12 ARALIK 2024 ÇARŞAMBA

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






23 Nisan 1920'nin milli hakimiyet ruhu Türk gençliğinde yaşıyor. Küresel güçlerin bu ruhu iyi anlaması gerekiyor (3)
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara bilhassa varlığı ile, hakkı ile, birliği ile çelişen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumu ve milli düşünceleri tam bir imanla her mukabil fikre karşı şiddetle ve fedakârâne müdafaa zorunluluğu aşılanmalıdır. Yeni neslin bütün ruhsal kuvvetlerine bu özellik ve kabiliyetin zerki mühimdir. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1921)

 21 Nisan 2006 Cuma 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kötü günler geçiriyor. Kâğıt üzerindeki makro ekonomik göstergeler yaşanan kötülüklerin üzerini örtmeye yetmiyor. Küresel güçlerin dayatmaları karşısında her alanda tam bir teslimiyet içine giren dünün oyun kurucu devleti bugün kendisi üzerinde oynanan oyunlara mani olamıyor.
Hâlbuki Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Birinci TBMM tarafından tamamen teslim olmuş bir milletten ve viraneye dönmüş bir ülkeden mucize yaratılmış, yepyeni bir ruhla yepyeni bir devlet oluşturulmuştur. Bu mucizeyi yaratan lider Atatürk’ün dayandığı en büyük kitle Türk Gençliği idi. Bugünde sahip olduğumuz en değerli varlığımız olan Türk Gençliğine güvenerek fazla karamsar olmamıza gerek olmadığını düşünüyorum.
Bizim nesiller ne kadar karamsar olursa olsunlar gençlerimizde karamsarlık yok. Onlar geleceğe çok daha başka bir gözle bakıyorlar. Kendilerini güvensiz hissetmiyorlar.
İşte bu yüzden geçliğimizi iyi tanımamız gerekiyor..
Milli Mücadele yıllarına dönüyoruz.
Atatürk 30 Ağustos 1924'te Başkomutanlık Meydan Muharebesinin kazanıldığı Dumlupınar'da yaptığı tarihi konuşmasında; bağımsızlık mücadelemizi anlatır ve mutlaka kazanılması gereken yeni savaşın "Uygarlık Savaşı" olduğunu vurgular ve konuşmasını Türk gençliğine hitaben şu sözlerle tamamlar.
" Son sözlerimi özellikle memleketimizin gençliğine yöneltmek istiyorum... Gençler; cesaretimizi arttıran ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfanla insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.
Ey yükselen yeni nesil !... Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk. O'nu yücelterek yaşatacak olan sizsiniz."
Atatürk'ün Türk Milletine armağan ettiği en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti'dir. Yukarıdaki sözünden de anlaşılacağı gibi Atamız bu büyük eserinin muhafaza ve müdafaasını Türk gençliğine emanet etmiştir. Bugün sorgulamamız gereken husus şudur.
- Günümüzün gençliği bu emaneti muhafaza edecek bilgiye, inanca ve kendine güvene sahip midir?
- Bizi Atatürkçü Düşünce ile yetiştiren nesillerden aldığımız feyzi, bizler günümüz gençliğine yeterince ulaştırabildik mi.?
İşte bu soruların cevabını vermekte zorlanıyorum. Çünkü küresel esen fırtınalarla kafası karmakarış olan günümüz gençliğinin milli davalara yaklaşımını gördükçe bu konuda iyimser düşünmek için zorlanıyorum. Ama onların içindeki cevheri bildiğim için korkuya yer olmadığını ve onlara güvenmemiz gerektiğini düşünüyorum..
Türk Gençliğine olan sonsuz güvenini hayatı boyunca her fırsatta yineleyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk; meclis kürsüsünden büyük nutkunu okumayı bitirirken "Bu neticeyi Türk gençliğine emanet ediyorum" derken gözyaşlarını tutamamıştır.
Bilindiği gibi Nutuk'un son bölümü "TÜRK GENÇLİĞİNE BIRAKTIĞIM KUTSAL EMANET" kenar başlığı altında kaleme alınmıştır ve şu şekilde sona ermektedir;
" Sayın Baylar. Sizi günlerce işlerinizden alıkoyan bu uzun ve ayrıntılı sözlerim, sonunda tarihe mal olmuş bir çağın öyküsüdür. Bunda milletim için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım.
Baylar, bu söylevimle milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün ulaştığımız sonuç; yüzyıllardan beri çekilen milli yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu kutsal yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.
Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum"
Diyerek Nutkun tipik bir özeti olan "Gençliğe Hitabe" ile konuşmalarını bitirir.
Bugün bütün Türk çocukları için bir kutsal armağan olan NUTUK her satırı ile güncelliğini korumaktadır. Atatürkçü olabilmek, Atatürk'ü anlayabilmek, Atatürk'ü yaşayabilmek ve sonunda Atatürk'ü yeni nesillere anlatabilmek için her cümlesi dikkatle okunmalı, ezberlenmeli, adeta hıfzedilmeli, daima kullanılmak ve hatırlanmak için el altında bulundurulmalıdır.
Okullarda ezberletilen “Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi” Türk gençliğine çok anlamlı, kapsamlı ve oldukça zor görevleri yüklemektedir. Atatürk'ün bu hitabesinde gençliğe verdiği görevler çok kutsal, fakat çok ağırdır.
Burada istenilenlerin gerçekleştirilmesi son derece planlı, programlı ve sürekli bir çalışmayı gerektirmektedir. Verilen sorumluluklar çoktur. Bunlar ancak şuurlu ve inançlı kitlelerin yapacakları zorlu bir mücadele ile başarılabilir.
Bilindiği gibi 1982 Anayasası Türk Milletinin % 92 'sinin kabul oyları ile yürürlüğe girmiş ve yirmi dört yıldır ülke yönetimini yönlendirmektedir. Bu anayasanın askeri yönetim devrinde hazırlandığı gerekçesi ile geçen zaman içinde pek çok yerinde değişiklikler yapılmıştır. Hemen her maddesine dokunulan anayasamızda dokunulamayan bir tek kavram kalmıştır. O'da bu anayasanın fikri temelini teşkil eden ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ' dir.
Evet 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası, dünyada hiç bir örneği olmayan bir şekilde bir fikri temel üzerine inşa edilmiştir. Bu temel ‘ATATÜRK İLKELERİ ve ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ’ dir.
Temelinde Atatürkçü Düşünce Sistemi bulunan Anayasamız Devletimizi, İstiklâl ve Cumhuriyetimizi Türk gençliğine emanet etmektedir. Anayasa'nın bu konuyu düzenleyen "GENÇLİĞİN KORUNMASI" başlıklı 58 inci Maddesi aynen şöyledir.
" Devlet; İstiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerini müspet ilmin ışığında, Atatürk İlke ve İnkılâpları doğrultusunda ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır."
Anayasanın bu maddesini yarın irdeleyeceğiz..


Dr. Tahir Tamer Kumkale
21 Nisan 2006 Cuma

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale