Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:
|
 |
Lozan Antlaşması, Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastin yıkılışını ifade eden bir vesikadır. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1927-NUTUK) |
Sevr Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı’na son veren antlaşmadır. Galip İtilâf Devletleri ile (İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı, Çekoslovakya) bu savaşta yenilmiş kabul edilen Osmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920'de imzalanmıştır. Osmanlı Devletinin bölünmesini öngören bu antlaşmayı TBMM Hükumeti imzalamamış ve yok farz etmiştir.
24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması ile hükmü kalmayan Sevr Antlaşması ile çok büyük ayrıcalıklar kazanan emperyalist batı devletleri Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti üzerinde Sevr’in sağladığı ekonomik ve siyasi kazanımlardan hiç bir şekilde vazgeçmediklerini geçen yüz yıllık süre içinde her fırsatta göstermişlerdir. Uygulamaya geçmemesine rağmen düşmanlarımızın zihinlerinde halâ canlılığını koruyan bu antlaşma hükümlerini Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri çok iyi bilmek zorundadır.
1. Dünya Savaşı kazanan İtilâf Devletleri Osmanlı ile yaptıkları antlaşmayı Osmanlıyı nasıl paylaşacakları konusunda kendi aralarında karar veremedikleri için geciktirmişlerdir. Bilindiği gibi imza koymamasına rağmen ABD SEVR’e taraftır ve sadece bunu tanır. ABD Lozan’ı kabul etmemektedir ve bunu tutum ve davranışıyla da açıkça göstermektedir.
433 maddelik Sevr Antlaşmasının 231-268 inci maddeleri ekonomik ve mali hükümleri içermektedir. Bu maddelerle Osmanlı ekonomik yaşamı emperyalist güçlere teslim edilmektedir.
Bugün kağıt üzerinde tam bağımsız bir ülke olarak görülmemize, ve Sevrin mali hükümleri Lozan Antlaşması ile yırtılıp atılmasına rağmen Sevr hükümlerinin çok daha ağırları bize kabul ettirilmiştir. Günümüz Türkiye'si küresel mimarlar eliyle tipik bir kapitülasyon uygulamasına tabi tutulmuştur.
Aslında bugün ekonomik kriz olarak nitelendirdiğimiz durum SEVR dayatmasının doğal sonuçlarıdır. “Lozan’ın zafer değil, bir hezimet olduğu” hususunu medyada sıkça dile getirilmesinin ardındaki asıl düşünce, Sevr Antlaşmasının bölünmemizi öngören maddelerini geri getirmektir.
Gerçek Türk tarihi hakkında yeterince bilgilendirilmemiş Türk milleti; yandaş medyanın kendisine sunduğu yalan-yanlış bilgiler yüzünden adeta bir akıl tutulması ile karşı karşıyadır.
Her Türk evladı, SEVR ve LOZAN’ı iyi bilmeli, asla emperyalist güçlerin oyuncağı olmamalıdır.
Dr. Tahir Tamer Kumkale 9 Ağustos 2020 Pazar |
|