Dr. Tahir Tamer Kumkale
tamer@kumkale.net
|
Kitaplarımdan seçmeler... Amazon'da kitaplarım
|
Soykırım yalanları ve Diaspora Ermenileri Dosyası (1) |
|
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
|
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir hâl alır. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1931) |
Türkiye'ye karşı cephe oluşturmuş küresel güçlerin maşası durumundaki Ermeni Diasporası "ERMENİ SOYKIRIMI" günü olarak kabul ettikleri 24 Nisan tarihinde yerleştikleri ülkelerde çeşitli etkinliklerle konuyu gündeme taşıdılar. Yerel ve merkezi yönetimleri Türkiye aleyhine karar almaya zorlayan geleneksel tutum ve davranışlarına kaldıkları yerden devam ettiler. Bir dahaki yıl yapacakları 24 Nisan mücadelelerini daha güçlü yapmak için birbirlerine söz vererek dağıldılar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu günleri görmüş olmalı ki; "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir hâl alır" şeklindeki açıklamaları ile tarihi saptıranların bugün düştüğü garip durumu gözler önüne sermiştir. Ermeni Diasporası'nın olmayan olayları olmuş gibi göstererek bütün dünyada Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini Ermenileri soykırıma uğratmış bir ülke ve soykırım yapan insanlar gibi göstermeye çalışmaları her zaman sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Çünkü yalan ve yanlış bilgilerle ulaşabileceğiniz hedefler her zaman sınırlıdır. Hakikat er veya geç ortaya çıkar. Ve siz yaptıklarınızla ortada kalırsınız. Eğer biz dik duracak olursak sonsuza kadar da başarısız kalacakları da kesindir. Şurası bir gerçek ki gerek halkımız ve gerekse yönetimimiz bu konuda bilgisiz, bilgisiz olduğu için de bilinçsizdir. Bu yüzden hak etmediği halde aciz ve çaresiz bir görüntü içerisindedir. En azından karşı tarafa hareket etme fırsatı verecek kadar konuya ilgisiz ve duyarsız bir tavır sergilemekteyiz.. Oysa bu konuda asıl mağdur olan, çoluk çocuk demeden vahşice katledilen taraf biziz. Peki, gerçek böyle iken nasıl karşı taraf mağdur oluyor ve suçlu oluyoruz. İşte bu dünkü adı ile sömürgeci bugünkü adıyla küresel emperyalist güçlerin başarısını göstermektedir. Bu husus küresel güçlerin; dünyayı, ülke ve milletleri kendi milli menfaatleri doğrultusunda kolayca etkileyip yönlendirebildiğinin tipik bir örneğidir. SSCB'nin çöküşü ile istiklalini ilan eden her yönü ile himayeye muhtaç Ermenistan Devleti yöneticilerinin anlamsız ve saldırgan tutum ve davranışlarından cesaret alan Ermeni Diasporasına mensup şartlanmış beyinler her şeye rağmen Ermeni Soykırımı konusunu dünya gündeminde tutmaya devam ediyorlar. Çünkü Ermeni Diasporasının önlerinde güzel bir örnek vardır. Bu örnek; Almanya'nın İkinci Dünya harbinde Yahudilere uyguladığı Soykırım karşısında Yahudilerin uluslar arası toplumun destekleri ile kazandıkları bağımsız İsrail Devletidir. Bilindiği gibi, Almanların İkinci Dünya Harbinde Yahudi toplumuna yönelik soykırım uyguladıkları gerekçesine dayanılarak BM tarafından Yahudilere Filistin topraklarında bağımsız devlet kurma hakkı tanınmıştır. Bu yetmemiştir. Almanya bu soykırımın maddi bedeli olarak Yahudilere para tazminatı ödemeye mahkûm edilmiştir. Önce toplu olarak ödenen tazminatın dışında belirlenen bir meblağ her yıl günümüz Yahudi toplumunun temsilcisi olarak görülen İsrail'e ödenmektedir. İşte Ermenilerde arkasına sığındıkları mesnetsiz ve dayanaksız bir soykırım iddiası ile Türkiye'den hem böyle bir tazminat koparmayı ve hem de eğer bölünüp parçalanabilirse Anadolu topraklarından pay elde etmeyi hedef olarak almışlardır. Bu anlamsız ve sonuçsuz çabalara ne yazık ki dünyanın güçlü devletleri de bilerek alet olmaktadır. Çünkü böyle bir sonucun Türkiye'yi zayıflatacağını ve bununda kendi milli menfaatlerine uygun olacağını değerlendirmektedirler. AB ülkelerinin orta dereceli okullarında okutulan ders kitaplarında bütün Doğu Anadolu bölgesinin Ermenistan olarak gösterilmesi oynana global oyunun küçük bir parçasıdır. Oysa birkaç önünü göremeyen yönetici ile Sivil Toplum Kuruluşu dışında, ne Türkiye'de yaşayan Türk Ermenilerin ne de Ermenistan Ermenilerinin böyle bir talepleri ve arzuları bulunmamaktadır. Çünkü bin yıldır bir arada yaşayan Türkler ve Ermeniler birbirine o kadar kaynaşmışlardır ki dini inançlarına ilişkin ibadetleri dışında sosyal ve kültürel alanlarda pek ortak özelliklere sahip olmuşlardır. Gazetemiz yazarlarından Sayın Levon Panos DABAĞYAN' ın GERÇEK AÇIDAN başlıklı köşesini takip edenler bu dayanışma ve kaynaşmanın en güzel örneklerini görebilirler ve Türk Ermenileri üzerinde oynanan çirkin oyunları öğrenebilirler. Sayın DABAĞYAN haklı olarak kendilerini "Ermeni asıllı Türk" olarak görenleri şiddetle kınamakta ve ısrarla kendilerinin de en az Müslüman Türkler kadar bu ülkenin sahibi olduklarını vurgulamaktadır. Bin yıllık kaynaşmayı ve birlikteliği bozmaya çalışan ayrımcı söylemlerin karşısına milletçe karşı çıkmamız gerektiğini açıklamaktadır. Sayın DABAĞYAN çok haklıdır. Bizim konumuz zaten Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olduklarını her vesile ile kanıtlayan kardeşlerimiz değildir. Konumuz tamamen siyasallaşmış ve Türkiye'den toprak elde etmeğe çalışan küresel güçlerin maşası durumunda bulunan Diaspora Ermenileridir. İçimizdeki büyük tesanüte ve birlikteliğe rağmen küresel güçlerin dünyayı yeniden yapılandırmakla görevli mimarları "belki Türkiye'ye zarar verebiliriz" düşüncesi ile konuyu kaşımakta ve devamlı gündemde tutmaktadırlar. ABD Kongresi Ermeni Soykırımı iddiaları açısından en çok kullanılan kuruluşlardan biridir. Her yıl konu otomatik olarak Ermeni Lobisi tarafından gündeme getirilir. Oy kaygısı ve çeşitli maddi yardımlarla kandırılan birtakım kongre üyeleri ateşli konuşmalar yaparlar. Türkiye'nin soykırımı kabul etmesini, şiddetle kınanmasını, toprak ve tazminat taleplerini kabul etmesini isteyen bir karar tasarısının çıkartılması için çalışırlar. Bu senaryoyu iyi bilen ABD hükümeti Türkiye'den isteyeceği yeni tavizler için Kongredeki bu çalışmaları göstererek, "İşte bakın kongre üyelerimiz neler istiyor. Ama biz bunları kabul etmiyoruz. Biz Türkiye'nin daima yanındayız. Bunları reddedeceğiz. Ama siz bunun karşılığında şunları kabul edin" diyerek Türkiye'ye baskı uygularlar. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün her 24 Nisanda konuya ilişkin yayımladığı ayrıntılı açıklamada da bütün kelimeler birbirinin kopyasıdır. Artık rutin bir faaliyet haline gelen bu açıklama mealen şu şekildedir;
"Ermeni lobisinin eyleminin, Washington'un Türkiye ile Ermenistan arasında uzlaşma sağlanması amacına zarar vereceğini değerlendiriyoruz.. ABD Hükümeti Türkiye' ye yardımın kısıtlanmasını amaçlayan önerilere güçlü şekilde karşı çıkmaktadır. Bu husus kesinlikle yasalaşmamalıdır. Hükümetimiz Türkiye ile Ermenistan'ın birbirine yakınlaşması için doğrudan görüşmeler yapıyor. Bizim hedefimiz, kilit NATO müttefiki Türkiye ile yakın dostumuz Ermenistan arasında işbirliğini güçlendirmektir''
Konuyu gündeme getiren Washington'daki siyasi gözlemciler; her seferinde Ermeni Lobisi tarafından yapılan girişimin başarıya ulaşması ihtimalinin zayıf olduğunu dile getirirler. Fakat buna rağmen Washington'daki Ermeni oyunları her yıl 24 Nisan yaklaştığında bütün hızıyla gündeme getirilir..
Dr. Tahir Tamer Kumkale 27 Nisan 2006 Perşembe |
|
|