12 ARALIK 2024 ÇARŞAMBA

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






Yanlışlar ve doğrular
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

 28 Şubat 2001 Çarşamba 

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN...

BİRİNCİ YANLIŞ: 28 ŞUBAT 2001 Çarşamba günü tam 38 yıldır ülke yönetiminde en üst düzeyde görev alarak ülkemizin bugün içinde bulunduğu korkunç ekonomik krizin hazırlayıcılarından biri olan 9 ncu Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman DEMİREL; verdiği beyanatlarla ülkeyi bu hale getirenlere kızıyor.Doğal olarak bu bozuk düzenden ve bu kötü durumdan ülkeyi kurtaracak kişi olarak kendisini referans gösteriyor.

Yaşlılara saygımız sonsuzdur. Bu ülke insanı yaşlılarına layık oldukları saygıyı daima göstermiştir.Fakat yaşlılar yaşlılığını idrak ettikleri takdirde bu saygı devam etmiştir. Sayın Demirel; siz başbakan olduğunuz gün doğanlar bugün 38 yaşındadır. Yaşını-başını almış tecrübeli kişilerdir.Sizi iyi tanırlar. Fakat siz onları tanımamakta direniyorsunuz ve bu milleti kör,aptal ve nankör sanıyorsunuz. YANLIŞ. Size artık sesinizi kesip evinizde hatıralarınızı yazmayı öneriyorum. Eğer bana inanmıyorsanız çevrenizde bulunan halktan herhangi birine sorun. Mesela evinizde ahçıya veya temizlikçiye .Onunda size ayni şeyi söyleyeceğini duyacaksınız...

İKİNCİ YANLIŞ: Ekonomik yönetimin başına Dünya Bankası Başkan Yrd. Kemal Derviş getiriliyor. 1977 de ECEVİT'in Ekonomi ve Uluslararası iİlişkiler konusunda danışmanlığını yapan Kemal Derviş 1978'den beri (tam23 yıldır) Dünya Bankasında görev yapıyor. Kemal Derviş bugün bir Türk'ün ulaşabileceği en üst mevkide görev yapıyor. Dünyayı fakirlikten kurtaran adam olarak bilinen Kemal Derviş'e Ekonomi teslim edilecek. EVET;sonunda korktuğumuz başımıza geldi.23 yıldır ENFLASYON kelimesinin telaffuz edilmediği ve halkının bu konuda en küçük bir fikrinin dahi olmadığı masal ülkesinden, 25 yıldır Yüksek Enflaslonla yaşayan ve Katrilyonları kullanan ülkemize kurtarıcı olarak gelen Sayın Kemal Derviş 2 Mart 2001'de büyük yetkiler ve umutlarla ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak atandı.

YANLIŞ KERE YANLIŞ: Sayın Kemal DERVİŞ'in ECEVİT'e danışmanlık yaptığı 1977 ve 1978 yıllarını bizim nesillerimiz çok iyi hatırlıyor. Bir paket sanayağı, bir paket sigara ve bir küçük tüpgaz için aile bireylerinin sabahın köründe kuyruğa girdiğini, devlet dairelerinde yakıtsızlıktan kalorifersiz kış geçirildiğini, benzinin litrelik şişelerle satıldığını unutacak kadar yaşlı değiliz.

Aman yerinde kalsın bu Kemal DERVİŞ. Zaten 23 yıldır Türkiye dışında yaşıyor. Türkiyenin şartlarını, ihtiyaç ve beklentilerini bilmiyor. Yani Türkiyeyi tanımıyor. Belki Türkçeyide unutmuştur. Yalvarıyoruz. Biz 1978'lere dönmek ismiyoruz. Bu ülkede yaşayan ve bu ülke bakkalından ekmek alıp, halk pazarın dan alışveriş eden nice yetişmiş ekonomistlerimiz var.

Seçin bunlardan birini. Hangisini seçeceğiniz farketmez.Mutlaka iyidir. Çünkü şimdiye kadar seçilenler kadar kötüsünü arasanızda bulamazsınız. Biz bu filmi daha öncede Nihat ERİM Hükümeti döneminde görmüştük. Atilla KARAOSMANOĞLU gibi yine iddiaları olan çok başarılı bir Dünya Bankası çalışanı getirildi. Geldiği gün "Türkiye İtalya'nın 2359 yıl gerisinde" şeklinde demeç vererek halkın tepkisini çekmiş ve sonra hiç bir şey yapamadan çekmiş gitmişti. Biz beyin değil, bu ülkeyi bilen ve bu ülkede yaşayan insan istiyoruz. Kim mi.? Dönün çevrenize bakın binlercesini göreve hazır göreceksiniz. Eğer sizin ekonomiyi düzeltmek gibi bir niyetiniz olsaydı , ( olmadığınız telaffuz ettiğiniz isimlerden anlaşılıyor.) şimdiye kadar beklemez birini seçerdiniz. Herşeye rağmen büyüklerimiz halkının değil yine kendilerinin aklına güvendiler.İnşallah Sayın Kemal Derviş Katrilyonlara alışana ve Enflasyonun bu ülkeye verdiği zararı anlayana,yani hastalığa teşhiş koyana kadar hasta ölmez. Allah bu millete acısın.

ÜÇÜNCÜ YANLIŞ: Akaryakıt'a %10 zam yapıldı.Zamlar birbirini kovalıyor. Takip etmek mümkün değil.Bunlar öncü zamlar,asıl zamların Bayram Tatili sonrasında geleceğini yetkili ağızlar açıklıyor..

YANLIŞ. Paramızın dolar karşısındaki değeri düştü. Yani bu durumda petrolü daha pahalıya alıyorsunuz. Sonra bunun üzerine %300 vergi koyarak satıyorsunuz. Maliyet hasapları tamam da. Nerede bunun insan unsuru ve moral unsuru. Biraz bekleyin. Geniş halk kesimleri infial halinde ve panik hala devam ediyor. Piyasaların durulmasını bekleyin ve halkın size karşı olan güvensizliğini zamana bırakarak yumuşatın. Sistem biraz durulsun. Bunu İnsan Kaynaklarını yöneten her yönetici bilmesine rağmen; siz yangının üzerine su değil adeta benzin döküyorsunuz. Sayın yöneticiler, halka rağmen , yani halkın desteğini almadan hiç bir sorunun üstesinden gelemeyeceğinizi bilin. Yapılan bu zamla nekadar deliği kapatacaksınız bilmem ama, " bu işi bilmediğiniz ve geniş halk kesimlerini hiç düşünmediğiniz imajını" halkın gözünde bir kere daha güçlendirdiniz. Nasıl bu kadar beceriksiz olabiliyorsunuz, anlamak mümkün değil. Önemli olan malın fiatını yükseltip vitrinde bekletmek değildir. Önemli olan ürettiğini satmak ve elde edilen kazançla yerine yenisini koymaktır.Hastalık mal alacak para olmamasındadır. Siz ne kadar zam yaparsanız yapın.Elinizdeki malı satamadıktan sonra bundan hiç bir kazancınız olmayacaktır. Ekonominin bu basit kaidesini anlamayan ve anlatamayan bir yönetimin bizi daha nerelere götüreceğini bekleyip göreceğiz.

DÖRDÜNCÜ YANLIŞ: Gerek özel ve gerekse kamu kesiminde kapitalist ekonominin doğal gereği olarak küçülmeler ve bunun sonucunda da toplu olarak işten çıkartmalar başladı.

YANLIŞ. Yine buradada insan ve moral unsuru unutuldu. Zaten alım güçleri insanca yaşama sınırının altında olan insanları işten çıkartmakla, onu ve bakmakla zorunlu bulunduğu ailesini açlık ve sefalete, sonunda şuça itiyoruz .Toplumsal patlama ve cinnet olaylarının yolunu açıyoruz. Aç insan önce kendi beynini yemeğe başlar. Yani akli durumunu ve muhakeme kabiliyetini yitirir. Toplumumuzda sayıları çoğalan bu insanların meydana getirdiği bireysel cinnet, toplumsal cinnete dönüşür. Bunun sonucu ise felakettir.

Burada ekonominin kuralları ile birlikte insanlığın kurallarıda beraber işletilmelidir. Bu insanları doğrudan doğruya sokağa bırakmadan, içinde bulunduğunuz sıkıntıyı anlatıp bu sıkıntıyı onlarla paylaşabilirsiniz. Belki maaşının üçte birini verirsiniz. Belkide işler düzelene kadar az bir ücretle izine gönderebilirsiniz. Bunun pek çok usulü vardır.

Bu insanlar bizim insanımızdır. Bir kere açlıkla terbiye etmeğe kalktığımız takdirde bir daha kazanılmaları mümkün olmaz. Peki bunu anlatmak ve halkı aydınlatmak kimin görevidir? Tabiiki her türlü imkana sahip olan hükümetin temel görevidir. Bugün 03 Mart 2001; yani krizin onikinci günü. Hükümet halkımıza krizle ilgili olarak şu ana kadar hiç bir konuda açıklama yapmadı. Yani krizden en büyük zararı gören geniş halk kitlelerini bilgilendirmedi.

Korkmayın sayın yetkililer ve devlet büyükleri. Bu millet 12.000 yıllık millet olma şuuruna ve kültürüne sahiptir. Sizi anlar. İstiklâl harbinde herşeyini vererek istiklalini eldeetti. Deprem gibi milli fekaketlerde dahi varını-yoğunu verdi. Yine verir.Yeterki bu milleti tanıyın. Anlayın ve anlatın. Anlayacak ve size destek olacaktır.
 
BEŞİNCİ YANLIŞ: Ana muhalefet olan Fazilet Partisi Anayasa Mahkemesinde devam eden kapatılma davası dolayısıyla iktidarı denetleme faaliyetini gereği gibi yerine getiremiyor.

İktidarları çalışmaya sevkeden en önemli faktör muhalefetin denetimidir. Çünkü muhalefet iktidarın alternatifidir. Başarısız iktidarlar çıkış yolu için halka başvurulduğunda yerini genellikle muhalefete devrederler . Bu temel unsur iktidarları planlı, programlı ve düzenli çalışmaya sevkeder. Oysa şu anda meclicteki muhalefet iktidarları denetleme görevini kapatılma süreci içinde bulunduğundan hiç yapamıyor.Bu husus mevcut iktidarın işine geldiği için (yarın kendilerinin başına gelebileceğini bilmelerine rağmen) SİYASİ PARTİLERİN KAPATILMASI'nı kolaylaştıran kanun madddelerinin değişimine sıcak bakmıyor. Sonuçta işlevini iyi yapamayan muhalefet bir bakıma bugünkü beceriksiz iktidarın alternatifi olma görüntüsü veremediğinden bugünkü durumun yaratılmasında bir nevi katkıda bulunuyor.

ALTINCI YANLIŞ: ABD Başkanı BUSH önce Başbakanımız ile telefonla görüştü. Bilahare Sayın Cumhurbaşkanımıza mektup yazarak Türkiyenin en büyük dostu olduklarını ve her zaman yardıma hazır olduğunu bildirdi. Bunu çok büyük bir gurur vesilesi yapan boyalı basınımız sevincinden adeta uçuyor. Bir ABD gazetesinde önemli bir köşe yazarı; "Türkiyenin IMF'den değil ABD'lerinden bir ekonomik danışman istemesini ABD Ekonomi Bakanlığının bize yardımcı olmasını" istedi.

Zaten uzunca bir süredir bütçemizi COTARELLİ ve ekibine teslim etmiştik. Piyasa hareketleri TL. ile değil Dolar ile yürütülüyordu. TBMM'de sıfırları telaffuz edemeyen bürokratlarımız ve vekillerimiz bütçemizi DOLAR ile ifade ediyorlardı. Sayın BUSH bizi çok seviyormuş. Eski Başkan CLİNTON'da bizi çok seviyordu. Depremzede çoçuğumuza burnunu bile sıktırmıştı. CLİNTON şimdi boşta. Çağıralım gelsin. Türk vatandaşıda yapalım. İyi parada veririz. Boğazda Villalar ve yalılarda tahsis ederiz. Gelsin bizi idare etsin.

Herhalde bunu mu söylememizi bekliyorlar. Ayıptır ve tarihimize karşı günahtır. 600 yıllık Cihan İmparatorluğu kurup dünyaya devlet idare etmenin dersini veren atalarımızın ruhu bu halimizi görerek mutlaka sızlıyordur.Atatürk Anıtkabirden kalksa ve kurduğu Cumhuriyetin beceriksiz ve yeteneksiz, kendine ve milletine güveni olmayan kadrolarla ne hale getirildiğini görse herhalde kahrından bin kere daha ölürdü.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
28 Şubat 2001 Çarşamba

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale