguladığımız Türkiye ne yaptı. Veya ne yapabildi? Ne yazık ki Türkiye’de sadece konuşmaktan ve saldırılar karşısında ülkeyi terk etmek zorunda kalan yabancıları ülke dışına taşımaktan başka bir iş yapmadı. Ateş büyümeğe ve bölgeyi kaplamaya devam etti..
İşte burada olayların gidişatına dur diyebilecek ve gelişmeleri bölge ve dünya barışını sağlayacak tarzda yönlendirebilecek ciddi liderlere ihtiyacımız var. Ne yazık ki böyle liderler kolay bulunmuyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk böyle bir liderdi ve karmaşık durumlarda milletine çıkış yolu gösterebilen bir deha idi.
Bugünlerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderlik vasfını ve ileri görüşlülüğünü çok iyi ortaya koyan bir belge basında yer aldı.
Dünya Gündemi Gazetesi istihbarat servisi tarafından ortaya çıkartılan belge Gazi’nin 10 sene sonra kurulacak İsrail hakkındaki görüşlerini ortaya koyması açısından çok ilginç. Belge, Dünya Gündemi gazetesinin 30 Temmuz tarihli 85 inci sayısında manşet haber olarak yayınlandı. Son derece önemli bilgiler içeren bu belgenin günümüz yöneticileri tarafından çok iyi okunup algılanması gerektiğine inanıyorum.
Bu belgeyi uygun bir zamanda gündeme getirerek çok önemli bir gazetecilik başarısı gösteren Dünya Gündemi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni değerli dostum Ömer Özkaya’yı da kutluyorum.
Bu belgenin ve içerdiği bilgilerin bıkmadan tekrar edilerek halkımızın beyinlerine kazınmasının uygun olacağını değerlendiriyorum. Bu bakımdan Bildiri-Yorum sayfasını bugün bu tarihi belgenin tanıtımına ayırdım.
İsrail’in dostluğunu her şeyin önünde tutan ve diğer bölge ülkelerini dışlayan bazı köşe yazarlarımız, aydınlarımız ve bürokratlarımızın görüşlerine tokat gibi cevap veren Atatürk’ün görüşlerini açıklayan bu belgeyi aynen sunuyorum.
Belge, İçişleri Bakanlığı Matbuat Umum Müdürlüğü antetini ve 20 Ağustos 1937 tarihini taşıyor. Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Cumhurbaşkanlığı’na hitaben yazdığı ön sunuş yazısında “Bombay Chronicle gazetesinin 27.8.1937 tarihli nushasında ‘Filistin’e el sürülemez, Kemal Paşa Avrupa’ya ihtar ediyor’ başlığı altında bir yazı intişar etmiştir. Bu yazının Türkçe örneği ilişik olarak sunulmuştur. Bu vesile ile saygılarımı tekrarlarım” diyor.
Belgeden anlaşıldığına göre Mustafa Kemal Atatürk’ün, Meclis’te yaptığı bu konuşmayı, önce, Ankara’da Türkçe yayınlanan Hakimiyeti Milliye gazetesi yayınlamış. Hindistan’da yayınlanan Bombay Chronicle gazetesi de bu açıklamayı Hakimiyeti Milliye gazetesinden almış. Aslı Ankara’da Milli Arşiv’de 030 10 266 793 25 numaralı dosyada saklı tutulan belge şöyledir.
------------------------------------------------------------
T.C. DÂHİLİYE VEKÂLETİ,
Matbuat Umum Müdürlüğü
Bombay Cronicle, 27.7.1937

Filistin’e el sürülemez.
Kemal paşa Avrupa’ya ihtar ediyor.
Türkler mukaddes topraklarda yabancı hâkimiyetine tahammül etmeyeceklerdir.

Türkçe Hakimiyeti Milliye gazetesi Kemal Atatürk’ün Türkiye millet meclisinde irad etmiş olduğu bir nutuktan bahsediyor. Aşağıdaki satırlar bu nutkun Filistin’e taallûk eden kısmından alınmıştır.

“Arapların Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklâl kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür.”

Kemal Atatürk, Filistin’in Arabistan da vuku bulacak harekatın merkezini teşkil ettiği takdirde bura Araplarına yapılacak herhangi bir fenalığa Türklerinde tahammül edemeyeceğini söylemektedir.

“Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa birkaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız.
Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki; buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla ittiham edildik. Fakat bu ittihamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız.
Cedlerimizin, Selahaddin’in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında (altında) bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allahın inayeti ile kuvvetliyiz.
Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.”
--------------------------------------

Sonuç olarak; 1982 Anayasası Atatürkçü Düşünce temeline oturduğundan ve ülke yönetiminde Atatürkçü Düşünce sistemine riayet esas kabul edildiğinden, Gazi’nin Ortadoğu ve İsrail hakkındaki düşüncelerini yöneticilerimizin tekrar tekrar okumalarını öneriyorum..
Belki bu görüşlerden kendileri için bir hareket tarzı çıkartabilirler.

Dr.Tahir Tamer Kumkale'nin bu yazısı 07 AĞUSTOS 2006 Tarihli ÖNCE VATAN Gazetesinde yayımlanmıştır.



Dr. Tahir Tamer Kumkale
7 Ağustos 2006 Pazartesi

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale