07 EYLÜL 2024 CUMARTESİ

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM............

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






108’İNCİ YILINDA 1915 ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİ SAYGI İLE ANIYORUZ
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Kazanılan zaferler Alman emir ve kumandasının değil, Türk erinin cevherini kavrayabilmiş, Türk komutanlarının eseridir. Türk milletinin kanında, kromozomlarında atalarından gelen kahramanlık cevheri, üstün savaş mirası vardır. Bu cevheri iyi kullanan komutanlar tarihte ve gün içinde zafere ulaşmıştır. Çanakkale Zaferi de Türk komutasının, Türk erinin eseridir. (Gazi Mustafa Kemal Atatürk – 1916)

 18 Mart 2023 Cumartesi 

Anadolu’yu gerçek Türk vatanı yapan en önemli yapı taşlarından biride 1915 Çanakkale Zaferi'dir. Her Türk ailesinde mutlaka bir Çanakkale şehidi veya gazisi vardır ve biz her 18 Mart günü bu kutsal topraklar için kanını ve canını veren aziz büyüklerimizi gururla yad ederiz. Bu vesile ile ben de ailemize KUMKALE soyadını veren Çanakkale Gazisi dedem Harp Malûlü Piyade Kaymakamı (Yarbay) Tahir KUMKALE’nin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

Bize bu kutsal vatan topraklarını emanet eden bu nesilleri çok iyi tanımak ve anlamak zorundayız. Çünkü onları iyi tanımadan yeni nesillere aktarmak mümkün değildir. İşte 18 Mart 1915 Çanakkale Muharebeleri kutlamalarını bunun için iyi bir vesile olarak görmekteyim.

Peki şimdi biz tam 108 yıl sonra 20. Yüzyılın askerlik tarihindeki en büyük anıtı olan ve bugün milletçe yıldönümünü idrak ettiğimiz Çanakkale Muharebelerini acaba yeterince biliyor muyuz ?

Bu büyük savaştan ve yaratılan kahramanlık destanından yeni nesiller gerekli dersleri alabiliyor mu ?

İşte bütün bu soruların cevabını yeterince verdiğimizi söyleyemeyiz. O halde ÇANAKKALE NEDİR ?

ÇANAKKALE; paylaşılmak ve tarihten silinmek istenen bir Cihan İmparatorluğu içinden kahraman bir milletin varlığını bütün dünyaya ispat ettiği, tarihte eşine rastlanamayacak kadar muhteşem bir milli duygu, milli inanç, istiklâl, kahramanlık ve milli şahlanışın başlangıç noktasıdır.

ÇANAKKALE ; Türk milletinin milli gururunu, şeref ve haysiyetini emperyalist emellere karşı nasıl koruyacağının gösterildiği bir destanlar manzumesidir.

ÇANAKKALE; toprağın zırha, betona ve çeliğe karşı kazandığı emsalsiz bir zaferdir. Bir tarafta Yirminci Yüzyılın gördüğü en büyük tahrip gücü, diğer tarafta kara toprak vardı. Ama bu vatan toprakları, Türk kanı ile sulandıkça sertleşen, yoğruldukça betonlaşan ve geçilmez siper olan kara topraklardı.

ÇANAKKALE; Çıplak insan gövdesinin tahrip gücü yüksek zırhlı ateş makinelerini alt etmesidir.

ÇANAKKALE; Türk kahramanlığının dünya tarihine altın harflerle mıhlandığı yerdir.

ÇANAKKALE; İstikbâle ve Türk’ün istiklâline en büyük müjdenin verilmesidir.

3 Kasım 1914’te Çanakkale Boğazı dışındaki Kumkale ve Seddülbahir Kalelerinin İngiliz ve Fransız donanması tarafından top ateşine tutulmasıyla fiilen başlatılıp, 9 Ocak 1916’da son işgal birliklerinin Gelibolu Yarımadasından çekilmesine kadar geçen tam 434 gün karada, denizde ve havada kıyasıya sürdürülen Çanakkale Muharebeleri neden oldu?

Bu muharebeleri başlatanlar neler umuyorlardı ?

Her kilometrekaresi için tam 252 evlâdını şehit vererek, dünyada vatan topraklarının savunulması ve milletinin bekası için hayatını feda edebilmenin erişilmez örmeğini ortaya koyan Çanakkale Zaferi Türk Milletine neler kazandırmıştır?

İşte bütün bunları anlatmaya sayfalar ve ciltler değil, kütüphaneler yetmez.

Karadeniz ve Akdenizi birbirine bağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazları stratejik konumları ve işlevleri sebebi ile milletlerarası ilişkilerde her zaman önemli roller üstlenmiş ulaşım yollarıdır. Bu yüzden tarih boyunca bir çok devlet Boğazlara ve özellikle İstanbul’a hükümran olabilmek için büyük mücadeleler vermiştir. Dün olduğu gibi bugün dahi öneminden hiç bir şey kaybetmeyen boğazların 1453’de tamamen Türklerin hakimiyeti altına girmesi ile başlayan yeni tarihi, uluslararası dış politika açısından ayrıntılı olarak incelendiğinde, en ilginç safhasının tarihe Çanakkale Savaşları olarak geçen dönem olduğu görülecektir.

Şurası bir gerçek ki, diğer birçok zaferimizde olduğu gibi bu muhteşem eseri yeni nesillere anlatamadık. Veya anlatmakta geciktik.

Çanakkaleyi kolaylıkla geçip kısa sürede İstanbul önlerine gelmeyi planlayan dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük donanma 18 Mart 1915’te önce denizden Çanakkale Boğazını zorla geçmeye çalıştı. Ayni günün akşamında büyük zayiat vererek geriye çekilen dev armada ile boğazların aşılamayacağı o akşam belli olmuştu.

O halde karadan saldırı yapılmalı ve Türklere gereken ders verilmeliydi. İşte Müttefik planlamacıları burada yine büyük bir yanılgıya düştüler . Onlar Mehmetçiği kendi sömürge askerleri ile bir görme gafletine kapıldılar. Hele Mustafa Kemal gerçeğini hiç akıllarına getirmediler.

Uzun ve dikkatli bir planlamadan sonra, İngiliz İstanbul Sefer Kuvveti Komutanı General Hamilton komutasındaki çıkarma birlikleri 25 Nisan 1915 günü saat 02:45’te boğazın kuzeyinde Seddülbahir, güneyinde ise Kumkale bölgesinde karaya ayak bastılar. Yapılan bu ilk çıkarmayı süngü hücumu ile hemen denize döktük. Bunu birbiri gerisinde ve durmaksızın Gelibolu Yarımadasının her tarafına yapına diğer çıkarmalar takip etti. Yoğun deniz ve hava desteği ile sürdürülen bütün bu taarruzlar vatan toprağını kendilerine siper edip kanları ile bu toprağı geçilmez kılan Türk askerinin göğsünde söndürüldüler.

Onlar şehit kanından oluşan derelerde boğuldular. Şehit vücutlarından oluşan tepeleri aşamadılar. Onlar tarihte ilk defa askerlerine savaşmayı değil ölmeyi emreden bir komutana, yani Mustafa Kemal’e ve Kemal’in kahraman askerlerine boyun eğdiler. Neticede gördükleri üstün direnme gücü karşısında düşmanın yapabileceği tek şey vardı. O da mağlubiyeti kabul edip çekip gitmekti.
Nitekim Türk askerinin emsali görülmemiş kararlı direnişini kıramayan düşman 1 Aralık 1915’te çekilme emrini verdi. 9 Ocak 1916 tarihine kadar çekilme işlemini tamamlayarak topraklarımızı terk ettiler.

Çanakkale Muharebeleri Sonunda ;

– Türk milleti yüzyılların verdiği karamsarlığı ve bedbinliği üzerinden attı. Benliğini ve kendine güvenini yeniden kazandı. Balkan Harbi yenilgilerinin Türk Milletinin ruhunda yarattığı derin çöküntüyü yok etti. Ordu-Millet olma vasfını bir daha dünyaya ispat etti.

– Türklük şuurundan kaynaklanan kuvvetimizin değeri ve mahiyeti bütün açıklığı ile ortaya çıktı. Milli varlığının tehlikede kalmasına asla tahammül edemeyen milli şuurumuz Osmanlılık tozlarından silkindi, yeniden canlanarak gerçek kimliğini kazandı. Dünya Emperyalist Güçleri Türk milletinin tarihten silinemeyeceğini bir kere daha öğrendi.

ÇANAKKALE; her yönü ile incelenmeli, değerlendirilmeli ve yeni yetişen kuşaklara anlatılmalıdır.

Anlatılmalıdır ki; Mustafa Kemal’in, Mehmetçiğin, ve Türk Milletinin yurdunu savunmak için neler yapabileceği bilinsin…

Anlatılmalıdır ki; Kanla yoğrulmuş bu topraklarda yaşayan ve yaşayacak olan her Türk evlâdının, asla ihmal edilemez görevleri ve ecdâdına karşı saygı, minnet ve şükran borcu olduğu bilinsin.

– Sonuç olarak; Milletimiz bu savaşa sahip çıkmalıdır ve her taşı, her karış toprağı kanla yoğrulmuş bu kutsal toprakları adeta Kabe’yi tavaf eder gibi ziyaret etmelidir. Şehitlerimizden kanlarından yükselen o havayı teneffüs etmelidir. Şehitlerimizin o dağlarda dolaşan mersiyelerini söyleyen rüzgarları hissetmelidir.

– Genç nesillerimiz kendi topraklarımızda bulunan çiçek bahçesi misali donatılmış binlerce kilometre öteden gelip burada ölen yabancı askerlerin mezar taşlarında yazılı bulunan “Vatanları için öldüler” ibarelerini okuyup ibretle düşünmelidir. Eğer onların vatanı burası ise bizim vatanımız neresi? sorusuna cevap aramalıdır.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
18 Mart 2023 Cumartesi

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale