10 Kasım 2023 CUMA

 
Dr. Tahir Tamer Kumkale

tamer@kumkale.net

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR VE SEVGİ İLE KUCAKLIYORUM......

Ana Sayfa
Başlarken
Yazı Arşivi
Yazı Arama
Kitaplarım
Hakkımda


    Kitaplarımdan seçmeler...

Amazon'da kitaplarım






SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI İDDİALARINA KARŞI MİLLETÇE DİMDİK AYAKTA DURMAK ZORUNDAYIZ..
Bu yazımı Facebook'ta beğenmek veya bir arkadaşınıza göndermek (tavsiye etmek) için:

Yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cür’et alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmakta idiler. İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekte idiler.- Gazi Mustafa Kemal Atatürk-Nutuk(1927)

 25 Nisan 2017 Salı 

Küresel güç odaklarının Türkiye'ye karşı periyodik saldırı konularından biri de "Ermeni Soykırımı" iddiasıdır. Bu alandaki saldırılardan birini atlatmadan diğeri başlar. Türkiye ve Türklük düşmanları sanki sıraya koymuşlar gibi Ermeni iddialarını en üst düzeyde dile getirerek ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışırlar. Bu konuda doğal olarak içimizdeki Ermeniler ile Ermenistan’dan önemli destek alırlar. Bilgisizliğimiz ve milletçe ilgisizliğimiz bu saldırıların artmasında başlıca etkendir. Eğer düşmanı iyi bilirsek ona karşı tedbir almamız daha kolay olur.

Farz edelim ki, "Anadolu Ermenilerinin 1915-1918 yıllarında sistemli bir soykırıma tabi tutulduğu" iddiasındaki Karar Tasarısı; ABD, Fransa, İngiltere veya bir başka ülkenin parlamenterlerince kabul edildi. Bu durumda ne olacaktır? Bu devletlerin yönetimleri TÜRKİYE' ye bunun hesabını mı soracaktır? Bu kesinlikle mümkün değildir. Türkiye'ye bunun hesabını sormanın ne siyasi, ne hukuki ve ne de başka bir şekilde mantıki bir izahı yoktur. Çünkü böyle boş iddiaların yaptırım gücü de yoktur. Hiçbir ciddi hükümetin birkaç Ermeni'nin oyu pahasına Türkiye gibi potansiyel gücü olan bir büyük güç ile bu konuda karşı karşıya gelip çatışmayı göze alması beklenmemelidir. Bunu düşünmek dahi abesle iştigaldir. Boş hayaldir.

1983 yılında TRT’de yayınlanan; Türkiye’deki Ermenilerin yaşantılarını konu alan "ERMENİLER" ve Ermeni çetelerince Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki Türk ve Müslüman ahaliye karşı yapılan gerçek soykırımı anlatan "CANLI TARİH" programlarının yapım-yönetim görevini üslendim. Kars'ın ANİ bölgesinden başlayarak, Türklere karşı Ermeni mezaliminin yoğun olarak yaşandığı VAN çevresinde katliamı yaşayan Türk yurttaşlarımızla görüştüm. Asıl mezalim ve katliamın bölgedeki Ermenilere karşı değil, Rusya ve İngiltere’nin desteklediği Ermeni çetelerince Türk ve Müslüman halka karşı yapıldığını ilk ağızdan dinleme fırsatını buldum. Bir tarihçi olarak, tarihi bilerek çarpıtan, yalan ve yanlışlarına bilimi alet eden Türklük düşmanlarından iğrendim. Bilimin tarafsızlığı adına utanç duydum.

Ülkemizdeki ERMENİLER 1000 yıla yakın bir süredir Türklerle kaynaşmışlardır. Ermeni ve Türk Kültürleri yakınlaşmış ve birbiriyle bütünleşmiştir. İsteyen bütün araştırmacıların hizmetine sunulan Osmanlı Devlet Arşivini inceleyen gerçek tarihçiler Ermenilerin ülke yönetiminde en üst mevkilerde görev aldıklarını, mutlu ve müreffeh bir yaşam sürdüklerini göreceklerdir. Bizim Ermeni yurttaşlarımızdan herhangi şikayetimiz olmadığı gibi onların da bizden bir şikayetleri olmamıştır.

Yıllardır batı ülkelerinde oynanan ERMENİ SOYKIRIMI iddiaları siyasi bir şovdur. Burada bize düşen önemli bir görev vardır. Dış ilişkilerde bize yapılana aynen karşılık vermemiz lazımdır. Hangi ülkede Türklerin soykırım yaptığına dair bir iddia parlamentolara getirilirse, o ülke ile ilgi tarihinde yaşanmış gerçek olaylara dayanarak benzeri “soykırım kınama kanunları” TBMM'de kabul edilerek dünya kamuoyuna duyurulmalıdır.

Misal verecek olursak; “ABD Kızılderilileri ve zencileri , Fransa Korsikalıları, İngiltere İrlandalıları, Almanya Yahudileri, Rusya Türkleri gerçek bir soykırıma tabi tutmuşlardır. Kendilerini insanlık adına kınıyoruz." Şeklindeki davranışımız karşı tarafı susturmaya yeter de artar bile. Bakalım ne zaman bizde onlar gibi cesur olacağız...


Dr. Tahir Tamer Kumkale
25 Nisan 2017 Salı

 
BİLDİRİ-YORUM
2000-2012 | Dr. Tahir Tamer Kumkale